Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“…Bak, şu saman yığınının yanında uzanmış yatıyorum... İşgal ettiğim yer öylesine küçücük, evrende bulunmadığım ve umurunda bile olmadığım alanın yanında öylesine ufacık, yok sayılacak kadar küçük ki... ve yaşayacağım zaman dilimi benim bulunmadığım ve bulunmayacağım sonsuz zamanın yanında öylesine az ki... Oysa bu atomun, bu matematiksel noktanın içinde kan dolaşıyor, bir beyin çalışıyor, birtakım istekleri var... Ne kepazelik! Ne saçmalık!”
Sayfa 157Kitabı okudu
Beynimiz ve vücudumuz yaşamımız boyunca öylesine değişir ki, bu değişimi algılamak bir saatin akrebindeki hareketi algılamak kadar zordur. Kırmızı kan hücreleriniz her dört ayda bir tümüyle yenileriyle yer değiştirirken, deri hücreleriniz de birkaç haftada bir yenilenir. Yaklaşık yedi yıl içinde, vücudunuzdaki her bir atomun yerini başka atomlar almış olur. Fiziksel açıdan siz, aslında sürekli olarak yeni bir siz'e dönüşürsünüz. Neyse ki, bütün bu farklı versiyonlarınızı birbirine bağlayan sabit bir olgu var gibidir: bellek.
Reklam
Ben atom silahlarını mükemmelleştirmek için atomun parçalanması üstünde çalışan bilim adam­larına “aydın” denilemeyeceğini söyleyeceğim: on­lar bilim adamıdır, işte o kadar. Ama yapılmasına göz yumdukları bu silahların yıkıcı gücü karşısında dehşe­te kapılan bilginler bir araya gelerek kamuoyunu atom bombasının kullanılmasına karşı uyaran bir manifesto imzaladıklarında artık birer aydındırlar.
Sayfa 16 - Can Yayınları
“Bak, şu saman yağının yanında uzanmış yatıyorum… İşgal ettiğim yer öylesine küçücük, evrende bulunmadığım ve umrunda bile olmadığım alanın yanında öylesine ufacık, yok sayılacak kadar küçük ki… Ve yaşayacağım zaman dilimi benim bulunmadığım ve bulunmayacağım sonsuz zamanın yanında öylesine az ki… Oysa bu atomun, bu matematiksel noktanın içinde kan dolaşıyor, bir beyin çalışıyor, birtakım istekleri var… Ne kepazelik! Ne saçmalık!“
Sayfa 157Kitabı okudu
Ben ise düşünüyorum. İşte burada saman yığının yanında yatıyorum... Vücudumun kapladığı daracık yer, geriye kalan boşluğun, benim bulunmadığım benimle hiç ilgisi olmayan boşluğun yanında o kadar küçük kalıyor ki! Yaşayabileceğim süre benden önce var olan, benden sonra da sürünecek olan sonsuzlukla ölçülünce o kadar önemsiz ki! Öyleyken bu atomun, bu Matematik noktanın içinde kan dolaşıyor, beyin çalışıyor, istekler doğuyor... Ne saçmalık! Ne boş şeyler!
Sayfa 174 - Ema KlasikKitabı okudu
“Mermi torpido büyüklüğünde olabilir ancak gerçekte tüketilen atomun net kütlesi korkarım ki birkaç gram kadar hafif bir şeydir.”
İthaki YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“Bak, şu saman yağının yanında uzanmış yatıyorum… İşgal ettiğim yer öylesine küçücük, evrende bulunmadığım ve umrunda bile olmadığım alanın yanında öylesine ufacık, yok sayılacak kadar küçük ki… Ve yaşayacağım zaman dilimi benim bulunmadığım ve bulunmayacağım sonsuz zamanın yanında öylesine az ki… Oysa bu atomun, bu matematiksel noktanın içinde kan dolaşıyor, bir beyin çalışıyor, birtakım istekleri var… Ne kepazelik! Ne saçmalık!“
Sayfa 157Kitabı okudu
Karahindiba çiçeğinden Meksika Körfezi'nde görünen bir hortuma, yenidoğan bir bebekten alacakaranlıkta göz kırpan bir yıldıza kadar çevrenizdeki her şeye bir bakın. Çevremizdeki dünyanın en çarpıcı özelliklerinden biri olağanüstü, sınırsız çeșitliliğidir. İki buçuk bin yıl önce Demokritos tarafından müthiş bir ileri görüşlülükle tahmin edildiği üzere, bu inanılmaz çeșitliliğin tamamı aslında az sayıda yapı taşını, veya atomları,birbirine bağlamayı olası kılan çok sayıda yolun bir yansımasıdır. Paradoksal bir şekilde sadelikten karmaşıklık çıkmıştır. Her şey kombinasyonlarda gizlidir. Dolayısıyla dünyadaki çeșitlilik bize sadece tek bir çeșit atomik yapı taşı olamayacağını -çok sayıda olması gerektigini- anlatmaktadır; ama neden bir tane yerine birçok çeșit vardir? Bunun nedeninin, bir atomu diğerinden farklı kilan şeyle ilgisi olmalıdır. Atomları birbirlerinden farklı kılan sey de sahip oldukları elektron sayısıdır. Merkezde bulunan çekirdeğin etrafinda ki yõrüngelerinde dönen o elektronlar, atomun diğer atomlarla etkilesimini sağlar. 'Yüzeyini' ve diğer atomik Lego taşlarıyla nasıl bağlanti kurduğunu tanımlar. Kısacası, onlar bir kalsiyum atomunu kalsiyum, bir altın atomunu altin ve bir platin atomunu platin yapan seylerdir. Diğer bir deyişle olağan dünyanın sınırsız çeşitliliği, bize elektronlar hakkında önemli bir sey söylemektedir. Aslında o önemli sey, elektronlarn birbirlerine karșı duydukları güçlü ve kayda değer hoşlanmama durumudur diyerek biraz aceleci bir çıkış yapmış olduk.
Şu kadar yıl sonra şu olacaksın, şu kadar yıl sonra bu olacaksın... Ne biliyorsun o kadar yıl sonra ne olacağını? Ne biliyorsun savaş olmayacağını, gidip ölmeyeceğimizi? Yarın akşam atomun tepemizde patlayamayacağını ne biliyorsun? Biliyor musun? Bugün yaşıyorsun, onu biliyorsun! Ben yarın için bugünü harcamak istemiyorum. Yarın gerçek değil. Gerçek bugün.
Sayfa 202Kitabı okudu
805 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.