Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.26
bahar evin
bahar evin
@baharevn
çocuk gelişimi
üniversite
Adıyaman
270 reader point
Joined on July 2019
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Necib mahfuz'un okuduğum 4. Kitabı... gönlümden geçen ve okumak istediğim cebelavi sokağı çocukları kitabı lakin okuma fırsatı bulmaktan ziyade edinemedim diyebilirim. Bu sene inşallah okunacak. Necib mahfuz sevdiğim ve takdir ettiğim bir kalemdir. Yaşadığı toplumu eleştri konusunda korkusuz bir yazar.. Bu güzel eser de yine aynı kararlı bir duruş sergilemiş. Eser; Altı Gün Savaşı, diğer adlarıyla 1967 Arap-İsrail Savaşı, Üçüncü Arap-İsrail Savaşı, Altı Günün Savaşı veya Haziran Savaşı, 5 Haziran 1967 Pazartesi, İsrail ile Arap komşuları Mısır, Ürdün ve Suriye arasında başlayan ve 6 gün süren savaş tarihe ''Altı gün'' savaşı olarak geçmektedir. Savaş sonrasi Kahire'de bir grup insanın başında gecen trajedi ve acıların yanında toplumsal ikilemler, ahlâki değerler gibi birçok konun üzerine gidilmiş. Marzuk anvar ve Aliye abduh aşkı ila başlayan kitabımız oradan oraya savruluyor... Aşkın en acı hali ve aşka yelken açan birçok karakter birarada... Eserde kişiler çok yoğun olduğu için , kim kimle karıştırdiğim oluyordu o yüzden isimlerin hepsini not ettim. Kısa bir roman olmasına karşın büyük bir keyif aldım. Yazarın anlatim olarak farklı bir nüansa sahip. Dağınık bir anlatım lakin odaklanmak zor değil. Sevgiyle ve kitapla kalın..
Geçtiğimiz yıl listeme eklediğim eseri kütüphanede ancak bu sene temin edebildim. Savaş muhabirliği de yapmış olan yazar Stephen Crane Amerikan edebiyatının önde gelen gerçekçi yazarlarından biri olarak anılıyor. Kitabın kurgusuna değinecek olursam; bildiğiniz üzere dünyada siyahilere olan nefret tutumu ve kölelik sistemi hala devam etmekte. Yazarın kısacık bir hikayede birçok konununda altını çizmekle birlikte toplumsal sınıflandırma gibi evrensel yanlışlığıda belirtmektedir. Beyaz ırktan bir çocuğu yangından kurtaran bir siyahi yangından yaralı kurtulur. Bu yangin Henry'i bir kahraman mi yoksa bir canavara mi dönüştürecek. Öte yandan vicdan ve aklı arasında kalan bir baba! Olayın sonrasında toplumun bakış açısını ve kötü zihniyetini gözler önüne seriyor. Asıl canavar bu ''kirli'' toplum mu yoksa bir an bile düşünmeden kendini alevlerin arasına atan Henry mi? tüm bu soruların cevabıni almak istiyorsanız ''Canavar'' kirabini okumanızı öneririm. Mutlu bir haftasonu olsun.
İngiliz şair; oyun yazarı ve oyuncu William Shakespeare'in ''Hamlet'' isimli eserinin deneyimledim. Tiyatro metinleri hakkında yorum yapmak ve içerik bilgisi vermek inanılmaz zor ve meşakkatli. Kurulacak cümleler konusunda birtakım edebi alt yapı olması gerekiyor. Eser'e dönecek olursak; ''Öç almak her insanın hakkıdır'' cümlesinin sarmalında yer alan eser. Bir tiyatro oyunundan çok daha fazlasını barındırıyor. 1599 ile 1601 yılları arasında yazılan eser; bir aile trajedisini ele alıyor. İnsanın ve toplumların dayanma gücü, içsel çatışmalar eşsiz betimlemelerle dile getiriyor. Prens Hamlet'in, kral olan babasını öldürdükten sonra tahta geçen ve annesi Gertrude ile evlenen amcası Claudius arasında geçen aile içi çatışmalar duygusal buhranlarindan habercisidir. Hamlet, kralın oğludur, aşıktır,filozoftur, delidir, intikamcıdır insanın türlü hallerini barındırır.. Ve saray içi entrikalar, ihtişamın kör ettiği insancıklar... Cümlelere yüklediği anlamlar ve şiirsel anlatım ile başlı başına bir şaheser. Okunmasi gereken bir klasik. Sevgiler
Reader Follow Recommendations
Günaydın, yüzyıllık yalnızlık kitabıyla üzerimde güzel bir intiba bırakan Nobel Edebiyat ödülü yazar, Gabriel Garcia Márquez'in 1940'lı yılların sonunda Kolombiya'da bir ilçede meydana gelen ve ailesini de yakından ilgilendiren gerçek bir cinayet üzerinden anlattığı eserin incelemesiyle geldim. Konusu bir hayli ilginç ve etkileyici. Vurdum duymaz bir kişilik akabinde onu bekleyen amansız son.. ''Bize bir şey olmasın, aman kimse bize dokunmasın" mantığıyla dönüp durup, işleneceğini bildikleri cinayete sessiz kalan bir topluluk! olay birçok çağrışimida beraberinde getiriyor. Bölgesel farklılık ve aynı bakis açısı! Bilinçli ve bilinçsiz bir susuşun cinayeti. Cinayeti asla cinsiyet bağlamında ele almamak, insani değerler ve toplumsal yozlaşma olarak geniş bir çerçevede ele almak gereklidir. Yazarın hakkını teslim etmek gerekir. Sonu belli bir cinayetin harikulade akıcı bir anlatımla okuru edebî bir şölen yaşatıyor. Okunmaya değer bir eser. Mutlaka okuyalım, okutalım...
