Atsız "arada sırada" şiir yazardı. "Şiir Kadrosu" bölümünde de görüldüğü gibi bazı yıllar hiç şiir yazmamıştır. Ömrünün son otuz yılında yazdığı şiirlerin sayısı sadece 14'tür. Aynı bölümde çok şiir yazdığı yıllar da görülmektedir. 1931-1933'te 19, 1944-1945'te 10. Yani 54 şiirinden 29'unu sadece anılan 5
“Yalnızca aptallar güç ile cüsseyi birbirine karıştırır. İkisi aynı şey değildir. Bun sakın unutma.” Ove bunu asla unutmadı.
Reklam
Her gün başkasını sevemeyiz! Kadınlar yemek değil..
Herkes her gün aynı yemeği yemekten sıkılır. Dünyadaki her kadına karşılık onunla shtupping yapmaktan sıkılmış zavallı bir adam mutlaka bulunur!
itaatkar olmak aşırı uyum göstermek anlamına gelebilir (Johnson'ın tabiriyle "dalkavuk" olmak). Ya da doğru efendiye, doğru kurallara, doğru yasalara, doğru Tanrı'ya itaat etmek anlamına gelebilir. Yeniden tanımlanan eski kelimeler yeni kelimeler haline gelir; aynı kelimeler hayli farklı şeyler yapmak için kullanılır.
Samuel Johnson'ın 1755 tarihli sözlüğündeki tanıma göre -ki bu Burke'ten yaptığım alıntıyla aşağı yukarı aynı döneme denk gelir- itaatkar "otoriteye boyun eğen; emir ya da yasaklara uyan; dalkavuk"tur.
Pagan tanrılar için "tanrılık" doğası gereği çoktanrılıktır; özünde hedonist olan tanrılar arasında bir çatışma ve işbirliğidir (Wilde gibi ve bir anlamda Freud gibi Nietzsche de ahlaki ve estetik pusulasını eski Yunanlardan almıştır - gerçi her birinin elbette farklı bir eski Yunanı vardır). Dolayısıyla Yahudi-Hıristiyan Tanrısı kendi yegane egemenliğini ilan ettiğinde diğer tanrılar -daha önceki tanrılar- bu iddianın absürdlüğü, kibri, burnu büyüklüğü, diktatörce zalimliği, aleni ve gülünç yanlışlığı karşısında ancak kahkahaya boğulabilirler. Blake'in Cennet ve Cehennemin Evliliği'nde yazdığı ve Wilde'la Nietzsche'nin de açıkça destekteyeceği gibi, "Öküzle aslan için aynı yasa baskı demektir".
Reklam
KURAN AYETLERİ NASIL OLUŞMUŞTUR?
Enes b. Malik anlatıyor. Muhammed, Medine’nin Hazrec kabilesi lideri İbni Selul’u İslam’a davet etmek için eşeğine binip yanına bazı Müslümanları da alarak çorak bir yoldan yanına gitti. Ona varınca İbni Selul: “Benden uzak dur! Vallahi senin eşeğin kokusu bana eziyet veriyor!” dedi. İbn Selul böyle deyince Ensar'dan biri (Muhammed
belki bir sürü kadında hep aynı kadını sevmiş
Sadece içtiği zaman çok konuşan, sürekli sevdiği kadından bahseden ama her seferinde kadının ismini değiştiren bir adam. Bunu neden yaptığı belli değil. Belki kendini kandırıp gerçek ismi unutmak istiyor, belki bir sürü kadında hep aynı kadını sevmiş, belki de anlattığı her şey uydurma. Hep aynı kadını hep aynı cümlelerle anlatıyor. Her seferinde kadının ismi farklı. Niye? Bilmiyor...
Laplace'nin Şeytanı
Bir an için doğanın tüm güçlerini ve bunu oluşturan tüm varlıkların konumlarını anlayabilen bir canlı olduğunu düşünürsek ve bunun bu verileri inceleyebileceğini de düşünürsek aynı anda evrendeki en büyük varlıkları ve en küçük atomları da hesaba katarak bir hesap yapabilirsek, hiçbir şey belirsiz değildir ve gelecek de, aynen geçmiş gibi, gözlerinin önündedir.
