Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.27
Esin Aykan
Esin Aykan
@aykanesin
Anadolu Üniversitesi Sosyal Hizmetler
3 Eylül
1383 okur puanı
Haziran 2016 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Bazı kitaplar için inceleme yazısı yazmak ve fikir belirtmek çok zor. İyi bir şekilde başlayan bir aşk hikâyesinin sonunu insan böyle düşünemiyor. Ama kader! Ama yazgı! Ama alın yazısı işte.
Berrak Koyuncu kitaba nasıl bir eve doğduğunu anlatarak başlıyor. Ailesi, nasıl bir evde büyüdüğü ve nasıl bir çocukluk geçirdiği vs.
Takvimler 2012 yılı Gezi Parkı Eylemleri sırasında tanıştığı eşini anlatıyor bizlere.
Geç bulduğu fakat çabuk kaybettiği güzel gözlü sevgilisini.
İkisi de çocuk istedikleri için bir an önce evleniyorlar, hakikaten de bir varmış bir yokmuş ile başlayan masalları Berrak Hanım'a göre "Bir Varmış Hep Varmış!" a evriliyor.
Günleri ve hatta yılları biraz ileri sardığımızda çiftimizin Maya adını verdikleri güzel kızları doğuyor. İnstagram postlarına eklenen yazılar öylesine yürek sızlatıcı ki! İnsan bunun yanında benim yaşadığım aşk acısı mı şimdi ? diye sorarken buluyor kendini.
22 Nisan 2020 gecesi
Kızımızı uyutayım arayacağım seni deyip cevapsız kalan aramaları ve cevapsız kalan mesajları da genç kadına artık Cem'siz kaldığının can yakan habercisi ne yazık ki.
Sonrasında yas dönemi, çaresizlik, kabullenememe, ağlama krizleri, bir yandan ufacık çocuğa olan annelik görevi derken uzun bir yol oluyor Berrak Hanım için.
Eşine "Bodrum'a gitme " dediği ve korkunç kazayla son bulan bir yaşam değil sadece.
Babalar Gününü onsuz karşılamak,
Beraber kurulan hayalleri hep bir eksikle gerçeğe dönüştürmek, tüm bunları düşününce okurken düğüm oluyor boğazda.
İlk gençlik yıllarımda Ömer Köroğlu seslendirmesiyle şiirlerini dinlemiştim. İlk defa bir kitabını okuyorum. Hikâye Nesimi adlı karakterin otizm, serebral palsi teşhislerini taşıdığını ifade etmesiyle başlıyor.
Asel adında bir sevgilisi var ve buluşmak için İstanbul'dan Antalya'ya geliyor. Daha sonradan olaylara eklenecek olan Agâh Hoca ve Nesimi arasında oyun içinde oyun diyebileceğiniz zincirlere takılıyorsunuz. Oyuna katılan diğer oyuncular şapka çıkarttıracak cinsten. Asıl şapkayı çıkaracağınız kişi Nesimî. Fizik Bölümü okurken işlemediği bir suç yüzünden başına olmadık işler geliyor ve de tahmin edebileceğiniz gibi ihale Nesimî'ye kalıyor. Çıktığı mahkemede kendisini Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne sevkettirmeyi başarıyor.
Ailesinin onu hastaneden çıkarmak için çıktıkları yolda kaza geçirip vefat ediyorlar. Yasını doya doya yaşamak istediği için hastaneden kaçıyor Nesimî. Aldığı ilaçlar sonrasında ağlama refleksini tadamayacağı için seçiyor bu yolu.
Agâh, üniversitede hoca. Yalnız mesleğine düşecek olan gölgenin henüz farkında değil. Dolayısıyla asistanı Simay'ın kendisine âşık olduğunu düşünürken evlenme teklifi ettiği gece enteresan bir şekilde terk ediliyor. Tabii tahmin edebileceğiniz gibi bu da oyunun bir parçası.
Hikâye tam olarak bu şekildeyken kişisel görüşüme gelecek olursam beğendiğimi söyleyemem sıradan bir okumaydı.
Kapak Kızı, Yeşil Peri Gecesi ve son olarak Osman.
Osman hikâyenin son çengeli. Bu sonda diğer iki kitapta olduğu gibi Osman'a kızamıyorsunuz. Muallakta kaldığı, yanlış kararlar verdiği anlar muhakkak var, bu hikâyede suçlu %100 Osman değil.
Son kitap Osman'ın haberlere konu olacak denli trajik ve feci denilebilecek ölümüyle başlıyor. O
Okur Takip Önerileri
İncelemesi de en az okuması kadar zorlayacak, biliyorum.
