584 syf.
·
Not rated
O ve sonrası mı, zincir mi …??? Yoksa Türk olmak ve etkileri mi…???
Kitap aslında, ilk başta “ Yavuz Sultan Selim”e olan hayranlığımla başladı , ama kitap nerdeyse yarısına gelene kadar Fatih Sultan Mehmet ‘in İstanbul ‘u fethi ve onun Avrupa da, yol açtığı etkilerinden ve yansımalarından bahsediyor. Aslında, çok büyük ,bizim zannettiğimizden daha da büyük bi etki. Neden….??? İstanbul ‘un Fethi ve
Tanrı'nın Gölgesi - Yavuz Sultan Selim ve Bilinmeyen Hikayesi
Tanrı'nın Gölgesi - Yavuz Sultan Selim ve Bilinmeyen HikayesiAlan Mikhail · Epsilon Yayınları · 202215 okunma
"Türkler iyi sanatçılardı, bunu kimse inkar edemez. Ayrıca sanatçılara karşı her zaman saygılı davranıp onları ve benzer bir şekilde rahipleri ve din adamlarını da korumuş ve onları saraylarına, başkentlerine götürmüşlerdir ve bu, bir biçimde, sunulan bir onur olmuştur. Türkler antika toplamak ve oldukça tutkulu koleksiyoncular olmak gibi eski zamanlarda oldukça ender görülen eğilimlerin de taşıyıcısı olmuşlardır. XV. yüzyılda Osmanlılar, XVII. yüzyılda Büyük Moğollar, Avrupa resim sanatına büyük bir ilgi göstermişler, sanat eserleri satın almışlar, birbirlerine hediye etmişler ve sanatçıları ülkelerine davet etmişlerdir. Ortaçağda Selçuklular, Yunan-Roma heykelleri toplamışlar, bunlarla şehirlerinin ve saraylarının duvarlarını süslemişlerdir; dünyanın başka bir yerinde kim Türklerden daha fazla geçmişin eserlerine ilgi göstermiştir?" #türklerintarihi #jeanpaulroux
Reklam
.... Atatürk'ün Din Hakkında Sansürlenen Görüşleri Atatürk'e ilişkin olarak 2 önemli çarpıtma yapılıyor. Biri Batılılaşma konusunda... Diğeri din konusunda... İlki, Atatürk'ün hedef olarak Avrupa'yı göstermediği iddiasına dayanıyor. İkincisi, -dinci kesimin ve medyanın sürekli yaptığı gibi- ısrarla Atatürk'ü dua ederken,
Türklerin ana yurttan yani Andronovo Bölgesi'nden ilk göç hareketi MÖ 1700'lü yıllarda Altay ve Tanrı Dağlarına olmuştur. Bu ilk göç hareketleri Kazakistan ve Maveraünnehir'e doğru gerçekleşmiştir. (MÖ 1300). İlk göç hareketinden sonra MÖ 1100'lerde Çin'in kuzeyindeki Kansu-Ordos bozkırlarına göç hareketi görülmüştür.
Sayfa 140Kitabı okudu
ilk soru: Türkler olarak antik Hint-Avrupa dilinizi Avrupa'ya vermişken ve Avrupa'nın neredeyse her yerinde (ve Hindistan'a kadar Asya'da) bu eski dilin türleri konuşulurken siz Türkler neden Orta Asya kökenli bir dil olan Türkçe konuşuyorsunuz? neden antik Hint-Avrupa dilinizin devamı bir dil konuşmuyorsunuz? -Moğolların aksine siz Türkler hiçbir zaman yerinizden edilmediniz, Türkiye'ye hükmettiniz ve diliniz Rusça veya İngilizce gibi bir Hint-Avrupa diline dönüşmeyip muhteşem bir dil olan Türkçe olarak kaldı.
81 syf.
·
Not rated
Hümanizm(!) +18
“Son günlerde Ermenilerin tarihî emellerini gerçekleştirmek için dünya kamuoyu­nu aldatmaya yönelik sözde Ermeni soykırımı iddialarını yoğun bir biçimde tekrar gündeme getirdikleri gözlemlenmektedir. Biz bu çalışmamızla tarihi süreç içerisinde Ermeni meselesinin ortaya çıkışını özlü bir şekilde bilimsel olarak özetlemeye ve bu konudaki
1. Dünya Savaşı Sırasında Ermenilerin Türklere Yaptığı Katliam
1. Dünya Savaşı Sırasında Ermenilerin Türklere Yaptığı KatliamKolektif · Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları · 20005 okunma
Reklam
Fevkalâde ileri görüşlü bir devlet adamı olan Kânûnî Sultan Süleyman'ın, Fransızlara verdiği ve "kapitülasyon" adıyla anılan imtiyazlar, bâzı câhillerce itham edilegelmiştir. Halbuki Alman imparatoru Şarlken, Avrupa'ya hakim olmak istiyordu. Bu maksadı, Fransa'yı mağlûb etmesi ile gerçekleşmek üzere idi. Bunu engellemek isteyen Kânûnî, Fransa ile 1535'te ticârî bir muâhede imzaladı. Bu muâhede, Fransızlar'ın gümrük külfetini yüzde beşe indiriyordu. Bu, Fransa'ya büyük bir maddî yardım demekti. Fransa da buna mukabil Osmanlı'ya vergi ödüyordu. Kânûnî'nin takip ettiği bu siyaset, Avrupa'da hristiyan birliğini parçalıyor, Osmanlı'nın nüfuz ve îtibârını artırıyordu. Bu sebepledir ki, reformist Martin Luther: "Ya Rabbi! Büyük Türkleri bir an önce başımıza getir de, Sen'in ilâhî adâletinden onlar sâyesinde nasiplenelim!.." diyordu. Ayrıca dünyaya hak ve adâlet tevzî eden Türkler'e karşı mukavemetin "küfür" olduğunu söylüyordu. Bu da gösteriyor ki, Kânûnî'nin adaleti tevzii karşısında bir hristiyan lideri dahî hakkı teslim etmek zorunda kalmıştır.
