Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Ayça
Ayça
@ayca88
null
null
null
null
null
138 okur puanı
Haziran 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Çok güzel bir kitapla geldim.
Başarılı bir ressam olan Alicia kocası Gabriel'i suratına beş kez ateş ederek öldürüyor ve bundan sonra tek bir kelime bile konuşmuyor. Adli psikoterapist Theo Faber ise yıllardır konuşmayan Alicia'yi konusturabileceginden emin. Kitabı hem Theo'nun ağzından hemde Alicia'nin günlüğünden okuyoruz. Sürükleyici ve merak uyandıran bir konusu var. Sonu da hoş bir ters köşeydi bence. Tavsiyemdir.
Şubat ayının ilk kitabı okumak için sabırsızlandıgım sevgili @yaprinka nin Yıldız Alatan serisinin dördüncü kitabı olan Bayan Begonvil oldu. Bu seri hiç bitmesin hep okuyalım. Okurken insana mutluluk veren kitaplardan kesinlikle. Özellikle dönem şarkılarını açıp açıp dinlemek de ayrı bir güzellik. Yıldız Ablamiz bu defa 1987 yazında Türkiye sınırlarını da aşarak Yunanistan'a kızı Berrin'in yanına gidiyor orda kaybolan genç bir kadının izini sürüyor. Tabi kocası, torunu, kızı ve arkadaşlarıyla birlikte. Yine bayılarak okuduğum bir kitap oldu. Seriye başlamadiysaniz kesinlikle başlayın.
Herkese merhaba.2 aylık taşınma arasından sonra sonunda kitap okuyabildim. Güzel bir dönüş oldu diyebilirim. Benim için en iyi ısınma kitapları kesinlikle polisiye artık bundan eminim. Erikacigimi okumayı da özlemişim. Erika bu defa yeni atandığı görev yerinde şans eseri bir ceset buluyor. 26 yıl önce ölen bir çocuk. Bir şekilde olaya müdahil olup çözülmesini sağlıyor. Okurken çok keyif almanın yanında çocuklarla ilgili olaylar beni aşırı geriyor. Seri gitgide daha da güzelleşiyor.
Okur Takip Önerileri
Seri içindeki en sevdiğim kitap kesinlikle bu oldu. Her şeyin nasıl başladığını anlatan aksiyon filmi tadinda bir kitaptı. Seri genel olarak zaten film gibi ilerliyor. Devam kitabı da umarım basılır bizde.
Iyi geceler herkese. Kitabı beş dakika önce bitirdim ve sıcağı sıcağına yorumunu girmek istedim. Kitabı gerçekten çok çok beğendim. Son derece sürükleyici ve merak ettiren bir kitaptı. Yazarın daha önce bir kitabını daha okumuş ve sevmiştim. Güzel, yalın ve yormayan bir üslubu var. Konusuna gelecek olursak; Lisa Power Thief River Falls isimli bir kitap yazıyor aynı zamanda onun doğup büyüdüğü kasabanın ismi de bu. Ancak Lisa tüm ailesini bu kasabada yitirdiği için kasabayı terk ediyor ve yakınlarda bir çiftlik evi alıp oraya taşınıyor. Fakat bir gece yarısı on yaşında bir oğlan Lisanın kapısında beliriyor ve hiçbir şey hatırlamadığını söylüyor. Lisa ona yardım etmesi gerektiğini hissediyor. Olaylar da bundan sonra başlıyor zaten. Okurken çok keyif aldığım bir kitaptı. Tavsiyemdir.
.
Kitabın üzerinde son on yılın en iyi gerilim romanı yazıyor ama buna maalesef katılamayacağım. Gerilim değil de duygusal yönü ağır basan bir kitaptı ve rahatsız ediciydi ama elimden bırakamadım. Özellikle çocukları konu alan kitaplar beni çok etkiliyor. Baba ve çocuk ilişkisini okurken bana duygusunu kesinlikle verdi. Tom Kennedy karısının anı ölümünden sonra oğlu Jack ile yeni bir hayata başlamak istiyor ve Featherbank isimli kasabaya taşınıyorlar. Ancak taşındıkları bu kasabada yirmi yıl önce bir seri katil tarafından beş çocuk öldürülüyor. Katil "Fısıltı Adam" lakaplı Frank Carter. Seneler sonra Tom ve Jack buraya yerleştikleri sırada bir çocuk daha kayboluyor ve Jack tuhaf davranmaya başlıyor. Son derece keyifli bir okumaydı. Tavsiyemdir.
