Omer Seyfettin'in 'Bahar ve Kelebekler' kitabı, etkileyici ve güzel hikayeleriyle benzersiz bir okuma deneyimi sunuyor. Her bir hikaye, içinde barındırdığı öğretici mesajların yanı sıra, dönemin özelliklerini başarıyla aktarıyor. Seyfettin'in dönemin atmosferini ustalıkla yansıttığı bu eser, okuyucuyu adeta o zaman dilimine taşıyarak yaşatıyor.
Bahar ve KelebeklerÖmer Seyfettin · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20201,289 okunma
İnsanın kendi kişiliğinden nefret etmesi kadar dünyada sıkıntı verici bir şey yoktur sanıyorum! Yıllarca rollerine, yalanlarına aldandığımız bir arkadaştan -âdiliğini, alçaklığını sezince- hemen ayrılırız. Aşkta da böyle... Mabut gibi taptığımız vücudun bir lekesini keşfedince birdenbire soğur, hatta ona düşman kesiliriz. Fakat kendimize... Ne yapabiliriz? Hiç!
Şimdi, bahar güneşinin altında rüzgarlar nazik, çiçekler açıyor pembe pembe, çimenler yumuşak, insanların günleri hoş. Kelebekler her yerde neşe içinde kanat çırpıyor.
Günler hep böyle geçecek, güneş hiç batmayacak, neşe de keder de hep aynı kalacak sanırız. İnsanoğlu aldanıştadır.
Güneş batar, yağmur kesilir, kuşlar yuvalarına çekilir. Hiç ummadığın anda bir dalga gelip Kayığı devirir.
Bahar günü açan bir papatyanın üzerine konan, o mavinin ve yeşilin en güzel karışımından oluşan, günübirlik kelebekler gibiydi.
O kadar güzel, o kadar bu dünyaya ait değildi ki, Allah onun
için kısa bir ömür biçiyordu.
Yanına istiyordu.
Dünyanın kirinden
ve düzensizliğinden uzağa...:((