6 Şubat 2023 tarihinde merkezüssü Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde ve beraberindeki 10 şehri derinden etkileyen o büyük deprem. Ne yazık ki yarası hâlâ taze ve yarası çok derin.
Enkaz altında solan hayatlar ve yiten binlerce hayal. Bir gece önce evlenen çiftten tutun iki- üç kez
Rus klasikleri okumaktan hep çekinirim. Tolstoy'a ait kitaplar da çekimser kaldıklarımdan sadece biriydi. Ama "İnsan Neyle Yaşar?" okurken o kadar güzel ve rahatlatıcı hisler uyandırdı ki.
1- İnsan Neyle Yaşar?
2-Kıvılcımı Söndürmeyen Ateşi Zapt Edemez
3-Mum
4-Kızlar Büyüklerden Akıllıymış
5-İnsana Çok Toprak Gerekir mi?
6-İlyas
6 öyküden oluşuyor bu güzel kitap. Kitaba adını veren öykü en sevdiklerimden oldu. İnsanın bütün dünyevi telaşlarının ne kadar boş olduğunu, insana asıl hayata bağlayanın sevgi ve iyilik olduğunu hatırlatan güzel bir öyküydü ve akşama çizmeye mi , ölü terliğine mi ihtiyacı olacağının bilinmediğine dair güzel de bir alıntısı vardı.
Ayrıca Rus Klasiklerinin günümüze uyan çarpıcı çıkarımları da var. Bu ve buna benzer kitaplarda okuduklarımız ucundan kıyısından bugüne de dokunur.
Arda EREL, sadece bir instagram hesabıyken geldiği nokta tartışmasız gurur verici.
Evet, ailemizi seçemeyiz fakat oluşturacağımız aileyi seçmek elimizde.
Altan,bir sabah bir kalkıyor hafızasını kaybetmiş. Kendisini anne ve babasının anlattıklarıyla yeniden bulma yolculuğunda.
Bize gerçeği kim söyler, gerçek nedir, kime göre ve neye göre
Ayşe Kulin, tüm okuma sürecim boyunca ya seçeneğim olmadı ya da sıra gelmedi. Yıllar önce "Foto Sabah Resimleri'ni okumuştum. Bunu "Sevdalinka" izledi. "Bora'nın Kitabı"ysa bir serinin ikinci kitabı.
İlhami ve Bora' nın "Gizli Anların Yolcusu"nda başlayan hikayeleri devam ediyor bu kitapta da.
Şermin Yaşar'ı hemen hemen sevmeyenimiz yok gibi. Haksız mıyız dersiniz ? Tabii ki hayırrr! Tam bir edebiyat ve cümle şöleni, bu kitabı için de aynısını söylemem kaçınılmaz. 12 öyküden oluşan bir kitap Kalk Yerine Yat. Öykülerde değinilen konular aile, mutsuzluk vs. kısacası okutuyor kendini.
12 Öyküden oluştuğunu söylemiştim. İsimlerini
aşağıya bırakıyorum bu şahanelerin diyeceğim ama;
Şans Talih Kader Kısmet
Nokta Nokta Gül
Kalk Yerine Yat
Değerli Emekliler Derneği
Bordo Palto
Tıkırtı
Şimdi Rahatladık
Haliyle
Çöp
Amma Oldu Ha
Nuri Banyoda
Orta Refüj isimlerini taşıyan öykülerden ilkini, sonrasında Nokta Nokta Gül, Değerli Emekliler Derneği, kitapla aynı ismi taşıyan öyküyü çok sevdim. Keyifli, düşündüren, öğreten dahası hüzünlendiren bir kitaptı.
'Kum Tefrikaları' Ömür İklim DEMİR' in ilk romanı. 'Muhtelif Evhamlar' kitabıyla tanıştım kendisiyle. Öykü kitabı olarak gayet güzel kitap. Kum Tefrikaları'nı sevdiğim bir arkadaşımla eş zamanlı olarak okuduk. Daha öncesinde Youtuberlar olsun, incelemeler olsun hoş bir merak bırakmıştı içimde. Ancak şöyle
Şermin YAŞAR'ı ve kaleminden çıkan güzide kitapları bilmeyenimiz yok, en azından biz okuyanlar için.
İlber ORTAYLI'ya zaten söylenecek bir şey yok. Bence Türk halkı olarak kendisiyle aynı döneme denk geldiğimiz için kendimizi şanslı saymalıyız.
Cumhuriyet'in 100. yılını kutladığımız bu günlerde öyle iyi hissettirdi ki, umudum
K.Kübra BERK'e ait üçüncü kitap okuduğum. Lakin kitabın sonlarına doğru hatalı basımla karşı karşıya kaldım ve ve haliyle belleğimde sona dair bir şey yok.
birçok sayfada boşluk var ve ne olduğu belli değil.
