Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Geceyi sevmeyen insanın üzerine yıldız yağmaz.
Tercihine teslim olunca bilirsin ki.. Daha uzun olan o yol, manzarası daima güzel olandır.
Reklam
“Göğüs kafesinin içinde tıkır tıkır işlemekte olan kalbi bir yoklayıp, nelerin seni beklediğini, seninse neleri yaşamayı beklerken neleri yaşadığını düşündüğünde, içindeki Turgut Uyar çıkıp konuşuyor: ‘Yaşadığım çok kötü günler, yaşadığım anlardaki yoğunluğunu yitirdi. Yaşadığım iyi günleri de unutmuşum. Sonuç: Anlamsız bir ortalama.’”
Islak beton kokusundan dahi mutluluk sebebi çıkartabilenlere günaydın.
Yalan yok: Hayat hep çiçek değil. Adı konmuş ya da konmamış sıkıntılarımız var. Hepimizin... Gizlenmesin.
Sayfa 27
İş-aşk-arkadaşlık-yoldaşlık ya da adını ne koyarsanız koyun müşterek bir ilişki dahilindeyken.. Bir insanın, kendisine yardım eden, kalbini açan, emeğini ve vaktini paylaşan bir başkasını - pençelere değil de iyi niyete ve ilgiye maruz kalmasından ötürü- sömürmeye cüret etmesine tahammülüm yok. Dünyanın en sakin insanıyken, bunu hissedince, bir anda Çanakkale Boğazı’nın dalgalarını ordusuna kırbaçlatan ama yine de yeterince rahatlamayamayan Pers Kralı Kserkses’inkinden de beter atıyor kafam…
Reklam
Gerçek olamıyorsan bile pek de güzel uydurulmuş bir yalan ol.
Sayfa 36
.. . Seni seviyorum. Sen de beni sevme.. Bir portakal ağacının hayatı boyunca yetiştirdiği 18.000 portakaldan sonuncusu ol, Ve C vitamini olarak girdiğin vücuttan büyük bir fikir olarak çık esatiri yunaniye seni de yazsın. Benim için zeytin fidanı dik, zamanla ölmez ağacı olur adı; yaşar ve yaşadığı sürece hiç kimseyi öldürmez. Bir kitapçıya
Dinle beni canı sıkkın: Canını sıkma. Bugün ne istemediğini anlıyorsun, yarın ne istediğini anlayacaklar.
Kılıçbalığını boydan boya yutmuşa benzeyen bu hazımsız suratlar neden?
Reklam
"Sokakta giderken, kendi kendime Gülümsediğimin farkına vardığım zaman Beni deli zannedeceklerini düşünüp Gülümsüyorum" Orhan Veli
Evdeyken dışarı çıkmadığım için pişman oluyorum; dışarıdaykense yatağıma bir an evvel dönmediğim için.
Sayfa 96
Bana çiçek almayın, kuzukulağı alın ; tuzlar tuzlar yeriz.
Taklit etmeden, kendinle barışık, olduğun gibi görünmenin veyahut göründüğün gibi olmanın sulhuna çıkan hür yollarda, çoğunluğa uyma zorunluluğuna katlanmadan kendini “şen” bir tavır içinde gerçekleştirmenin simyası ne büyülü: Vicdan; mekanik, robotik yada dijital değil. Elektronik, süpersonik, nanoteknolojik işlemiyor merhamet. Kanla, canla, nefesle, bileğinin, aklının, kalbinin kudretinden gelen istençle... Cansiperane bir duruşla savunuluyor yaşam.
Sayfa 316 - Destek YayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.