Dışarıdan ateistlerin tenkit ettiği kişiler aslında müslümanların kendi içinde olup kendilerinin de tenkit ettiği kişiler... Ve bu kişilere bakıp müslümanlar şöyle müslümanlar böyle diyorlar. Hâlbuki biz de diyoruz ki o insan böyle o insan şöyle... Konu olarak da aynı. Bir konu hakkında %5 lik bir fikir var ve bu %95 lik kısım bu %5 lik kısımı eleştiriyor. Ama dışardan bakan adam da seni sanki sen de bu %5 lik adamın dediğini diyor söylediğini onaylıyormuşsun gibi siz şöylesiniz felan diyor. Sadece diyebileceğim şu, bilmiyorsunuz madem konuşmayın🤷
Reklam
"Kader denen yolu kılavuzlu yürümek gibi. Bir şehir beliriyor uzakta üzerindeki sis ile. O sisi delen birkaç yapı. Anladım ki nerede olursan ol kayıpsın. Bir daha başında ya da bir mezar taşında. Anladım ki tutarsız tüm sözlerim. Anladım ki haklılığın bile yalan. Yalanla avutan bir bebek gibiyim. Karnım aç, bir yerlerimde sancı var. Ama ben ağzımdaki yalancılık ile susuyorum. Ağlamıyorum. Kimseyi uykusundan etmiyor, yeni doğmuş çığlığım. Ağzımdan düşünce yalan, uykunun en ölü yerinde başlıyor bir kargaşa, bağışlarımla. Hep aynı kaderin, tek kişilik seyircisi sahnesinde ağlayarak bir taburede sergileneniyorum. Bıktım artık, bıktım bu devinimden. Özümü kaybettiğim yalan. Bir Özüm olmadı bu çoraklıkta. Yalan her şey. Acısız bir ölümün icadını bekliyor yılgın bir adam."
464 syf.
·
Not rated
Eğer Kötü Olsaydık ~ M. L. Rio . Dark academia seven biri olarak kitaba merakla başladım. İlk sayfalar tamamen Shakespeare alıntıları, replikleriyle doluydu. Çünkü karakterlerimizin her biri bu repliklerle yaşıyor. Sonrasında Oliver Marks ile tanışıyoruz, işlemiş olabileceği ya da olamayacağı bir cinayet için on yıl hapis yatmış adam. Serbest
Eğer Kötü Olsaydık
Eğer Kötü OlsaydıkM. L. Rio · Ren Kitap · 2024102 okunma
Kemal Sayar
Kemal Sayar
: Mahir İz Hoca'nın hatıraları çok zengin, kimler kimler yok ki... Bir ortaokul talebesiydim, Bütun Dünya diye bir dergi çıkardı. Siz anlatırken aklıma orada okuduğum bir hikâyeden ne denli etkilendiğim geldi. Iki hasta yatıyorlar bir koğuşta, ikisi de yatalak. Bir tanesi kapının hemen kenarında yatıyor, ilaçları da başlarında duruyor. Yatağın kenarında olan sokağa bakarak her gün sabahtan akşama yeni bir hikâye anlatıyor. "Şu geçenlerde de gelen sarı saçlı kız yine geldi, biletçi bakkala selam verdi, kasap şuna kızdı, diye durmadan hikâye anlatıyor. Bir sürü hikâyeyle günleri dolduruyorlar, her biri üstüne yorum yapıyorlar. Bir gün bir gece, kapı kenarında yatan hastanın aklına şöyle bir hınzırlık geliyor: "Hep o seyrediyor, ben de seyredeyim, o bana anlatacağına, ben yaşayıp göreyim her gün olanı biteni. Ben kapının ağzında bir şey göremeden, onun sürekli tattığı seyir lezzetinden bihaber ömrümü tüketiyorum." Eliyle diğer hastanın ilaçlarını birbirine katıp karıştırıyor. O gece hasta, doğru ilacı alamadığı için vefat ediyor. Boşalan yatağa da katili alıyorlar. Büyük bir hevesle yatağına yerleşen adam, camdan aşağıya bakıyor ki kapkara bir duvardan ibaret tüm manzara. Aslında tüm bu hikâyeler, o hastanın hayal dünyasının birer ürünüymüş.
Sadettin Ökten
Sadettin Ökten
: Hayat böyle.
Kemal Sayar
Kemal Sayar
: Hayat, hayal edebilmek ve bazı şeyleri görebilmek demek. Herkes aynı şeylere baksa da, kimi eşyayı satıhta görse de, kimi derinlemesine görüyor. Manayı görebilmek, mühim olan eşyanın ardındaki manayı görebilmek ...
368 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 6 days
Utanmaz Adam… felsefi bir eleştiri romanı. Hüseyin Rahmi her şeyin hızla değiştiği bir geçiş devrini yaşamış ve gözlem yeteneği yüksek olan bir yazar. Görünürde anlattığı bir hikaye her zaman var fakat metin aralarında dönemin bütün sosyal konularını derinlemesine işliyor. Doğu ve Batı arasındaki farkı, eski ve yeni arasında görülen yaşayış ve
Utanmaz Adam
Utanmaz AdamHüseyin Rahmi Gürpınar · Özgür Yayınları · 2000153 okunma
En zengin adam, aynı zamanda en güçlü adam, en yoksul adamsa en zayıf adam haline gelir; gücü oluşturan motiflerle beraber, güçlünün üstünlüğü, zayıfları tutan zincirlerin en zengin ve acımasız olanın elinde olduğu ve zenginin en zayıfı ya da en yoksulu ezdiği doğa kanunları içindedir.
1,500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.