Bir büyük kepçeyi ya da alıp tuttuğu ekinleri yolmadan bırakmayan iri biçer-döverleri andıran nasırlı bir el, kadının kafatasındaki saçları toprağından kazıyıp kökünden havaya çeker. Yıpranmış ve eskimiş bir gırtlaktan,
"Hayır!" diye bir feryat arşa kadar yükselir. Kadının canı tepesinden çıkacak gibidir.
Adam sesini yavaşlatarak hüküm verir gibi,
"Kalk ayağa, çabuk kalk!" diyerek bağırtı kusar.
İnsanların bir konuda söyleyecek açık seçik hiçbir şeyleri olmayınca, susacak yerde tam tersini yapma huyları vardır:
Sözü ayyuka çıkarırlar, yani bağırırlar. Ve bağırtı saldırının, savaşın, kıyımın sesli eşiğidir.