Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ne mutlu ki yıldızlar o kadar sık patlamazlar,her galakside yüzyılda bir anca bir patlama olur.Ama şanslıyız ki patlarlar,çünkü patlamasalardı burada olamazdık.Evren hakkında bildiğim en şiirsel gerçeklerden biri,bedenimizdeki her atomun bir zamanlar patlayan bir yıldızın içinde olduğudur.Dahası da var: Sol elinizin atomları başka, sağ elinizin atomları başka bir yıldızdandır. Kelimenin tam anlamıyla yıldızların çocuklarıyız,bedenlerimiz yıldız tozundan.
Yazmamın sebebi düşünüyorum.Başka bir semtte doğmama rağmen hatırlayamadığım hayatımın ilk yılları benim için hiç bir sorun teşkil etmezken. Hatırladığım, doğumumdan sonra değiştirilen evler ve en sonunda bir tanesine karar kılınıp, çocukluğumun, gençliğimin ve şimdiki zamanlarımın geçtiği ki burada ortalama bir on beş yıldan söz ediyorum. yaşadığım bu mahallenin, sokakların, binaların daha önce ilk defa görmüşcesine hayretle bakmamın sebebini düşünüyorum. Neden şimdi bunlar bana yabancı geliyor ? İlk defa görmüş bir turist kadar yabancı ve korkakça bakmamın sebebini düşünüyorum. Nedeni; Yıllarca yaşadığım bu ayna kırıklarıyla dolu sokakların yansımasını bir mana ile bitiştirebileceken, varlığından çok sonraları haberdar olduğum sen, ve senden sonra her şeyin manasının değişmesinin, çelişkileri olabilir mi diye düşünmedim değil. Açıklayacağım bunu, her şeyi. Genel olarak yaptığım gibi konuşurken söylediklerimin yarısının beynimde takılı kalmasından dolayı insanların beni anlayamamasından öyle sıkıldım ki! Tüm kanımla açıklayacağım. Senden önce gördüğüm her şeyi dünya ve ahvalleri ile bitişik bir mana yüklemeye çalışırken, senin karşıma çıkıp, sarılmadan sonra yüklemeye çalıştığım mana değil, yalan olduğunu fark etmem, fark ettik den sonra seninle birlikte hayatımdaki her şeye yalan olmayan gerçek bir mana yüklemeye çalışmanın çelkişkisi ve tezatlığının, çarpışmasının sonucu aslında olan bir şey durumum. İki atomun çarpışması sonucu ortaya çıkan “CERN” patlaması. Nasa bu konuda benden yardım alabilir, tabii ki yardım etmek gibi bir düşüncem yok. h.a
Reklam
MATRUŞKALAR Eğer bir elektronun bilinci olsaydı, kendinden çok daha geniş bir bütün olan atomun içinde yer aldığını bilir miydi? Bir atom, kendinden çok daha büyük olan o bütünün, molekülün içinde olduğunu anlayabilir mi? Peki bir molekül, kendinden çok daha büyük bir bütünün, örneğin bir dişin içinde hapsolduğunu anlayabilir mi? Peki ya bir diş, bir insanın ağzının içinde olduğunu kavrayabilir mi? Dahası, bir elektron bir insan vücudunun en küçük parçasını oluşturduğunu bilebilir mi? Birisi Tanrı'ya inandığını söylediğinde, sanki "Ben, küçük elektron, bir molekülün ne olduğunu gördüğümü ileri sürüyorum" diyormuş gibi gelir bana. Ve biri bana ateist olduğunu söylediğinde, sanki "Ben, küçük elektron, bildiğimin ötesinde başka hiçbir boyut olmadığından emin olduğumu iddia ediyorum" der. Ama inananlar ve ateistler, her şeyin hayal güçlerinin kavrayabileceğinden ne kadar daha engin ve ne kadar daha karmaşık olduğunu bilselerdi ne derlerdi? Eğer bir elektron yalnızca atom, molekül, diş ve insan boyutlarının içinde kapalı bulunmadığını, bunun yanı sıra insanın kendisinin de gezegen, güneş sistemi, uzay ve şimdilik adlandıramadığımız daha büyük bir şeyin içinde yer aldığını bilseydi, nasıl da sarsılırdı. Hepimiz bizi aşan bir matruşka oyununun içindeyiz. Şu andan itibaren, kendime, insanoğlunun Tanrı kavramını icat etmesinin, aslında belki de kendilerinden yukarıda bir yerde bulunuyor olabilecek şeyin sonsuz karmaşıklığı önünde kapıldıkları sarhoşluk karşısında tutunabilecekleri, güven veren bir şey olduğunu söylemeye izin veriyorum.
