Odanı, dolduracak son mevsimin, son baharın...
İsmini dinleyeceksin serin esen rüzgârda,
Duyacaksın ateş feryadını hâtıraların
Akşam vakti söylenen âşıkane şarkılarda.
Gazap ve öfke ateş gibi çabucak yanıp söner. Bir asırdan uzun bir süre yol almaya devam edebileceğin tek şey intikamdır. Süre uzadıkça intikam daha tatlı bir hal alır.
"Bazı insanlar der ki insan çamurdan yapılmıştır
Zavallı adamcağız kas ve kandan yapılmıştır
Kas ve kan ve deri ve kemikler
Zayıf bir zihin ve kuvvetli bir sırt
Onaltı ton yüklersin, eline ne geçer
Daha da yaşlanıp daha da borca batarsın
Aziz Peter beni çağırma çünki gidemem
Ruhum şirkete zimmetli
Güneşin ışıldamadığı bir sabah
Kıpkızıl, kan kırmızı bayraklarımızın alevinden
Sarı kursak bir balon gibi soldu güneş.
Ciğerlerimizde şişen türküler ateş!
Kol kola
Düştük yola
Yedikule’den amele evleri Sirkeci’ye dayandı,
Karagümrük kırmızıya boyandı.
Kasımpaşa tersaneyi yüklendi sırtına,
Geçtik köprüden
Geliyoruz:
Yol ver bize Cadde-i Kebir!
Kaldırımları söken topuklarımızla
Tokatlıyan’da göbekli mebusları tokatladık.
Osmanbey’in ensesine atladık!
Zifosladık Şişli’nin kadife mantosunu!
Bugün toz kondurmuyoruz keyfimize!
Bugün “Mayıs Bir”!
Bir Mayıs’ta İstanbul
Bizim olmuş gibidir!
Nazım Hikmet
Birini seviyorsan onu öldürme ! demek kolay
Oysa her âşık önce kendine sonra yanındakine cellat
Ve aşkta ölümün bir anlamı vardır , görklü kılınan
Bozulsun diye im
Her ateş önce yanını yoklar sevgilim .
"Bazı şeyler unutulamaz ya da affedilemez."
"Korkuya sahip olmak zayıflık değildi. Sadece aptallar ve sahtekarlar korku hissetmediklerini iddia ederdi."
Ben bu serinin ilk kitabını bir sene beklettikten sonra okumuştum.sonra 2inci kitabı nasıl alayım bir şey yapayım derken, şurada birkaç ay önce aldım ama devamı hâlâ yok. Kim
Benim elbet bir bildiğim var: Hayat saçma sapandır.
Üstüme saçmalı tüfeğiyle ateş açtı hayat
Yaylım ateş, bombardıman, güldürücü gaz
Şairsin! Arkanı dönme! Neyin var sen de fırlat!
Hiç yoksa şu inkisârı kâğıda geçir, sonuna kadar yaz
Nasıl olsa çıkaramazsın saçmayı etinden
Hiç deneme
Cibril'i düşünmeden
Asla yaşayamazsın
Seni uçurmazsa yandın
Kuşları da uçuran
Ey şair! Ey dilenci!
Kanatsız, mızmız, sözün köpeği
Tiryakilik peşinde geceleri
Günün ortasında karmanyolacı.
Durmaz bu dünyanın dönmesi. Aşıkların âhı var. Bu dünyada aşk var. Aşkın özü sitem, sitem kaldırmaz divaneler; aşkın özü ateş, alev tanımaz pervaneler var.
Merhaba! Benim adım Asma Adaeva. Çeçenya’nın Grozny kentinde doğdum. Şimdi Avusturya’nın Villach şehrinde yaşıyorum. Hayatım hakkında sizlere bir şeyler söylemek istiyorum.
Büyük savaş başladığında annemle birlikte dışarıdaydım. Askerler başlarımızın üzerine doğru ateş ediyordu ve o an bizim için sonun geldiğini düşündüm. Ama bir bodrum katına
Seni bilmeden ve tanımadan önce de ben daima sevdim. Fuzuli'nin dediği gibi, Bende ezelden beri ask istidadı var. Daima kalbimde bir ateş vardı. Öyle muayyen bir şey yoktu, yalnız daima içli idim