Momo, İçimdeki müzik, Mucize ve Mucize &Ben gençlik ve çocuk kitaplarının incelemesinin sonuna geldim. Hayatımızın her alanına yolculuğa çıkmak için her biri birer bilet sayıldi benim için. Mucize eserinde bahsedilen "ague'' karakterinin yolunun kesiştiği insanların analizi yapılmis. Ama öncelikle Mucize kitabı okunmalı. Bunu belirtmek isterim Mucize &Ben eseriyle; Üç farklı karakter ve üç farklı hayat.. kimi zaman madalyonun öteki yüzü, kimi zaman Plüton, kimi zaman da hayat ile dans... Göremediğimiz yıldızları, kanatsız kelebekleri ve mucizeleri.. bizi biz yapan değerleri kaybettiğimiz bu dönemde ilham olacak bir eser. Empati, nezaket, kibarlık, saygı ve sevgi mucizemiz olsun.
836 sayfalik serüvenin sonuna geldim. Tolstoy'u diğer Rus yazarlardan ayıran gerçeklerin üzerine dosdoğru gitmesi ve kendi benliğinin imgesi ulaşmasi bu da tolstoy'u başlı başına bir sanat yapan özellik. Anna Karenina 4 ayrı, (her biri 34-32) bölümlerden oluşan eser; 1872 yılı Rusya ve petersburg üçgeninde yaşanan aşklar, toplumsal değerler yani ahlâki bir olay örgüsü, arapsaçı olmuş ethik kurallar.. kurgu ve olay örgüsü mükemmel denecek seviyede. 4 ana karakter ve Anna-vronski, levin- kiti... Bu karakterlerin her birinde Tolstoy'u tanıyorsunuz. Çünkü yansıttığı kişilik ve dışa vurumlar etkileyici ve anlamlı. Ahlaki sorunlarla derinden ilgilenen Tolstoy, insanlığa her zaman önemli gelmiş meselelerle yakından ilgileniyordu her şeyden önce. Verdiği mesaj ahlakı boyutundan değerlendirmekten ziyade toplumsal farklılığın gün yüzüne çıkardıgi gerçekler. Gizli kapaklı yaşayan toplumun değerlerini yerle bir eden bir topluluğa inceden birçok mesaj yüklemişti. Örnek vermem gerekirse kalın peçe konusu çok dikkat çekiciydi. Ayrıca aynı bölgede yaşayan lakin farklı ethik değerlere sahip iki toplumun sorgulaması; anaerkil, soğuk, biçimsiz, kuramsal.. diğer taraftan soğuk, biçimci ve görece.. Birçok karakter yer alıyor eserde ama Levin benim için ayrı bir noktada. Niçin yaşıyoruz, yaşamın amacı ve bize getirisi nedir gibi birçok insan psikolojisini etkileyen cümleler.. sorgulayıcı bir karakter.. felsefi bir duruş. Okuyunca bunu anlayacaksınız. Tolstoy'a yelken açma zamanı gelmedi mi sizce?
