Avarelik Görgüsü’nde Ahmet Murat, Kudüs’ten Mekke’ye, Karaman’dan Kahire’ye, İstanbul’a keşif ve gözlemlerle dolu bir yolculuğa çağırıyor okurunu. Zihin açıcı tekliflerle dolu bu bereketli yolculuk; sadece avarelik görgüsüne değil, aynı zamanda bakış görgüsüne de ihtiyacımız olduğunu hatırlatıyor bize.“Yeryüzünde şairane mûkim” bir kalemin eseri bu denemeler; zamana, eşyaya, mekâna ve nihayet kendi içimize nasıl bakmalıyız sorusuna dair esaslı cevapları içeriyor. "İstikâmeti, siyaseti ve kendine dönük bir bilinci olan avarelik, vakti boşa harcamaktan alıkoyan bir şeydir."
"Kitap, laboratuvar, ders olmazsa olmazdır. Ama bu imkânlar ve vasatların tamamına, bir avarelik görgüsü de eşlik etmelidir, demek istiyorum. Oralarda edinilmiş teorik müktesebâtı doyma noktalarına kadar taşıdığımızda, bedenin de zihnin de ihtiyaç duyacağı kaçış planları olacaktır. Eğer biz bize katkıda bulunacak bir avarelik görgüsünü edinebilirsek, bu kaçışlar, teorik olanı heba eden değil, besleyen imkânlara dönüşecektir."
Âh Ahmet Murat ...
İyi ki ...
Rafta beklettiğim (beklediğim mi demeliyim acaba?) bir kitaptı, kuş sesleri eşliğinde okumak için ... 'Kalbime iyilik olsun' diye ...