İlk defa böyle bir şey başıma geliyor. Çok heyecanlanmıştım kitabı alırken.
Konuya dönecek olursam;Pop şarkıcısı olan Papatya PARLAR'ın hayatı, arkadaşı Firuze'in ısrarıyla Bali'ye gitmeleriyle değişime uğrar. Şöyle ki: herkes benden nefret etsin gibi bir cümle kurar ve Bali dönüşü olanlar olur. Konser sonrası dinleyicilerinin saldırısına uğrar Parlar.
Evine yaklaştığındaysa oradaki durumun da konser alanından pek de farklı olmadığını görür. Polat isimli kutarıcısı evine götürür.
Kitabın başında da bir hayran saldırısına uğrar ünlü şarkıcımız.
Kitabın bazı yerleri bana çok hayal işi geldi. Saçma bulduğum yerler cabası.
Belki Bir Gün Uçarız kitabını Storytel'de dinlemiştim geçen sene. Abisini motor kazasında kaybetmiş, o süreç anlatılıyor ve duygu bakımından okurken durabiliyorsunuz.
Ateş Sönene Kadar 9 adet öykü var. Kitaba adını veren öykü iki kız çocuğunun, bugünkü iki genç kadının üzen, hayatlarını bir cenaze haberiyle gözler önüne seren bir hikâye. Sevdim. Diğer iki kitaba da yer vereceğim.
Hilal ÖZCAN AYDIN, hem bir psikolog hem de yazar. İki adet kitabı var ben bu kitabını seçtim.
Klişe gibi görünse de okurken bana kendimi iyi hissettirdi açıkçası.
Özellikle alıntılama yaptığım kısımlar.
Narin ve yeğeni Naz üzerinden ilerliyor kitap. Baş karakterim Narin, evlilik hayali kurduğu Yasin tarafından yıllar önce terk edilir ve hayatına
"Benim ülkemde mutluluk henüz çiçek açmamış bir ağaçtır. Tohumu toprağa düşmemiştir bile. Oralarda ve buralarda mutluluk nedir bilinmiyor."
Yazardan okuduğum dördüncü kitap. Sinema oyuncusu Yılmaz GÜNEY'in hayatı isimler değiştirilerek roman hali verilmiş.
Nilüfer, arkadaşıyla film seti ziyaretinde görür Yavuz'u. Nilüfer, henüz lise öğrencisidir ve bu beraberliğe ailesi şiddetle karşı çıkar. Kendi aralarında yaptıkları nişan gazetelere manşet olur ve aile iyice alevlenir.
Nilüfer'in gazetede okuduğu Yavuz'la ilgili haberler, Yavuz'un yalan söylemesine sebep olur.
Tüm bunlar olurken Nilüfer evden ayrılır ve Yavuz'la evlenir. Bir yandan oyunculuğu, diğer yandan siyasi olaylar sebebiyle hapis hayatı başlar. Şehir şehir koğuşu değiştirilen Yavuz'un peşinden giden Nilüfer, dimdik ayakta durur, eşini hiç yalnız bırakmaz.
Çıkan haberlerin aksine Nebahat Çehre'ye olan sevgisi çok hissedilir değildi ne yazık ki.
Yılmaz Güney'e hayranlık duyanlar ve merak edenler okuyabilir. Okumasanız da kaybedecek bir şeyinizin olduğunu sanmıyorum.
Şükran YİĞİT'in kitaplığıma eklenen ilk kitabıydı. Ben önceliği Çatıkatı Âşıkları'na vermiştim. Çatıkatı Âşıkları'nın aksine bir dönem romanı 'Burası Radyo Şarampol'
1980'li yılların Türkiye'sini cümlelerle resmetmiş. Kahramanım Filiz'in ilkokul, ortaokul ve liseden üniversiteye kadar olan süreci anlatılır.
Filiz'in çevresindeki insanlar, okul arkadaşları, aşkları, duyguları tam dozundaydı. Kalbinin ilk atışı olan Ali'ye olan sevgisini çok sevdim. Bazı karşılaşmalar yıllar sonrasına münhasırdır. Tam da öyle olur.
Filiz'in üniversite hayatı Almanya'da mühendislikle devam eder ama yıllar öncesinden komşu kızı Mine'yle giriştikleri radyo hobisi mesleğe dönüşür Filiz için.
Mine, çok renkli bir karakter. Filiz'e dost, bakıcı her şeydir. Birlikte yaşadıkları anlar kitabın Almanya ayağında da devam eder. Samimiyet, içtenlik hissedilir boyutlardaydı fakat bir noktada ilerlemedi ve geç bitirmeme sebep oldu.
