Dinsel öğreti, dünyada sahip olunamayan ve arzusunun duyulduğu güzelliklerin istencidir “ilahi adalet, asrı saadet “ ve cennette “sonsuz mutluluk” dünyada bir şeylerin ters gittiğinin kabulüdür. Gerçek dünyada insanca yaşam yoktur. Din, gerçekliğe duyulan maneviyatın kendisidir.
Din, insana aykırı toplumsal ilişkiler içine hapsolmuş insanın sahici insanlığı arayışıdır. Çünkü, bu tersine dönmüş dünyada “insani öz sahici bir gerçeklik” kazanamamıştır. Din, gerçek dünyada sahici insanlığı bulamamış olan insanın, özlediği insanlığı dile getirir.
Dinsel ıstırap çekme aynı zamanda hem gerçek ıstırabın ifadesi hemde gerçek ıstıraba karşı protestodur. Din ezilmişlerin of çekmesi , kalpsiz dünyanın kalbidir, ruhsuz koşulların ruhudur. Din halkın afyonudur.
Yani Marx’ın söylediğinin açıklaması; 👇🏻
Mevcut toplum derin bir ıstırap çekmektedir . Din, bu ıstırabı kendi fantastik anlatı ve ritüelleriyle hem ifade hem protesto etmektir. Din ezilmişler açısından kalpsiz bir dünya tahayyül edilebilecek kadar insanca özlemlerin paylaşılmasıdır.
Yani afyon aslında ezilmişlerin sıkıntılarını giderebilmek için dinsel ritüellerde yan yana gelerek dayanışmalarını çeşitli kolektif avuntu pratikleriyle çektikleri gerçek acıları bir nebze olsun hafifletmeyi anlatır.
Sitede yaptığım ilk inceleme, Van Gogh aşığı olduğum için bu kitabı puanlayarak geçmem çok büyük vefasızlık olurdu, dolayısıyla uzun bir inceleme olacak… En başta söyleyebilirim ki sayısız kaynak okudum, video izledim Van Gogh’la ilgili, ancak bu eser tamamen birinci dereceden bir kaynak, o yüzden onu başkalarından değil, kendinden tanımanızı
Eğer bu kitabı okuduysanız kendinizi tebrik edebilirsiniz. Fakat durağan bir dili, çok karakterli oluşu sebebiyle değil, hayatınıza böyle enteresan bir sülalenin hikayesini bilerek devam edeceğiniz için. Yanında Marquez'in, adlandırmak dilinizin ucunda duran ama tam olarak ne olarak tanımlamanız gerektiğini kestiremediğiniz anlatımı da
"Ey güzel insan, sen de onun gibi bir tutkunun esiriysen, onun acıları sana avuntu olsun eğer yazgından veya kendi hatandan dolayı bir arkadaş bulamıyorsan, bu küçük kitap dostun olsun."
Adalet diye bir şey yoktu; dünya rastlantının ürünüydü; hepsi yalandı, insanoğlu içinde yaşadığı çaresizliği korkmadan taşıyabilsin diye uydurulmuş avuntu sözleriydi.