Bir baba her şeyi bağışlamak ve yıkılan her duvarı inşa etmek zorundadır.
Yağmur da hüzün gibi bir şey, yakalandın mı bir kez, azı çoğu yok artık.
Reklam
İlmin zıddı cehalettir. Marifetin zıddı ise inkar.
Karşılıklı tutkulu bir bağlılıktan ziyade ortaklaşa geliştirilmiş alışkanlıkların verdiği avuntu şeklinde tanımlanabilirdi evlilikleri. Özünde aşk olduğu iddia edilen, sonra da çiftlerin birbirinin gözünü oyduğu binlerce evlilikten daha iyiydi.
Yaşadığın hayatı sevmek için bir sebep bulamıyorsan yaşadığın hayatı seviyormuş gibi yapma.
İnsan özgür doğar ama her yerde zincirlenir.
Reklam
Bu dünyada dinginlik şanstı, şanslılar da dingin.
Bu dünyada dinginlik şanstı, şanslılar da dingin.
Evlilik denilen kurum, insanı sonsuza kadar süreceğine inandırıp ardından pat diye ortada bırakıveren bir yanılsamadan başka neydi ki sonuçta?
Babasız bir çocuk neticede bir p.çti ve İstanbul’da bir p.ç, sallanan bir diş gibi her an düşmeye hazırdı.
Reklam
Kahverengilerden ve grilerden mürekkepti kalabalık. Kahverengilerin ve grilerin arasında, nasıl olduysa kumaşa karışmış eflatun bir iplik, uyumsuz mu uyumsuz bir tondu Zeliha. Ne var ki kalabalık, onun ahenksizliğini yutup kendi temposuna uyduracak kadar cevval ve yekparedeydi.
İnsan geçmişinden usul usul kopamaz her zaman, öyle peyderpey kendiliğinden düşen ölü bir tırnak gibi.
Bir varmış bir yokmuş tanrının mahlukları tahıl kadar çokmuş fazla konuşmak günahmış.
Alıp da kullanamayacağın kadar karanlık, tutup da hesap soramayacağın kadar yıllanmış bir bilgi sadece ıstırap veriyordu insana.
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.