Bir büyük kepçeyi ya da alıp tuttuğu ekinleri yolmadan bırakmayan iri biçer-döverleri andıran nasırlı bir el, kadının kafatasındaki saçları toprağından kazıyıp kökünden havaya çeker. Yıpranmış ve eskimiş bir gırtlaktan,
"Hayır!" diye bir feryat arşa kadar yükselir. Kadının canı tepesinden çıkacak gibidir.
Adam sesini yavaşlatarak hüküm verir gibi,
"Kalk ayağa, çabuk kalk!" diyerek bağırtı kusar.
Ben Nazar kitabının yorumu ile geldim
Nisan ayının bir diğer kitabı ile sizlerleyim. 2023 basımlı 328 sayfadan oluşup, gerçek yaşam hikayeleri ne kadar canınızı yakıyorsa bu kitap iki katı yakacak diyebilirim. Gerçekler acıdır...
Bu kitap sahipsiz, köksüz, kimsesiz, ülkesiz yani bir insana
İnsanların bir konuda söyleyecek açık seçik hiçbir şeyleri olmayınca, susacak yerde tam tersini yapma huyları vardır:
Sözü ayyuka çıkarırlar, yani bağırırlar. Ve bağırtı saldırının, savaşın, kıyımın sesli eşiğidir.
Bence toplumsal cinsiyet konusu olduğu zaman erkeklerden çok az bahsediyoruz mesela bugün arkadaşlarım ile konuşurken erkeğin bez çanta kullanmasına geldi konu ve ben hariç tüm kız arkadaşlarım o ne gay gibi dedi :D ayrıca gayliği ayrı bir cinsiyet sanmaları bağırtı sırf erkeklerden hoşlanıyor diye erkek olmadıklarını düşünmeleri evet gayler erkek tabii aq
Canım çok yandığında çıkıp ulurdum
geceye: Ne kurdum ben, ne köpeğim.
Ulumak diyorsam, can yangısı tam da
yabanın çağrısı: Ciğerlerimin dibinden
gırtlağıma yükselen safkan bir uğultu,
saldığımda duyanın içini baştan uca
kaplar, duyan diyorsam lâfın gelişi:
Gece hepimizin yalnız kaldığı liman.
Neden sonra, yavaş çünkü ağır, kabuk
tutmalar. Ruh yarası başka çünkü ağır,
gerildikçe ya sus, ya salıver sesini, bağır,
ne kadar ağırdan alınsa, ölümün eli çabuk.