Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Zübeyde Hanım
Azerbaycan elçisi kendisiyle tanışmak istedi...Zübeyde Hanım, Mustafa Kemal'e döndü ve kaşlarını çalarak,"Bak ne diyor,"dedi."Sen Padişah olmalıymışsın,sana padişahlık yakışırmınş."Hemen arkasından, "sakın Padişah olmaya kalkma!"diye ekledi.Mustafa Kemal onu yatıştırdı:"Merak etme .Padişah filan olacak değilim.Ama herhalde bu ülkenin başı olacağım. Büyük elçi bunu söylemek istemiştir."
Sayfa 428 - Altın yayıneviKitabı okuyor
Topal Osman, Atatürk'e karşı ayaklanır ve saatlerce süren bir çatışma sonrasında Tekçe tarafından Çankaya Köşkü'nde adamlarıyla birlikte yakalanarak öldürülür. Ölümünden sonra toplanan Meclis, cesedinin Ulus Meydanı'nda Meclis binasının önünde ibreti alem için asılması kararını alır. Bu karar aynen uygulanır.
Sayfa 88
Reklam
.... Atatürk'ün Din Hakkında Sansürlenen Görüşleri Atatürk'e ilişkin olarak 2 önemli çarpıtma yapılıyor. Biri Batılılaşma konusunda... Diğeri din konusunda... İlki, Atatürk'ün hedef olarak Avrupa'yı göstermediği iddiasına dayanıyor. İkincisi, -dinci kesimin ve medyanın sürekli yaptığı gibi- ısrarla Atatürk'ü dua ederken,
Revizyonizm
Aslında "revizyon", değişen koşullar içinde düzeltmeler yapmak anlamına geldiği halde, marksistlerin dilinde "revizyonizm" hainlik ile eşdeğer bir anlam kazanmıştır.
Atatürk'e laf edemedikleri için böyle lafları edenlerin arkasına sığınıyorlar. Atsız, zamanının en büyük Atatürk karşıtlarındandır ve Atatürk hakkında yalan bilgilerin mimarı Rıza Nur'un manevi oğludur.
Lassalle
Devletin asıl amacı, bu birlik sayesinde, bireyleri, tek tek hiçbir zaman erişemeyecekleri amaçlara, yaşam düzeyine ulaşabilecek bir duruma getirmek, birey olarak tırmanamayacakları bir öğrenim kudret ve özgürlük düzeyine ulaşmaları ıçın gerekli yeterliği onlara kazandırmaktır. Devletin amacı, insanlığın özgürlük için eğitilmesi ve geliştirilmesidir.
Reklam
Penceresiz Ev
Kadınların, dünyada ki cehennemidir Afganistan. Kitap tüm çıplaklığıyla anlatmış, Atatürk'e ne kadar saygı duysak az.
81 syf.
·
Puan vermedi
·
29 saatte okudu
Hümanizm(!) +18
“Son günlerde Ermenilerin tarihî emellerini gerçekleştirmek için dünya kamuoyu­nu aldatmaya yönelik sözde Ermeni soykırımı iddialarını yoğun bir biçimde tekrar gündeme getirdikleri gözlemlenmektedir. Biz bu çalışmamızla tarihi süreç içerisinde Ermeni meselesinin ortaya çıkışını özlü bir şekilde bilimsel olarak özetlemeye ve bu konudaki
1. Dünya Savaşı Sırasında Ermenilerin Türklere Yaptığı Katliam
1. Dünya Savaşı Sırasında Ermenilerin Türklere Yaptığı KatliamKolektif · Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları · 20004 okunma
496 syf.
