Dar Zamanlar üçlemesinin ilk kitabı olan Ölmeye Yatmak; hem bir dönem romanı hem de günümüze ışık tutan bir roman olarak göze çarpıyor. Adalet Ağaoğlu'nun kalemi ile ilk kez bu romanda tanıştım ve daha önce neden okumadım bu yazardan bir eser diye kendimce hayıflandım. Kitabı elinize aldığınızda sayfalar arasında kayboluyorsunuz, sonra ne olacak ne anlatacak iştahı ile sayfaları çevirdim.
Kitabın konusundan da biraz bahsetmek gerekirse; Aysel bir otel odasında ölmeye yatmaya karar verir. Kendisine günlerce orada olduğunu düşündüren o iki saat boyunca hem geçmişe gidecek hem de günümüzdeki durumunu irdeleyecektir. Cumhuriyet sonrası dönemi 30lu yıllarla 60lı yılların sonuna kadar olan siyasal, kültürel yaşamı detaylarıyla öğrendiğimiz bir dönem romanı. Ama aynı zamanda günümüze de dokunmaları mevcut.
Atatürk dönemi sonrası yeniliklere ayak uydurmaya çalışmak aynı zamanda gelenekleri devam ettirmeye çalışmak arasında kalmış erken Cumhuriyet dönemi çocuklarının hikayesi bu. Kadınların toplumdaki yerinin kanıksanamaması, 2. Dünya Savaşı ve Türkiye'nin tarafı, Nazım Hikmet'in Moskov ajanı ilan edilmesi, Sabahattin Ali'nin hapisten çıkışı, komünizm ve Türkçülük hareketleri, Varlık vergisi, çok partili düzene geçiş ve olası politik hareketler, karne ile gıdaya ulaşma, kadınların okumak için sarf ettiği çaba ve kadınların eskiye boyun eğip erkenden evlendirilmeleri gibi birçok konuya değinen yazar romanını ölümsüz kılmış.
Hala okumadıysanız okumanızı tavsiye ederim.
Virginia Woolf ablam okuduğum kadar sanırım ERKEKLER ÖLSÜN diyen feminizm savunucularından değil. İşin komik tarafı da feminizm bir erkek tarafından ortaya atılmıştır. 
Charles Fourier peki bu abim kendi hemcinslerini yok etmek isteyen toplumu neden sağladı? Fourier sosyal gelişmenin kadınlara verilecek daha fazla özgürlükle mümkün olduğunu savunmaktaydı.