Bitmeyen bir ocak ayı sonrası şubat ayına merhaba diyelim. Son günlerde gençlik ve çocuk kitaplarına çok fazla yer veriyorum. Aslında en büyük etken farkındalık konulu içeriğe sahip oldukları için. Her sayfasında oğlumu ve yaşadıklarını düşününce oğlumun ne kadar özel ve mucize gibi geldiğine ve ne kadar şanslı olduğuma bir defa daha inandım. Eserin içeriği ve kazanımları çok çok fazla. Görüntü ve güzellik konusunda önyargıları bir kenara bırakıp esere başlayalım. Gücüyle pek çok kalbe güç veren, insanların en yüce gönüllüsü ve gücünü pek çok kalbe taşimiş augst'un mucizevi hikâyesi.. Abla via ve ailesini yanı sıra yoluna çıkan birçok insanın augst ile olan yaşadığı zorluklar ve güzellikler. Ayrıca İngilizce hocası'nin öğretilerini de iliştirme isterim. insan olarak nezaket gibi kavramların yaşantımızda çok fazla yer etmediğini halihazırda yerini bomboş ve kalp kırıcı kavramlar yer verildiğinin farkındayım. Nezaket seçimlerimizle eş değerdedir. Seçmek istediğimiz kadar nazik oluruz. Bizlere iyiyi ve güzeli hatırlatan yazara sonsuz teşekkürler. Hayatımızda mucizeler peşimizi bırakmasın... sevgiler
Merhaba,ocak ayının son kitabını bir araştırma- inceleme kitabıyla kapatmak istedim. Kitap; kent ve kentsel sorunların ekonomik, siyasal ve toplumsal boyutunu enine boyuna araştırmış durumda. Toplumun bir bütün halinde kentleşmesi hipoteziyle yola çıkan yazarimiz. Toplumsal bir analiz ve gerçeklik payıyla deneyimlerinin altını çiziyor... Kent sorunsalı dünya çapındadır, fakat onu ele alma tarzı ülkelerin ekonomik, toplumsal, siyasi yapılarına ve ideolojik üstyapılarina bağlıdır. Bunun uygulamaya geçilmesi ile gerçek gün yüzüne çıkar. Özel çıkarlar ve siyasi çıkarlar arasında sıkışıp kalan şehircilik bu iki çatlak arasına küresel bir döngüye dönüşür. Kapitalist bir sektörün kuklası olmuştur.. Toplum olgusuna yerleşmeyen kent ve şehircilik kavramlarını bu paradigmamın içerisine ötelemek ne kadar doğru tartışılir. Şehrin mutluluğu, büyük şehrin yogun yaşantısı, boş eğlencelerin çoğalması gibi birçok etkenin de yer aldığı sorunsalların çözümü için radikal tarzda değişiklikler gerekecektir. Yani varolan koşulların iyileştirmesi ve beraberinde hiyerarşik bir denge olgusu yer almalıdır. Kentsel devrim uzak olmadığı umudu aşılayan yazarın dili ağır gelebilir ama okunabilir bir eser. Farklı bir deneyim yaşamak için iyi bir seçim olabilir...
Merhaba, geçtiğimiz yıl okumak için listeme aldığım eserin incelemesiyle geldim. Birçok okurun büyük beğenisini kazanan eser; 41 dilde çevirisi ve Avrupa gençlik kitap ödülü şeref listesine girmiştir. Masal tadında bir hikâye.. Momo, dış görünüşü tuhaf bir kız çocuğu! Zaman kavramının ve zaman hırsızlıkları ile olan amansız mücadelesi. Çocuklar için heyecanlı bir serüven, biz yetişkinler için zaman kavramı ve bize kaybettirdiği onca güzellikleri sorgulatan masalsı bir yolculuk. Zaman; biz insanoğlunun en büyük İsraflarından.. sevdiklerimizle, dostlarımızla geçirdiğimiz zamanların kısıtlaması ve popüler hayatın temaşasında, sanal ve yapay diyaloglalar ile başlı başına zamanın hırsızlarıyız. Modern yaşamın getirdiği yalnızlığı, ruhsal bunalımları bir çocuk kitabında derinlemesine hissedeceksiniz. Okunması kolay ve sürükleyici bir eserdi. Hemen herkesin okuyabileceği bir eser. Okumanızı tavsiye edebilirim. İyi geceler diliyorum..