9/10 puan verdi
Penceresiz Ev
Kadınların, Bu dünyada ki cehennemi Afganistandır demişti çok sevdiğim bir gezgin. Yazarın okuduğum ilk kitabı, Kadınların çekmiş olduğu zorlu süreç ve yaşamış olduğu düzenden bahsetmiş. Zeba, 17 yıllık evliliğinde çok iyi bir anne ve eş olmuş iken. Evinin bahçesinde, kocasının başına balta vurulmuş şekilde bulunur. Peki gerçekten kocasının öldürdü mü? Bunu ortaya çıkarmak içinde, yıllar önce Afganistan'dan kaçıp. Amerikaya giden ve orda avukat olup geri dönen Yusuf, müvekkilinin suçlu yada suçsuz olduğunu ortaya çıkarmaya çalışıyor. Kitabı okurken, kadınların yaşamış olduğu şeyler ciddi anlamda akıl sağlığını kaybettirecek türde. Atatürk'e ne kadar saygı duysak az.
Penceresiz Ev
Penceresiz EvNadia Hashimi · Arkadya Yayınları · 2020406 okunma
Bir gün Fransız Büyükelçisi Şarl dö Şambrön, ATATÜRK' e büyük İskender' in doğduğu yerin yakınlarında doğduğunu hatırlatınca ATATÜRK ona şu yanıtı vermiştir; "Benzeyiş orada durur. İskender dünyayı fethetti, ben etmedim. O bu fetihleri yaparak kendi yurdunu unuttu, ben hiçbir vakit kendi yurdumu unutmayacağım."
Reklam
Gani Girici, Atatürk'ü anlayamayan, milli bilinci kavrayamayan ve Cumhuriyet yönetiminin sağlayacağı yararları göremeyen bazı insanlarımızın bu tutumu karşısında; "Fransız işgali döneminde, Adana esnafı olan Ermenilerin, Kur'an-ı Kerim'i yırtıp içine zeytin, peynir ve benzeri maddeler sardıktan sonra, Kur'an'ınız bu mu?" diyerek, İslâm dinini aşağıladıkları hakkındaki anısını anlattığı çocuklarına; "Atatürk işgalci devletlerin kuvvetlerini kovmasaydı, dinimiz kalır mıydı sorusunu sormak gerektiğini söylemiştir. Bu nedenle Atatürk İlkelerine ve Cumhuriyet'e çok bağlı idi. Girişimci bir kişilik taşıması nedeniyle, Atatürk Adana'ya geldiğinde aynı ortamda bulunan Gani için; "Bu genç kim? Çok girişken" diyerek, dikkatini çektiğini belirten sözlerini hatırlayan Ahmet Remzi Bey, Soyadı Kanunu çıktığında Atatürk'ün bu sözlerini Gani'ye söyler ve Girici soyadını almasını önerir. Gani, Atatürk sevgisi, inkılâba bağlılığı ve kişilik yapısı gereği Girici soyadını almayı uygun bulmuştur.
Abdülgani Girici (1901-1989)Kitabı okuyor
Mehmet Görmez
Akp'nin diyanet işleri başkanı Mehmet Görmez'in kim olduğunu anlayabilmek için, kendisinden önceki diyanet işleri başkanına bakmak yeterliydi. .. Profesör Ali Bardakoğlu, son cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer tarafından diyanet işleri başkanlığına getirildi. Sadece ilahiyatçı değil, hukukçuydu. Dinin siyasete alet edilmesine daima karşı çıktı. Akp'yle hep mesafeliydi, tarafsız-saygın din adamı olarak, asla parti rozeti takmadı. Analar ağlamasın palavrasıyla ambalajlanan Pkk açılımına destek vermedi, "zihinlerdeki parçalanmayı arttırır" diyerek, Kürtçe vaaza karşı çıktı. Cemaatlere-tarikatlara yüz vermedi, bunları Diyanet'e sokmadı. Atatürk devrimlerine sahip çıkıyor, sık sık Atatürk'e a!ıfta bulunuyordu. lslamiyet'in aydınlık yüzünü temsil ediyor, aklı-bilimi referans alıyor, özellikle kadın hakları konusunda çağdaş adımlar atıyordu. Tayyip Erdoğan "ulemaya soralım" dediğinde, türbanı Diyanet'e sorduklarında, "yasal düzenleme için Diyanet'in görüşünü sormak, laiklik ilkesine aykırıdır" cevabını verdi. E bardağı taşırmıştı... Mustafa Kemal'le birlikte idama mahkum edilen kuvayi milliyeci Mehmet Rifat Börekçi gibi, Ordinaryüs Profesör Şerafeddin Yaltkaya gibi, Profesör Süleyman Ateş gibi, oturduğu koltuğun hakkını veren Profesör Ali Bardakoğlu, Akp borazanlığı yapmadığı için, Akp tarafından görevden alındı. Onun yerine, Akp imamı olarak görev yapan Mehmet Görmez getirildi, Akp'nin istemediği hiçbir şeyi görmedi! Saçını süpürge misali, Akp için sarığını süpürge etti ama görev süresi dolmadan istifaya zorlandı, koltuğundan ayrıldı.