255 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Tartışılmayacak güzellikte (söz konusu bu güzellik elbette dopdolu bilgi haznesi) bir kitabı daha bitirmenin üzerimde yarattığı hüzünlü mutluluk tarif edilemez. Ama zihnini kitaplara emanet edip bilginin ışığında seyehat etme ayrıcalığını tadan okurgezginler anlayacaktır beni. Bilimle ilgilenmiyor veya bilime ilgi duymuyorsanız kesinlikle
Zamanın Kısa Tarihi
Zamanın Kısa TarihiStephen W. Hawking · Alfa Bilim · 20209,5bin okunma
Endülüs Abdüsselam : ( 1926 - 19 ) Pakistanlı Fizik Bilgini İlk nobel ödülü alan müslüman bilim adamı. Ahmed Bin Musa : ( 10 yüzyıl ) Sistem mühendisliğinin Öncüsü. Astronom ve Mekanikçi. in Hocasıdır Ali Bin İsa : ( 11 yüzyıl ) İlk defa göz hastalıkları hakkında eser veren müslüman bilim adamı. Ali Bin Rıdvan : ( ? - 1067 ) Batıya tedavi
Değişim
Beynimiz ve vücudumuz yaşamımız boyunca öylesine değişir ki, bu değişimi algılamak bir saatin akrebindeki hareketi algılamak kadar zordur. Kırmızı kan hücrelerimiz her dört ayda bir tümüyle yenileriyle yer değiştirirken, deri hücrelerimiz de birkaç haftada bir yenilenir. Yaklaşık yedi yıl içinde, vücudumuzdaki her bir atomun yerini başka atomlar almış olur. Fiziksel açıdan siz, aslında sürekli olarak yeni bir siz'e dönüşürsünüz.
Reklam
255 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Her ne kadar kapak resmi ve basımıyla 'kolay' kitap gibi gözükse de konusu ve anlattıklarıyla 'zor' kitap bence. Ancak bu kesinlikle üslupla alakalı değil. Hatta aksine, içeriğine göre çok anlaşılır, terimlere boğulmadan ayrıca çok da samimi yazılmış bir kitap. Bölümler halinde ilerliyor ve son bölüm anlatılanların toparlanması niteliğinde bir
Zamanın Kısa Tarihi
Zamanın Kısa TarihiStephen W. Hawking · Alfa Bilim · 20209,5bin okunma
-Bilmiyorum. Ne düşünüyorsun? -Düşünüyorum ki, annemle babam için yaşamak kolay! Babam altmış yaşında, gene de uğraşıyor, "çok yüzeysel" çarelerden söz ediyor, insanları iyi etmeye kalkışıyor, köylülere iyilik ediyor, kafayı çekiyor.. yani senin anlayacağın, yaşıyor! Annemin de durumu iyi: Bütün günü çeşit çeşit işlerle doludur; ahlarla, vahlarla, uğraşır durur, başını kaşıyacak zaman bulamaz. Ben ise... -Sen ise? -Ben ise düşünüyorum. İşte burada saman yığınının yanında yatıyorum... Vucudumun kapladığı daracık yer, geriye kalan boşluğun, benim bulunmadığım,benimle hiçbir ilgisi olmayan boşluğun yanında o kadar küçük kalıyor ki! Yaşayabileceğim süre de, benden önce var olan, benden sonra da sürecek olan sonsuzlukla ölçülünce o kadar önemsiz ki! Öyleyken, bu atomun, bu matematik noktanın içinde kan dolaşıyor, beyin çalışıyor, istekler doğuyor... Ne saçmalık! Ne boş şeyler!
Sayfa 219Kitabı okudu
Şüpheden Uzak Bilgi Edinme
İnsanların, evrenin kökeninden uzak galaksilerden atomun yapısına kadar birçok şeyi bilme arzusu, bu evrende yaşamak ve üremek için gerekenden çok daha fazladır. Yaşaması için gerekenden çok daha fazla bilmek isteyen insan, bilme süreci üzerine derinlemesine düşününce en temel bilgilerinin ne kadar şüpheli olabileceğini kavrar ve şüpheden uzak bilgi edinme arzusu duyar. Daha çok felsefi düşünce sürecinde ortaya çıkan bu şüpheleri üretebilecek bir zihinsel kabiliyette olmak da bu dünyada yaşamak ve üremek için gerekmemektedir. Ayrıca en temel bilgilerimizin ancak Allah’ın varlığını kabul edersek rasyonel temel bulacağı iddiasını ancak felsefeyle ilgilenen bir kesim anlayacak fakat onların önemli bir bölümü de bu iddiayı reddedecektir. Sonuçta şüpheden uzak bilgi edinme isteğinin de bu isteğin rasyonel bir temel bulmasının Allah’ın varlığını gerektirmesi de bu dünyada yaşama ve üreme için bir avantaj sağlamaz.
Sayfa 67 - İstanbul yayıneviKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.