"Sözün güzelliği kısalığındandır. Yediğin zaman az ye, yedikten sonra beş saat hiçbir şey yeme, midenin üçte birini havaya, suya, yemeğe ayır" İbn Sina
“Sana bugün çok az yazdım ve sana o kadar çok söyleyecek şeyim var ki.”
Sayfa 123 - Türkiye İş BankasıKitabı okuyor
Reklam
448 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
Selam kitapseverler. Lahza serisini herkes az çok biliyor. Bende hümeyra kalemine bayılıyorum. Seri tamamlandı ve ben tek sefer de okudum. Böyle güzel seven bir adam hepimize nasip olsun Mahalle kurgusu. Adana'da aşiret reisi ve karanlık dünyanın sözü geçeni Çakır Seyhanlı. Mahru ise ölen annesi ve abisi. Ayyaş bir baba ile hayatı kötü
Lahza 3 - Gece ve Şafak
Lahza 3 - Gece ve ŞafakHümeyra · Dokuz Yayınları · 2024103 okunma
"Az ye, az iç, az konuş; çok ibadet et, çok düşün."
Sayfa 149 - Morena YayıneviKitabı okuyor
Sahip olmak ya da Olmak
Mala, mülke, şöhrete, insana, bilgiye "sahip olmak" demek, onları ele geçirmek, kendine mål etmek. onlara egemen olmak ve dilediğince kullanmak anlamına gelir. Ama bu maddesel sahip oluşların sonu yoktur. İnsan hiç bir za- man yeterince şeye sahip olamayacaktır. Çünkü maddesel olan, elle tutulan aldatıcı ve geçicidir. Bu nedenle
76 syf.
·
Not rated
·
Read in 1 hours
Başımıza Bunlar Da Mı Gelecekti?
Sophokles, Aiskhylos ve Euripides'ten farklı olarak, kendisini sarayına çağıran kralların davetlerini kabul etmedi ve ülkesinin görevlendirdiği seyahatler dışında Atina'dan hiç ayrılmadı. Ölümünden bir kaç ay önce katıldığı son tiyatro yarışmasında, bir süre önce ölen Euripides'in anısına hürmeten, korosunu ve oyuncularını sahneye
Antigone
AntigoneSophokles · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20224,736 okunma
Reklam
ATSIZ'DA ASKERLİK-ORDU-SAVAŞ-DİSİPLİN 31 Ağustos 1962 tarihinde çıkan Millî Yol dergisinin 31. sayısını elimize alınca, İzmirli Türkçü gençler olarak ne kadar heyecanlandığımızı hatırlıyorum. Orta sayfada Atsız'ın "30 Ağustos ve Türk Ordusu" başlıklı yazısı yer alıyordu. Yazıyı defalarca okumuş, birbirimize aktarmıştık. O
ATSIZ'DA DİL VE EDEBİYAT Dil: Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan ve bitirme tezini, Osmanlı döneminde sade Türkçe akımının öncülerinden Edirneli Nazmi'nin Dîvân-ı Türkî-i Basît'i üzerinde yapan Atsız'ın dil konusundan uzak kalmayacağı ve bu konuya sık sık temas edeceği açıktır. Onun, Türkçe konusundaki düşüncelerine
Rahim Han'ın Emir'e Doğum Günü Hediyesi
"Al." Bana bir şey uzattı. "Az kaldı unutuyordum. Doğum günün kutlu olsun." Kahverengi deri ciltli bir defterdi. Parmaklarımı sırtındaki altın yaldızlı dikişte gezdirdim. Deriyi kokladım. "Öykülerin için," dedi. Tam ona teşekkür edecektim ki, bir patlama oldu, gökyüzü aydınlandı. "Havai fişekler!" Hemen eve seğirttik, bütün konukları bahçede toplanmış, gökyüzüne bakarken bulduk. Çocuklar çatırtıları, onu izleyen ıslıksı hışırtıları çığlıklarla, haykırışlarla karşılıyordu. İnsanlar göz kamaştırıcı tomurcukları, çan şeklinde dağılan, çiçek buketleri halinde akan kıvılcım sağanaklarını alkışladı. Her birkaç saniyede bir, arka bahçe kırmızı, yeşil, sarı çakımlarla aydınlanıyordu. Bu ışık patlamalarının birinde, yaşadıkça unutmayacağım bir şey gördüm: Hasan gümüş bir tepsiden Assef'le Veli'ye meşrubat sunuyordu. Işık titreşti, bir tıslama, bir çatırtı duyuldu, sonra turuncu bir ışık demeti patladı: Assef sırıtıyor, işaret parmağının boğumuyla Hasan'ın göğsünü dürtüklüyordu. Sonra, çok şükür, karanlık.
Bethary'deki evin mutfağında Andree'ye benim için ne kadar önemli olduğunu itiraf ettiğim o geceden beri, onunla biraz daha az ilgilenmeye karar vermiştim. O benim için hâlâ son derece değerliydi ama artık dünyanın geri kalanı ve ben de vardım. Artık her şey ondan ibaret değildi.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.