Sayfa 190 - Kırmızı Kedi Yayınevi - Üçüncü Basım: Aralık 2017, İstanbulKitabı okuyor
Yıllar sonra bir ressam, Mustafa Kemal'e Sakarya Savaşı'nı resmeden bir tablo hediye etti. Kendisi, ön planda, yağız bir savaş atına binmiş olarak görünüyordu. Ressam tebrik beklerken, birdenbire Mustafa Kemal'in, " Bu tabloyu kimseye göstermeyin, " demesi üzerine şaşırıp kaldı. Kimse ne söyleyeceğini bilemiyordu. Mustafa Kemal açıkladı: "Savaşa katılmış olan herkes bilir ki, hayvanlarımız bir deri bir kemikten ibaretti, bizim de onlardan geri kalır yerimiz yoktu. Hepimiz iskelet halindeydik. Atları da, savaşçıları da böyle güçlü kuvvetli göstermekle Sakarya'nın değerini küçültmüş oluyorsunuz dostum."
hıncından, çaresizliğinden yumruklarını sıkar, şakaklarını sıkar, bazen de duvarları yumruklar bu mavi gözlü, sarı saçlı adam. hayallerinde, böyle anlarda karşısında daima, istanbul'un boğaziçi'ne hâkim bir tepesinde, yıldız sarayı'nın bir penceresinde boğazdan püfür püfür esen serin rüzgârlara kendini vermiş o müstebit padişah canlanır. evet, yıldız sarayı bir kale gibidir. salonlar yaldızlı, bahçeler birer cennet, rüzgârlar ruhu sakinleştiricidir. kapısında uşaklar sürü sürüdür. ama memleket yanıyor. memleket kan, ateş ve sefalet içindedir. devlet ve millet hem birbirleriyle, hem kendi içlerinde kıran kırana boğuşmaktadırlar. askeri, jandarması, ağası, eşkiyası, eşrafı, zalimi ve mazlumu ile bütün ülke boğaz boğaza, nefes nefesedir. kocamış bir idare, çökmüş bir ordu, çürüyen bir donanma, tamtakır bir devlet hazinesi, müflis ve dilenci olmuş bir hükümet... nihayet yolsuz, mektepsiz, hastanesiz, fabrikasız, asayişsiz, emniyetsiz bir vatan
dünya kurulduğundan beri yazılan tarih kitaplarında, hiçbir liderin kendi şahsi menfaatlerini düşünmeden ölümü göze alarak ülkesi için kurtuluş mücadelesi verdiğini yazmaz. yine hiçbir tarih kitabının sayfalarında bir lidere bu kadar çok suikast teşebbüsünde bulunulduğuna rastlayamazsınız tarihte birçok lidere defalarca suikast girişiminde bulunulduğu bilinmektedir. ancak bir lider düşününki, 1 değil, 3 değil, 5 değil, tam 41 defa suikast teşebbüsünde bulunulsun. bu suikast teşebbüsleri şimdiye kadar elde edilen belgelere göre tespit edilenlerdir. yabancı devletlerin gizli askerî arşivleri açıldıkça, Mustafa Kemal Atatürk'e yapılan kim bilir daha ne suikast teşebbüslerini öğreneceğiz.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.