İkinci Dünya Savaşı sonrası güç kaybeden sömürgeciler- den biri olan Belçika'da Kongo için "bağımsızlık" sözcüğü parlamentoda ilk kez 1954'te liberal-sosyalist hükümet döne- minde dile getirildi. Belçika'nın bağımsızlıktan bahsetmesinin ardından Kongo'da siyasal yaşam hareketlendi. Uluslararası baskı altında olan Belçika hükümeti 1958 yılında siyasi partilerin yasallaşmasının önünü açtı ve neredeyse bir gecede yüzden fazla etnik temelli parti ortaya çıktı. Bu partilerin büyük çoğunluğunun yerel, kabilesel veya bölgesel karakterde olması kurulacak olan yeni ülkenin bütünlüğü açısından tehlikeliydi. Belçika, böylesi bir parti yapılanması aracılığıyla Kongoluların ulusal bir kimlik kazanmasını engelledi. Etnik temellerin üzerine kurulan partilerin Batı Avrupa'nın üçte ikisi büyüklükte olan bir ülkede ulusal çapta siyaset yapmaları olası değildi ve bu durum sayesinde Brüksel Kongo siyasetine rahatlıkla müdahale etme imkânı bulacaktı.
Sayfa 29 - PHOENİX YAYINEVİKitabı okudu
Reklam
İddialı olduğu alanda övülen bir insanın yüzünü; Övgü apaçık yalan olsa bile tatlı bir sevinç kaplar. Yükselme hırsının her zedelenişi, küçümsemiş, önemsenmiş işi, her görmezden gelinişi bunu şaşmaz bir biçimde incitir ve çoğu zaman derin bir acı verir. Onur duygusunun bu özelliğe dayanması; ahlaksal açıdan olumlu Sonuçlara sahip olabilir ama insanın kendi mutluluğu üzerinde, öncelikle çok önem taşıyan iç huzuru ve bağımsızlık üzerinde geliştirici olmaktan çok, rahatsız edici ve zarar verici bir etkisi vardır. Bu yüzden başkalarının görüşlerine karşı çok büyük duyarlılığa sahip olmak doğru değildir. Kişi kendisine, başkalarının gözünde ne olduğuna göre değer biçmemelidir.
Ekonomik Bağımsızlığa Düşmanlık Mustafa Kemal Atatürk sayesinde elde edilen askeri başarı Atatürk sonrası siyasi ve ekonomik alanda sürdürülemedi ve düşman intikamını ihanet eden asker, siyaset ve sermaye ortaklığı ile özelleştirmeler yapılarak intikam aldılar. Biz durup dururken bu itirazı yapar hale gelmedik. Tarihin en büyük ulus ve
Freud'un bakış açısına göre çocuğa gösterilen iyilik, gelişimi, tam anlamıyla bağımsızlık kazanılmasını baltalar. Bu açıdan, büyümek için belli miktarda acımasızlık gerekir.
"Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkûmdurlar."
Sayfa 33
Reklam
746 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.