"-Hasan ben de seni bekliyordum.
+Beni mi bekliyordun?
-Evet seni, gelip ölümüme şahit olman için.
+Neden? Ben ölümden öyle korkuyorum ki!
-Biliyorum,anne rahminin karanlığındaki bebeğe de dışarıda aydınlık bir dünya var deseler, yüce dağları ve dalgalanan ovaları, çiçek açan güzelim bahçeleri, çağlayan ırmakları, yıldızlarla dolu gök kubbesi ve parıldayan güneşi olan bir dünya, tüm bu güzellikleri bildiğin halde karanlıkta kapalı kalmaya devam edersen, doğmamış çocuk tüm bu harikalardan bihaber olduğu gibi duysada hiçbirine inanmaz. Aynı bizim ölümü şimdiden anlayamamız gibi. İşte bu yüzden korkarız. Gitmeyi istemeyiz, ne olacağını bilmeyiz ama günü gelince hepimiz gideceğiz.
+Ama ölüm aydınlık olamaz çünkü o her şeyin sonu.
-Ölüm nasıl olur da başlangıcı olmayan bir şeyin sonu olabilir Hasan, güzel oğlum düğün gecemde kederli olma, üzülme.
+Düğün gecende mi?
-Evet, ben nihayet ebediyetle evleniyorum."
*|Bab'aziz (2005 - Nacer Khemir)