Dilê şad ageh ji dilê jar nîne Kesê xoşrewş ageh ji bîmar nîne Ne b’nasê te ev wêneyeke kevn e Ku azad ji dîlî agehdar nîne...
KutülAmare
Kemal Tahir, Kelleci Memet romanında 131'den 149. sayfaya kadar Kutül Amare'yi Kelleci'nin babası Rufat'ın ağzından anlatır: "Seferberlik'in başındaki işler şekerden tatlıydı ya, sonuna doğru durum gayetle kötüledi. Bizim kendi pisliğimizde boğulmamıza az bir şey kaldıydı beyim; şuncacık bir şey kaldıydı. Biz Seferberlik'e çubuk gibi delikanlı gittiydik. Dönüşte beni öz anam tanıyamadı. Salt kuru kemik kaldığımdan değil, aklımız da çatlamış bizim biraz."
Sayfa 148 - Ketebe, Aralık 2022Kitabı okuyor
Reklam
Çocuk,yirmi beş yaşına kadar babasıyla anasını saygıyla sever,yirmi beşten sonra yargılar,daha sonra da affeder…”
''Vatan dediğimiz şu baba çiftliğini har vurup harman savurdular, kumara bastılar hayvanıyla, adamıyla...'dedi. 'Gelsin bir hesaplaşalım. Alacaklı mıyız, verecekli miyiz bilelim.
Sayfa 104 - Ketebe YayınlarıKitabı okuyor
Rahmetli Babam Piyade Albayı İzmirli İsmail Bey olduğundan resmi kaydım İzmirlidir. Dedem Hacı Ahmet Efendi, Onun Babası Urlalıoğlu Ömer Ağa olduğuna göre de ecdadımızın İzmir'in Urla ilçesinden geldiği anlaşılıyor. İzmir'de orta tahsilini bitiren Babam, Bursa Askeri Lisesinde ve İstanbul'da Harbiye de okuduktan sonra 1869 yılında
Podgorica, Karadağ'ın başkenti ve en büyük şehridir. Şehir için Osmanlı döneminde Böğürtlen ve Arnavutçadan alınan Burguriçe isimleri, Yugoslavya döneminde ise Titograd ismi kullanılmıştır. Şehir, İşkodra Gölü'nün hemen kuzeyinde ve Adriyatik De
Başından beri bize düşman olanlara kızmıyorum. Dost bildiklerimiz onları geçti çoktan...Babam rahmetli bir beyit okurdu: 'Dostlar yağmaya koyulmakta düşmanlara parmak ısırtır / Tanrı bir yerde çöküş belirtisi göstermesin...' işte o hesap...
Sayfa 51 - Ketebe YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Topçu ol, iyi topçu olmaya çalış... Von Keres Bey denilen kefere ustadır. Topçuluğu iyi öğren! Napolyon toplarını tabanca gibi kullanırmış...Sen de öyle yap...Bizim pirimiz Sultan Mahmut'un Cehennem Topçusudur. "Cehennem Topçu" diye nam sal orduya..." dediydi babam o gün...Saçma gelmişti bana bu laflar...Şimdi seni dinlerken anladım ancak neler çektiğini..." Gözlerini bir an yumdu. "İyi olmuş vaktiyle ölüp bu günleri görmediği...Topların kedi oğlunun elinde bulunduğunu bilmek az mutluluk değilmiş...Hani nerede benim toplarım?
Sayfa 38 - Ketebe YayınlarıKitabı okuyor
"Biz savdık sıramızı" diye gülüyordu. Şimdi sen konuşurken yüzü apansız geldi gözümün önüne..Meğer gülmemiş suratının derisini acıtarak gülmeye çabalamış. Demek hiç tanıyamamışız birbirimizi baba oğul...
