Yaşamak için ışığa ihtiyaç duyarken, yaralarımızdan iyileşmek için karanlığa sığınmak istememiz ne büyük ironiydi ama aslında hayatın dengesi bu ironide değil miydi?
“Mevlana temkin ehli bir sufî iken, yani bir işin sonunu düşünerek ona göre davranmayı tercih ederken Şems, telvin ehlidir, yani halden hale geçen bir karaktere sahip, duygularını aşırı yaşayan bir sufîdir.”
‘’ Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için? ‘’