Hep düşündü durdu; uzun, zahmetli, insana yararı dokunmayan yollarda, azgın dikenli çalılıkların içine düşer gibi, çarçur edilmiş yaşamının karmaşası içine giderek daha çok gömülmüş, ama yaşamına anlam kazandırıp kendisine avuntu sağlayacak bir şey ele geçirememişti
Sayfa 86
Onsuz yalnızlık duyuyordum, ama yalnızlık duyabilmem bile bana bir avuntu gibi geliyordu. Yalnızlık o denli de kötü bir duygu değildi. Küçük kuşlar uçup gittikten sonra akmeşenin sessizliği gibi bir şeydi.
Reklam
Aşkın yerini iyilik aldığı zaman İnanırım beni sahiden sevdiğine Yağmurun yerini kuşlar doldurduğu zaman Az kuşlar onlar iyi kuşlar Kanatlarından büyük merhametleri var Şiirin yerini sakinlik aldığı zaman Ayrı ayrı daha mi çok yakışıyoruz birbirimize Siyah-beyaz resimlerde ahşap avuntu Sözlerin sokaklar gibi kavuştuğu zaman Soğuk devlet, soğuk gece, arkadaslarim nerde Ah, ölüme mi indiler henüz hayata çıkmadan Yaprakların evi var, Allah'la komşu Rüyasız çıkıyoruz çok katlı mağaralardan...
Okumak
"Ne çocuklar gibi bir avuntu olsun diye okuyun, ne de muhterisler gibi kendinizi talime zorlarcasına, hayır, hayır; okuyacaksanız: şifa bulmak için okuyun!" - Gustave Flaubert
192 syf.
5/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Basta aylaktan cok serseri Adam olarak tasvir ediyorsunuz kahramanı.Yazarin sayfaların arasına sıkıştırmasından olsa gerek bir sure sonra aylakmış diyiveriyorsunuz.Kitabin Kahramaninin tuhaflığını bir sure kendi üzerinizde hissediyor ne yapmaya çalışıyor diye sorduğunuz oluyor.Hem aylak hem anlamsız gibi geliyor daha sonra .Bu seferde Yazarin olayları açıklamaya geçmesinden sonra yaptığı karşı çıkışlar,alışkanlıklar ,olaylar anlam kazanıyor."C"diye tanımlanan Aylak Ada'mı okumasak,etrafımızda görmüş olsak çoğunlukla imrenmez hayatını gereksiz yasayan yaşamını çarçur eden bir insan der hatta sapık olarak( kızları kastedereksoyluyorym) görüp uzak dururduk.Kitaplarin sihrinden olsa gerek en gereksiz insanı bile anlamaya ,yaptıklarında mantıklı taraflar bulmaya başlarız.Halbuki insanlarda kitap gibi baksak...Aylak adamdaki hiçbir şeyi alışkanlıklastirmama hali kitapta en sevdiğim özellikti.Paragraflarda hayata uygulana bilecek alıntılar çıkardığım icin memnunum.Ki buda kitaba değer katan bir yandı."Ertesi gün sıkıcı bir sabahla başlayacaktı.Kimbilir,can sıkıntısı olmasa,belki insanlar ise gitmeyi unuturlardı."is avutur"derdi babası.O böyle avuntu istemiyordu.Bir örnek yazılar yazmak,bir örnek dersler vermek,bir örnek çekiç sallamaktı onların is dedikleri.Kornasini ötekilerden başka öttüren bir şoför ,çekicini başka ahenkle sallayan bir demirci bile ikinci gün kendi kendini tekrarlıyordu.Yasamanin amacı alışkanlıktı,rahatlıktı...Baska seyler gerekti."
Aylak Adam
Aylak AdamYusuf Atılgan · Can Yayınları · 201942 okunma
İnsan, neşenin yerine üzüntüyü seçmeyi pek sever. Yirmi birinci asrın hastalığı budur belki de. Ne tuhaf. Pablo Neruda, "Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim." derken bir şeyler anlatmak istiyordu aslında. Bu sabah, "bir şeyleri" anlayın da sizi mutlu edenlere koşun sevgili okur. Vakit geçiyor. Var olun. Wilhelm Genazino -
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.