"Dolapta biri var."
"Nerede? Ben göremiyorum."
"Göremiyor musun gerçekten?"
#alıntı
.
Aşırı aşırı sabırsızlıkla beklediğim bir kitap olan Dolapta Biri Var'i bir çırpıda okudum resmen. Tadı damağımda kaldı yine. 99 depremini yaşamış olan Azize'nin hüzünlü hikâyesini okuyoruz bu defa. Depremde babasını kaybeden Azize annesi ve kardeşiyle beraber Istanbul'a anneannesi ve dayısının yanına taşınır. Depremin ve kayıp duygusunun yarattığı boşlukla yeni bir çevreye alışma çabasını görüyoruz. Okurken yine gerim gerim gerildiğim yerler oldu. Sonu benim için ters köşeydi. Yine bayıldım.
Yılın ilk kitabıyla geldimmm. Yazarın şu çok meşhur olan Trendeki Kız kitabını okumadım. Bundan başlamak daha iyi oldu sanki. Konusuna gelirsek; Nel ölmeden önce kız kardeşini arar ancak Jules cevap vermez. Birkaç gün sonra da Nel'in ölüm haberi gelir. Jules dönmek istemediği kasabaya geri dönüp yeğeniyle ilgilenmek zorundadır. Nel'in ölümünün intihar olduğunu söylerler ama ne Lena ne de Jules buna inanır. Kitapla ilgili okuduğum yorumlarda çok fazla karakter olduğu ve takip etmenin zor olduğunu okumuştum. Ancak tahmin ettiğim kadar zor olmadı bence. Ben karakterlerin bakış açılarından olayları okumayı daha çok seviyorum sanırım. Sonu da bence tahmin edilebilirdi ama ben beğendim.
Gerçek efsaneden daha da korkutucu!
.
Herkese merhaba. Yazarın daha önce Büyü kitabını okuyup beğenmiş bunu da almıştım. Beklentimi karşıladı diyebilirim ancak biraz klişesi fazlaydı maalesef. Konusuna gelirsek;Bobbie Ingiltere'de bir yatılı okula gitmektedir. Okul zengin kızların okuduğu seçkin ve eski bir okul. Bir cadılar bayramı akşamı Bobbie ve yakın arkadaşı Naya diğer kızlarla iddiaya girerler. Cesur olan Kanlı Mary'yi çağıracaktır. Olaylar zaten bundan sonra başlıyor. Kanlı Mary efsanesi önceden de defalarca filmlere konu olmuş bir olay olduğu için oldukça aşinayım bu konuya. Kitap yer yer klişe olsa da esprili bir dili var. Elinizde varsa kesin okuyun.
Sevgili Yaprak Öz'ün son çıkan kitabı Perisiz Köşk'ü bitirdim. Bitmesin diye gıdım gıdım okudum resmen. Keşke daha uzun olsaydı. Gelelim konumuza;Bu defa 1985 yılının sonlarından başlıyoruz. Dönemin olaylarının da yer verilmesi çok güzel bir ayrıntı. Usta terzi, dörtdörtlük bir ev kadını,tatlı bir komşu ve ailemizin detektifi Yıldız Alatan yine iş başında. Bu defa komşusu Beti ile bir köşke bakmaya gidiyorlar ve yan köşke girip enteresan sesler duyup korkup uzaklaşıyorlar. Olaylar bundan sonra patlak veriyor zaten. Yıldız Abla serisini okumayı gerçekten çok özlemişim. Seri ile ilgili sevdiğim diğer şeylerden biri de eski kitaplarda yer alan karakterlerin bir anda olayın içine dahil olması. Umarım Yıldız Alatan'i daha çok okuruz bu gidişle öyle de olacak gibi. Hala okumadıysanız bu seriye bir an önce başlayın derim.
.
Çok merak ederek okuduğum bir kitaptan bahsedeceğim bugün. Kitap 400 sayfa ve ilk 200 sayfa eee noluyo şimdi ne olacak ki? diye okudum desem yeridir. Biraz durağan geldi açıkçası. Amma velakin 200'den sonra bir açıldı pir açıldı yani. Sonu resmen ters köşeydi. Hiçbir tahminim tutmadı. Okurken gerilmedim ama aşırı derecede merak ettim. Konusu da bence çok ilgi çekiciydi. Sadece filmlerde görebileceğimiz türden bir katliamdan sağ kurtulan kızımız Quincy'nin o olaydan sonra yaşadıkları anlatılıyor. Bundan dolayı da adı Kurtulan Kız. Onun gibi olan 2 kız daha var ve bir tanesi ölüyor. Olaylar bundan sonra başlıyor zaten. Bayağı meraklanarak okudum.
