Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aygül

Aygül
@aylak_femme
Sıkı Okur
Aylak aylak geziyor, okuyorum.Bazen kitap bazen de insan okuyorum. Bazen de doğanın sesini dinliyorum.
Kukla, özü itibariyle anbean varoluşu yaratan, dans eden bir şamandır. Uzay ve zamanın ötesinde ebedi bir dünyadır. Bu dansla beraber gündelik hayatta bir yırtılmaya yol verir ve insanları dünyanın aşkınlığına götürür.
Reklam
Tanrılar her yerde canlı bir biçimde bulunuyorlardı gündelik hayatlarıyla. Yani onlar için tanrılar bizlerin ötesinde yaşayan şeyler değil, bizim içimizde yaşayan şeylerdi. Bir kavram veya soyutlanma değil, canlı ve nefes alıp veren bir şey, ağaçlar, su ve hayatın ta kendisi gibi, çok gerçek bir biçimde burada var olan bir şeydi.
Hayat çiçek gibi açıyor, şarkı söylüyordu. Yaşamım, her türlü yaşam - ölüm senaryosunu aşıyordu; ebedi olduğunu hissediyordum. Hayatta olmak, ' yaşam - ölüm 'ün sınırlarını aşıyorsa, ebediyette bir çiçek gibi açar. Eğer bireyselliğin sınırlarını aşarsan, yaşam engin evrende parıldar, yaşam ve ölümün ötesindeki bir dünya ortaya çıkar.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
" Siyasetçilere öfkeleniyor musun? " " Onlardan çok, onları seçen halka öfkeleniyorum. "
Pirinç bitkisinin çiçeği sadece üç saatliğine açar. Sonra kapanır. Bu kadar. Bir yıl, kırk sekiz saatlik rüzgâr ve yağmur tam da o zamana denk geldi. Dolayısıyla pirinç tozlaşmadı. O pirinç tarlasına ne kadar fazla zaman ve emek versem de işe yaramadı. Halbuki çok çalıştım.
Reklam
Peki ya sebzeleri yetiştirmek, toplamak ve pişirmek için harcadığın saatler? Bu süreç iletişim hálindedir. Zaman duygusunu hissedersin. Sürecin ta kendisi yaşamdır. Mikrodalgaya bir şey at, tın! Bu sana yaşam duygusu vermez.
Biz öğretmenler öğrencilerin kafalarına sadece gerçekleri sokarsak, doğru muhakeme yapamazlar. Bu tür bir çalışmayla kendilerini tanıyamazlar. Kalpleri dizginlenir.
Tohumları iyi toprağa koyarsan büyürler. Çocukları öğrenmeleri için iyi bir çevreye koyarsan öğrenirler. Öğretmen olarak görevim iyi toprak sağlamaktır. Ama çoğu öğretmen ve ebeveyn, sadece mahsul toplamaya odaklanır.
Hem pirinç bitkileri hem de insanlar, aynı tözden, aynı atomdan ve moleküllerden gelir. Pirinç bitkisi başlangıçta küçüktür, gitgide büyür, tohumlar üretir ve ölür. O da bir yaşama sahiptir, tıpkı insan gibi. İnsanlar ondan yüksek değildir. Ama bu düşündüğüm bir şey değil; doğrudan hissettiğim bir şey.
Pek çok bilgelik öğretisi tevazudan bahsetse de yüksek derecelere sahip veya önemli konumlara gelmiş insanlara günlük bir alışkanlıkla hayranlık duyarız. .... Entelektüel başarıya duyduğumuz hayranlığa, genellikle ellerimizle yapılan işlere tepeden bakmak eşlik eder
Reklam
Bir yandan da endüstrileşmiş dünyada bir sürü insanın, inanılmaz zorlayıcı bir iş hayatından sonra, uyanık oldukları saatlerin büyük kısmı para üretmeye harcayıp emekli olduktan sonra öldüğünü düşünüyorum.
Hindistan'da pek çok insan yoksul ve pek çoğunun acı çektiği doğru. Ancak yoksul olan insanların hepsi başka seçenekleri olmadığı için bu şekilde yaşamıyor; bilinçli bir şekilde az parayla yaşamayı seçen pek çok insan var.Daha fazla zamana sahip olmayı, doğada olmayı veya tinsel yaşamın peşinden gitmeyi öncelikli tutuyorlar. Paradan çok keyifli bir hayatı önemsiyorlar.
Yani ikisine de ihtiyacın var: Düş ve gerçek, hayal gücü ve hakikat. Dolayısıyla, hayal gücünü yenilemek için, iç dünyanı taze tutmak için her türlü insanla konuşmalı, her türlü bitkiye bakmalı, her türlü şeyi yemelisin.
Bu koleksiyonların bir iç dünyası var. Sadece " biz ve başka bir zaman arasında aracı " değil, aynı zamanda biz ve hayal gücümüz arasında da aracılık yapıyor.
Samuray eşi, kocası savaşta öldü diye ağlamaz. " Elden ne gelir? " der
760 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.