Sayfa 36 - Ketebe YayınlarıKitabı okuyor
🔇 𝐆𝐄𝐕𝐒‌𝐄𝐊𝐋İ𝐘𝐄  𝐃𝐀İ𝐑  ✋ 📌Tâhir b. Ahmed ez-Zübeyrî, babasından şöyle nakleder: Süfyân es-Sevrî’nin kardeşlerinden biri Süfyân’a:   ~“Bana kısa bir öğüt ver” diye yazınca, Süfyân ona şöyle cevap yazdı: “Allah bizi ve seni bütün kötülüklerden korusun. Kardeşim! Dünyanın tasası bitmez, sevinci ise devam etmez. İhtiyaçları tükenmez. Kurtulmak için amel yap ve gevşeklik gösterme. Yoksa helak olursun. Vesselam.” 📖 Ebu Nuaym el-İsbehânî, Hilyetu’l-Evliyâ ve-Tabâkatu'l-Asfiyâ,7/5  - 9437 ✅ 📝↔️  📝↔️  📝↔️  📝↔️  📝↔️ 📌AbdurRahmân İbn Avf el Kurâşî şöyle demiştir:   ~ Sahabilerden birinin diniyle alâkalı bir gevşeklik göstermesi istenildiğinde 👀 Deliler gibi gözbebeklerinin Fırıl fırıl döndüğünü görürdün.🗳 📖Menakibu İmâm Ahmed 311 ✅ 📝↔️  📝↔️  📝↔️  📝↔️  📝↔️ #Nasihat   #Selef   #Gevşeklik  ✈️
Çerkeslerin ‘köle soyu’ dediklerinden değil... Ben köle ruhlu doğanları söylüyorum. Bunlar ikiye ayrılır: Köle yaşayıp köle ölenler... Köle oluşlarından faydalanarak, ilk fırsatta öteki köle doğmuşları köle gibi çalıştıranlar...” “Kadir hangilerinden?” “Kadir, insanları kendi çıkarı için köle gibi çalıştırmaya hazırlanıyor. Eğer bir yerde tökezlenmezse, köle işletenlerin en kıyıcısı olacak... Babası yedek subaymış... Yüzbaşılıktan emekli... ‘Binbaşı’ diyor. Bu kadarcık olsun, yalan söyleyecek. Anası bir kayyumun kızıymış... ‘Paşa kızı’ dedi. Tuttuğu yol, yalansız söktürülmez. ‘Atak değildi. Yumuşak başlı görünürdü,’ dediniz. Yanlış... Her şeyi hırsla istiyor. Ama bu hırs, onurlu erkek hırsı değil... Köle hırsı... Canı neyi isterse alacak, hak etsin, etmesin... Gücü yeterse zorla... Yetmezse ayaklarınıza kapanıp ağlayarak... Yalanlarını tutsanız, yüzleri kızarmaz bunların... Biraz üsteleseniz, doğruyu alırsınız ağızlarından... Direnme nedir bilmezler. Kendilerini alçaltmaktan tat duyuyorlar sanırsınız!”
Reklam
“Tamam... Bize gelmez particilik marticilik... Çünkü bizim millet vur deyince öldürür. Parti açıldı mı, biz birbirimizin gırtlağına neden sarılırız? Partiye giriyorsun hemşeri, anladık, ama dinden çıkıp da mı giriyorsun? Halkçı da senin din kardeşin... Neyi bölüşemiyorsunuz, baba mirasını mı? Halkçıları tutanların sevincini görmelisin... Sanki, düşmandan kale almış her biri... Ne olmuş? ‘Sayım suyum yok,’ deyip savuşmuş... Savuşur... Keyfinin kâhyası değilsin ya... Kâr umdu açtı, zararı gördü kapattı. Bunca yılın koca bir Fethi Bey’i... Cevahir taşı yere düşmekle değerinden ne kaybeder? Durduğu yerde nasıl açtıysa, gene pundunu bekler, birini daha açar. Ölüme çare yok bu dünyada... Yenicami’de yazdırıp pullu dilekçe mi verdindi, ‘Aman bize parti aç,’ diyerek... Kendi açtı, kendi kapadı. Bunlar benim akıl erdireceğim işler değil. Dünkü gazeteler mi yazdıydı, partinin kapandığını? Yok, önceki gün... O sabah partici milletini görmeliydiniz beyim... Babalarını gömmekten geliyorlar sanırdınız.”
Ne demektir ‘Köylü bizim efendimiz?’ Köylü kim, bir koca Gazi Paşa kim? Laf gelimi bir laftır bu... ‘Vatan millet yoluna zorlatmaktayım,’ anlamınadır. ‘Köylü takımına efendi dedikse, gerisini anlamalı,’ demektir. Bunca padişah gelip geçmiştir. Osmanoğullarından... Bunca tarih kitapları yazılmıştır ki, eşşek yüküyle yazılmıştır. Bak bakalım birinde
Dadal efendiKitabı okuyor
''Bu dünyada bizden daha bencil herifler yok! Biz Osmanlı erkekleri, bir bakıma metelik etmeyiz! Bencil dedimse, buradaki bencillik avanaklık anlamındadır. Biz hepimiz avanaklarız ki, örneğimiz bulunmaz. Neden mi? Yaşamımızın hiçbir dönemecinde bize bağlı insanları düşünmediğimizden... Delikanlı oluruz, anamızı babamızı düşünmeyiz. Evleniriz, karımızı çocuklarımızı düşünmeyiz. Düşünmediğimize göre, onları bari güçlendirmeye çalışsak... Hayır, tersine... Her fırsatta, yaşayış zorluklarıyla bağlarını kesmeye uğraşırız.. Onların adına, hemen unutuverdiğimiz sorumluluklar yükleniriz.
Sayfa 352 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
576 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Üç İstanbul'un Türk Edebiyatındaki önemi
ÜÇ İSTANBUL - MİTHAT CEMAL KUNTAY Bazılarımız bir zamanlar, dizi uyarlamasını TRT'de izlemiştik. Benim de aklımda bazı sahneler kalmıştı. O yıllarda "Duvardaki Kan" ve "Küçük Ağa" da izlenen dizilerdendi. TRT'nin yaptığı bu uyarlamalar, bugünkü yapımlarla karşılaştırıldığında çok nitelikli çalışmalardı. Mithat
Üç İstanbul
Üç İstanbulMithat Cemal Kuntay · Oğlak Yayıncılık · 20202,412 okunma
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.