Çocuk, yirmi beş yaşına kadar babasıyla anasını saygıyla sever, yirmi beşten sonra yargılar, daha sonra da bağışlar...”
Nerde denedin sen bunu rezil? İktidara çalışırken denedin. Babam da yiğittir arkasını iktidara verdi mi! Aslına bakarsan, biz önce kendimizi, sonra birbirimizi aldattık, komitacılıkta. Aldanmanın, aldatmanın en korkuncu, başarılarımızı kendi gücümüzün sonucu saymamızdır…”
Reklam
Döl döş yetişmeye geldi mi, adamın, mezarı başında babası adını değil, anası adını çağırırlar...
Babalarımız analarımızın ilk evlatları sayılır. Düşünsene onlar, annelerimizi bizden evvel tanıyıp seviyorlar.
Zafer pahalı şey ama, ödeyecek babayiğit lazım.
Sayfa 240Kitabı okudu
Babalık, tarihin, derin etkilerini taşıyan bir ilintidir.
Sayfa 214Kitabı okudu
Reklam
Selçuk Altun
Adı ürkütücü bir yerel şirket uçağıyla Edinburgh'a gidecektim. Bekleme salonuna geçerken telefonum çaldı. Torunumun telefonundan onun oğluyla konuşacağım sevinciyle açtım. Heyhat, arayan Alp'ti. - Alo, dede tünaydın, rahatsız etmiyorum ya? - Rahatsız olduğumu bildiğin halde bunu sorarak beni güldürmeye mi çalışıyorsun genç adam? - Lale ile tartıştık, ağlayarak evi terk etti. - Aşkın ömrü üç yıldır derler, seninki yaklaşık beş yıl sürdü, tebrik ederim. Karın giderken Eralp'i de götürdü mü? - Denedi ama Eralp gitmedi. - Aslanım benim. Hiç olmazsa nereye gittiğini biliyor musunuz? - Babasının evine! O gider gitmez annesi aradı, karımdan özür dileyip onu evimize getirecekmişim. "Çok istiyorsa kendisi gelsin" dedim. - Kemal Tahir'in dediği gibi, "Ulan iyi! Ulan aferin!
Sayfa 57 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Köy Enstitülerinin Değeri
- Babanız ne iş yapardı? - Öğretmendi. Babam Tahir Bey Cilavuz Köy Enstitüsü mezunu. Aslında şimdi anlıyoruz Köy Enstitüsü mezunlarının ne kadar kıymetli öğretmenler olduklarını, ben de daha sonra fark ettim. Babamın ilk soyadı Akbaba'ymış. Öğretmenliğin yanı sıra mütercimlik de yapıyordu. Daha sonra beş dilde mütercimlik yaptı. Sadece bu bile Köy Enstitülerinin ne kadar mükemmel insanlar yetiştirdiğinin önemli göstergelerinden biri aslında.
Sayfa 8
"Bizi beton karma makinesinin dişleri arasına atacaklardı. Ufalanacağız, çimento ve çakılla karışacağız, bu korkunç binanın temellerine çamur halinde akacağız, sonra da donup kalacağız. Binlerce ton betonun içinde bizi artık Allah Baba bile bulup çıkaramaz. Mahşerde bile toplanıp kalkmak yok."
Sayfa 103 - İthaki Yayınları
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.