Yetişkinlerin eğlence dedikleri saçmalıkların hepsi çocukken yaşadıkları zevkleri tekrar yaşayabileceğini umutsuzca düşlemelerinden kaynaklanır. Hiçbir zaman çocukluklarindaki kadar eğlenemezler ve bu gerçeğin altında ezilerek eğleniyor rolü yaparlar."
#alinti
.
Doğu Yücel'le tanışma kitabım Düşler,Kabuslar ve Gelecek Masalları oldu. Iyi ki de olmuş diyorum. Keşke daha önce okusaymışım. Özellikle yazarın önsözünde söylediği gibi üniversite döneminde yazmış olduğu öyküler bence en başından yazarın iyi bir kalemi olacağının sinyalini vermiş. Kitap 11 öyküden oluşuyor. Ben çok öykü kitabı okuyan bir insan değilimdir normalde. Daha çok romancıyımdır. Ama bu öyküleri okurken çok keyif aldım. En çok Bariyer, Hayalperest ve Ilahi Düello'yu sevdim. Öyküler bilimkurgu, fantastik ve düşsel öğeler içeriyor. Ayrıca çok esprili bir dili var. Elimde yazarın bir kitabı daha var. En kısa sürede onu da okumak istiyorum. Son kitabı olmayacağı aşikar.
Kitap ikiz kardeşler Alice ve Celia'nin akıl hastanesine düşmesi ve Alice'in sevgilisi Jason ile ordan kaçmasıyla başlıyor. Celia'da tabi ki peşlerinde. Ikili kaçtıklarını zannediyor ancak o sırada kaldıkları yerde korkunç bir yangın çıkıyor ve Jason ölüyor. Tabi ki yangını çıkaran kötü ikiz Celia. Çok sürükleyici ve akıcı bir kitap. Ancak sonu çok tahmin edilebilir. Bunu bilerek okudum ama yine de keyifliydi. Ayrıca kitapta geçmiş zaman ve şimdiki zamanın anlatılması da güzel olmuştu.Boş vakitte okunacak çerez bir kitap. Gizem kitaplarına yeni başlayacak olanlar için uygun olabilir.
Öncelikle söylemek istiyorum ki kitap tek kelimeyle muhteşem. Pange kitaplığından okuduğum kitaplar gerçekten çok muazzam.Bütün seriyi alacağım bu gidişle. Kitap ilk cümleden aksiyonla başlıyor. Bir mezar bekçisi ve gece bekçisinin bir mezar soyguncusunu görmeleriyle başlıyor her şey.Gel de merak etme şimdi.Fakir bir mahalle olan Efsun sokağında yaşayan bir travesti, hayat kadını ve yazar da o sokağa taşınan Antik Mısır'da doğan bir simyaciyla tanışıyor ve ona çalışmaya başlıyorlar. Bu hikayelerin bir noktada kesiştiğini okuyoruz bizde. Sonu sanki biraz açık gibi geldi bana devamı olabilir mi acaba? Yazarın ilk kitabı ve bence asla son olmamalı. Çok sürükleyici ve yalın bir anlatım. Bayıldım.
Edit:devam kitabı olacakmış
Herkese merhaba. Dayanamadım ve seriye başladım iyi ki de başlamışım diyorum. O kadar akıcı ve ürkütücü ki. Konusuna gelirsek; Nehir Efser isimli genç bir öğretmenimiz var ve ailesinden uzağa başka bir şehre tayini çıkıyor daha doğrusu sürülüyor. Neden sürüldüğü kısmını bu kitapta öğrenemedim aşırı merak ediyorum. Yeni geldiği bu şehrin karanlik havası ve adadaki okul onun için pek de iç açıcı olmuyor maalesef. Ayrıca bu şehrin eski yerlileri diye tabir edilen insanlar var ve Nehir bununla ilgili hiçbir şey bilmiyor ve öğrenmeye çalışıyor. Ancak bu yolda bayağı ürkütücü şeylerle karşılaşıyor. Kitap tam yerinde bitti hemen 2.ye başlayacağım.
