Sumeyra

Haz İlkesinin Ötesinde'nin tartışmalı tezlerinden biri de saldırganlığın, ölüm dürtüsünün başlangıçta bireyin kendisine yönelik olduğu, ancak sonradan ve Klein'ın iyice vurguladığı gibi savunmaya yönelik olarak dışarıya (başka insana) çevrildiği şeklinde özetlenebilir. Kısa bir anlatımla mazoşizm birincil; ancak sonradan dışa çevrilerek sadizm halini alır. Freud, insanda tespit ettiği bu güçlü ölümsever özelliği haz ilkesinden daha köklü ve gizemli, güçlü bir eğilime bağlar, canlılığın temelinde cansız bir maddeye dönmek için güçlü bir yönelim vardır.
Reklam
Her şeyini topladı ve bitkin bir halde kendini divanın üzerine attı. Aradan ne kadar zaman geçtiğini bilmiyordu. Bir ara gene yerinden kalktı, birkaç boyayı birbirine karıştırıp yeniden çalışmaya başladı. Tam Brüksel'deyken Pietersen'in dediği gibiydi: Vincent, modellerine çok yakın durup çalışıyordu, bu yüzden de eserlerinde perspektif diye bir şey yoktu. Tabloyu yeni baştan ve kirli patates renginde yaptı. İşte kirli masa örtüsü, isli duvar, tavandan sarkan lamba, babasına patates veren Stien, fincanlara kahve boşaltan annesi ve fincanından bir yudum çekmekte olan erkek kardeşi... hepsi oradaydılar. Güneş yükseldi ve odaya hafif bir aydınlık sızdı. Vincent, yerinden kalkmıştı. Son derece sakin görünüyordu. On iki günlük heyecan birden yok oluvermişti. Eserine baktı. Mis gibi patates kokuyordu... Gülümsedi. Nihayet arzusu yerine gelmişti. Brabant köylüsü ebediyen ölmeyecekti. Tabloyu yumurta akıyla yıkadı. Resim kutusunu ve tabloların bir kısmını eve götürüp, annesiyle vedalaştı. Atölyeye döndükten sonra son eserinin altına, "PATATES YİYENLER" kelimelerini yazdı ve onunla beraber en iyi birkaç tablosunu daha alıp Paris'e doğru yola çıktı.
"Bilakis hepsi doğru... Işıkla renk hariç... Sen Borinage'da kalemi eline aldığın günden beri bir emprezyonisttin. Tablolarına bak... fırça darbelerini görmüyor musun? Manet'den evvel hiç kimse böyle resim yapmadı. Yaptığın çehrelere, ağaçlara, tarlalardaki köylülere bak... Bunlar senin emprezyonların (intibaların). İşte emprezyonist demek de budur. Kaidelere ve mecburiyetlere esir olmadan ve hiç kimseye benzemeden resim yapmak... Sen devrinin san'atkârısın, Vincent, ve beğensen de beğenmesen de emprezyonistsin."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
...Binlerce tehlikenin arasında çalışırlar, aldıkları ücret ise ruhlarını vücutlarında tutmaya kâfi gelmez..
Görüntü önemliydi. Onun gibi yaşamını çalışarak sürdürmek zorunda olan bir kız sağduyulu davranmalıydı.
Reklam
Reklam
230 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.