Kalabalık içinde yabancı kalma diye aynadaki gülü­şün, kâküllerindeki rüya, sandıktaki kokun, üstüne gökyüzü oldu...
Sen evden çıktın ya, eşik önünden aktı, pencere ardından koştu. Kalabalık içinde yabancı kalma diye aynadaki gülüşün, kâküllerindeki rüya, sandıktaki kokun, üstüne gökyüzü oldu.
Reklam
Aynadaki yansımama bakıyorum da ne tuhaf! Yüzüm şaşırtıcı derecede canlı görünüyor. Yüzüm bana bütünüyle bir yabancı; yaşadığım acıyı, kederi, üzüntüyü asla yansıtmayıp kendi bildiğini okuyor.
Sayfa 57 - Tokyo MangaKitabı okudu
-Bunlar, dişsizlerin ağrı çekmemesi gibi, idrak acısına yabancı, ne biçim insanlar?.. Üstelik, kara cübbeler içinde ilim kürsülerine kurulmuş, rahatça oturuyorlar.
Sayfa 125Kitabı okudu
"Gözüm birden aynadaki çocuğun yüzüne takıldı. Hatları benimle tıpatıp aynıydı, ama bir o kadar da yabancıydı bana. Uzun uzun aynaya bakarak bu yabancı yüzün anlamını çözmeye çalıştım. Bu yüzde ne içimdeki sevinçten ne de duyduğum hasarsız gururdan eser vardı. Çok sevdiği bir şeyi kaybetmiş ya da hiç bulamamış insanlar gibi görünüyordu. Sanki biri dokunuverse, ağlayacaktı. Aynadaki çocuk ben hariç her şeye benziyordu. Ona daha fazla bakamazdım, yoksa tüm neşemi kaçıracaktı. Işığı kapattım, onu karanlıkta tek başına bırakarak banyodan çıktım."
❝ Bir Kalbiniz Vardır, Onu Hatırlayınız..
İsmet Özel’in çok sevdiğim bir şiiri şu dizelerle bitiyor: “Herkesin bir bahanesi var, senin yok / biraz bekleyebilirsin, daha sonra / burada kalamazsın, başa dönemezsin / ama dön / eve dön! şarkıya dön! kalbine dön! ... Ev deyince hepimiz yanından dere akan, yaz kış bacası tüten o tek katlı yapıyı resmediyoruz hâlâ. Eski şarkılarımız yenileri
Sayfa 18 - E-KitapKitabı okudu
Reklam
194 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.