Aynen öyle.
Anlamayanlar için dilimi, değersizler için kalbimi yormadığım günden beri mutluyum.
Reklam
Profilimde aylardır sabit duran şu #236530352 paylaşıma rağmen... 😖 Of! Yahu arkadaş ben sizi engellemekten yoruldum siz bildiğinizi yapmaktan yorulmadınız. Ama siz canınızı sıkmayın, yorulmayın, engelliyorum nasıl olsa sizi ve bir daha benimle etkileşime geçemiyorsunuz. Bir tanesi de çıkmış diyor ki; "madem ki öyle diyorsun, ee sen de aynısını yapıyorsun." Şunun dediği lafa bir bak! Bre akılsız! (beyinsiz dersem ben akılsız olurum, çünkü her insanda beyin vardır ama çok azı aklını kullanır) Her takip isteği atanı takip etmek zorunda mıyız? Birçok kişi gibi ben de ilk olarak ilgili takipçinin profiline girer bakarım, bu kişi takipçi mi kasıyor yoksa beni gerçekten takibe değer mi buluyor diye. O an ruhunu sağlıklı görüyorsam zaten takibe alırım, değilse de Allah selâmet versin der geçerim. Ya sen hangi ara 5900 küsür takipçiye ulaştın? Başın göğe mi erdi? Uygulamadan düzenli maaş mı veriyorlar? Bundan sonra böyle devam. Aklımla oyun oynayanları aynen bu şekilde ifşa etmeye devam edeceğim. Ha şöyle olursa anlarım. Baktın ki takip ettiği kişi ile takipçi sayısı bir birine çok yakın, o zaman derim ki demek ki ben onun için takip etmeye değer bir okur değilim. O zaman da yapılacak en doğru şeyi yaparak ona saygı duyarım. İnsanların akıl ayarlarıyla oynamaktan vazgeçin artık.
Einstein'in eksiğini bulan Türk profesör
OKUDUM, ÜZÜLDÜM, UTANDIM Adını bilmediğimiz daha ne Cevherlerimiz Vardır .. Bir ülke bir millet nasıl cemaatleşir ve köleleşir?!. Yıl 1936… Denizli’nin Acıpayam İlçesi’nde görevli bir grup öğretmen havanın güzelliğinden faydalanıp pikniğe gittiler… Şahane doğanın kucağında eğlenirlerken keçilerini otlatan küçük bir çobanla karşılaştılar;
Sonra dayanamıyorsun. Her şeyi içine atmaktan yavaş yavaş tükendiğini hissediyorsun. Seni çok iyi anlıyorum diyen herkesin, seni anlamadığını görüyorsun. En yakınından uzaklaşıyorsun. Yapabildiğin en iyi şeyin, yazmak olduğunu görüyorsun. Yazıyorsun. Herkesten saklasan da, gizlesende tükeniyorsun. Hani o dışarıya verdiğin mutluyum imaji var ya, içini yiyip bitiriyor. Biri gelse ve gerçekten de tam anlamıyla yanında olsa, düzeleceksin gibi geliyor. Ama o kadar çok yenilgiye uğradın ki, sevmede, değer vermede, bir yanın hep kimseye güvenme diyor. O yanına yenilmeye başladığın zaman, asıl acıları tatmaya da başlıyorsun. İşte o anlar kalbinin, aklını yendiğin anlar oluyor. Ve benim kalbim aklımı hep yeniyor. Değer vermekte bir sorun yokta, aynı önemi, ilgiyi sevgiyi,değeri göremeyince başlıyor asıl sorun. Asıl sorunlar, asıl canını yakanlar oluyor. Birde yitirdiklerin var, dönülmez yolda bıraktıkların, geri dönmeyeceğini ezberlediklerin. Hani her şeyde derler ya" hayat devam ediyor" aynen öyle. Ne giden geri geliyor, ne kalanlar değerini biliyor,ne yerin, nede kıymetin değişiyor.Sen sadece günden güne eriyorsun, tükeniyorsun, hissizleşiyorsun.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.