Sayfa 187 - Erkam yayınlarıKitabı okuyor
Yunanlar, “mikro-asyatik (Anadolu) felaketinden” sonra da bugüne kadar, tarihi Grek İmparatorluğu’nun ihya hayalinden vazgeçmemişlerdir. Megali idea, duruma göre değişik taktikler kullanılsa da, Helenizmin değişmez hedefidir. Her Yunanın yüreğinde bir gün İstanbul ve İzmir’de yunan bayrağını görmek hayali yatar. Tarihte Yunanlar, Türklere karşı daima hıristiyan Avrupa’nın desteğine güvenmişlerdir. 1352 de Türkler Avrupa’ya ayak bastığı tarihten itibaren Bizans devleti, Roma Papasıyla ilişki kurarak Osmanlı’ya karşı Avrupa’dan bir haçlı ordusunu harekete geçirmek için her türlü çabayı harcamıştır. 1359’da Bizans-Papalık Donanması’nın Lapseki çıkarması, Osmanlı’ya karşı ilk haçlı saldırısıdır. O zaman amaç, boğazın Avrupa yakasına yerleşmiş bulunan Türkleri anadoluya geri sürmekti (Gelibolu karşısında Lapseki, Türklerin Rumeli’ye göçünün son geçiş iskelesiydi).
Sayfa 215 - Kıbrıs ve Ege sorunları’nın tarihi kaynağı: Megali ideaKitabı okudu
Aferin!
Ancak Türkler susarken Ermeniler boş durmadılar. Özellikle 50 yıldır hep onlar olayları kendi yönlerinden anlattılar. Bazı avrupa ülkelerinde var olan ve kökü yine ta­rihe dayanan Türkler hakkındaki "kötü" önyargıyı da kullanarak dünya kamuoyunu tek taraflı olarak etkilediler. Yani dünya kamuoyu 50-60 yıldır neredeyse sadece Ermenileri dinledi, sadece onların yazdıklarını okudu. Ancak Türk Diplomatlarının haince şehit edilmeye başlanmaları üzerine Türkiye Cumhuriyeti de dünya kamuoyuna ger­çekleri açıklamaya başladı.
Bu Türkler gerçekten dünyanın başına belâ. Şimdi de azınlıkları kovdukları ortaya çıktı. Düşünüyorum da Ermeniydi, Rum’du, Türklerin zulmettiği her “etnik grup”tan tek tek özür dilemek yerine hepsini birden halletmenin bir yolunu bulsak. Bu kadar faşizanlığın üstüne son bir tanecik daha yapıp Türkleri toptan bu topraklardan sürüversek. Bütün
Reklam
" Ama şu unutuldu: Türkler olmadan Avrupa ve dünya tarihini anlamak zaten mümkün değildir. Bizi de dünyasız anlamak mümkün değil. "
Türkler Avrupa yakasına çıktıkları sırada bugünkü Romanya bölgesinde iki Prenslik vardı. Bunlar "Eflâk" ve "Buğdan" Prens­ likleriydi. OsmanlIlar bunları iki memleket mânâsına gelen "Memleketeyn" kelimesiyle adlandırmışlardı.
136 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Johan Vilhelm Snellman ve Suomi'nin dirilişi...
Beyaz Zambaklar Ülkesinde... Bu güne kadar bu muhteşem eseri nasıl okumadım diye kendime kızmamla bitirdiğim ve alıntı üstüne alıntı aldığım harikulade bir eser. Kitap yerel dilde Suomi olarak geçen bataklıklar ülkesi olarak karşımıza çıkan Finlandiya'nın dünyanın en iyi eğitim ağına kavuştuğunu, dünyada iletişimde ve teknolojide neden bu
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Beyaz Zambaklar ÜlkesindeGrigory Petrov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202299.1k okunma
424 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Bir Alman Subayın kurtuluş savaşı izlenimleri
AT SIRTINDA ANADOLU FRED BURNABY 1856 yılında imzalanan Paris Barış Anlaşmasının yapılmasının ardından İngiltere hükümeti adına Londra’dan başladığı yolculuğu Kars’ta tamamlayan yazar Fred Burnaby, geçtiği illerin demografik durumundan, iklimine, kültürüne kadar pek çok ayrıntıyı, notlarına özenle aktarmış. Yazar bir İngiliz subayı olması
At Sırtında Anadolu
At Sırtında AnadoluFrederick Burnaby · İletişim Yayınları · 200059 okunma
Paris'te hazırlanan bir süvari ceketi ve altın şeritlerle süslü beyaz kaşmir bir pantolon giymeye başlayan Osmanlı sultanı için "Peygamber'in vekilinin komik bir kılıkla yer alacağı bir maskeli balo tasarlayan bir kâfir bile bu kadarını düşünemezdi" denecekti. "Avrupa'yı maymun gibi taklit eden" Türkler sıfatı telaffuz edilecekti. Türkler ne yapsalar yaranamayacaklardı Avrupa'ya yüzyıllar boyunca.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.