Merhaba sevgili okur, Yeşil mürekkep kitabı uzun zamandır listemde bekliyordu. Öyle çok istemiştimki okumayı aniden bir mucize oldu ve en nihayetinde okudum. Celile, İpek Sabahlık, En Hüzünlü Eylül, Afife Jale ve daha bir çok kıymetli eserleri edebiyatımıza kazandıran sevgili Osman balcigil gönülden tebrik ediyorum. Unutulmuş birçok yazar ve sanat insanı konusunda bizlere yol gösterici."Yeşil mürekkep" Sabahattin Ali'ye açılan pencere ve başrolde Sabahattin Ali! 1907 yılında doğmuş, Balıkesir öğretmen okulunda öğrenim hayatını tamamlayan umut dolu bir şair, yazar, idealist bir genç.. Aydınları yıldırma politikasınin hüküm sürdüğü bir dönemde verdiği yaşam mücadelesi... Mustafa Kemal'in isteği üzerine Almanya'ya gönderilen 5 öğrenciden bir tanesiydi.. Büyük umutlarla gittiği bu yolculuk yine hüsranın birer tanığiydi. Kürk mantolu Madonna, içimizdeki şeytan, Kuyucakli Yusuf romanlarınin geliş öyküsünüde beraberinde getiriyordu Sabahattin Ali. Dönemin hem siyasal hem sosyal hayatını tarafsız ve yerinde bir betimlemeyle ana karakterden kopmayarak sade ve algısı kolay bir anlatımla kaleme alınmıştır. Sabahattin Ali kitaplarını okumadan önce bu güzel eserden başlamanızı isterim. Yazarı tanıma açısından sizlere yardımcı olacaktır. Uzun zamandır bu kadar etkilendiğim bir biyografi kitabı okumamıştım... Dünyayı yaşanılmaz hale getiren biz insanoğlu; ne zaman empati kurabilirsek o zaman yaşamımız kolaylaşacaktir. Ülkemiz icim kıymeti sonradan anlaşılan bu harika insanı tanımanızı isterim. Mutlaka ama mutlaka okunmalı..
Günaydın sevgili kitapseverler, güçlü anne ve özel çocuklarına ithafen...Ödüllü yazar Sharon M. Draper'dan hüzün ve umut dolu, aynı zamanda gerçek yaşam öyküsünden uyarlanmış eserinin incelemesiyle geldim. . Yetişkin kitabı olmadığı halde yetişkinlerinde okuması ve mutlaka ders çıkarması gereken bir eser. Melody! 11 yaşındaki eşsiz çocuk, zeki ve fotoğrafik bir hafızaya sahip.. aile, arkadaşlık, okul ortamı, kıskançlık, nefret, sevgi, saygı ve birçok kavram birarada. Verilen mesajlar doğrudan ve samimi. Dramatize edilmeyi değil, anlaşılmayı bekleyen birey. Hayatın karmaşasında ben demeden yaşama isteği. İhtiyacımız olan şeyi veriyor; yani dışarıdan nasıl göründüğünü değil de içinde olup bitenleri öğrenebiliyoruz.. Seslere kulak tıkamak yerine; o tınıyı hissetmek gerekir. Melody gibi bir hayat yaşamak zorunda kalırsak sesimizin duyulması için bu kitabı işaret etmemiz bile yeterli olacaktır. Bakış açımızı değiştirmek için iyi bir yol haritası..
bir devrimci geçti bu dünyada; Vedat Türkali! Bıraktığı unutulmaz ve eşsiz eserleride armağan ederekten. Kurgusu, anlatımı, dili birçok yıldızı ve beğeniyi hakediyor. Tarafsız anlatımıda çok daha okunur kılıyor. 67 olayları, aile hesaplaşmaları, dönemin siyasi propagandaları, emekçi sınıfı, Demokrat parti, Halk partisi ve yoksul halk... Kenan(küçük burjuva) eşi Nermin ve kızları Zeynep üç kişilik çekirdek aile.. Kenan'ın anlatımıyla başlıyor roman.. öğretmenlikle başlayan hayatı, bir kitapçı dükkanında devam eden ve halihazırda geçmiş dönem yaşadığı psikolojik travma.. Sorgulayan, düşünen, isyan eden bir baba ve eş! Geçmiş ile başlayan büyük bir hesaplaşma.. yasak aşkın kahramanlarından edebiyat fakültesi felsefe bölümü öğrencisi Günsel! 67 olaylarının derinlemesine araştırılmasi gibi görünsede 41 ve 51 yılındaki yaşanan öğrenci ve halk ayaklanmalarıninda kabuk tutmuş yaralarında gözler önüne seriliyor. Çürümeye başlayan insan ilişkileri ve duygularİn yanı sıra geçmişte gün yüzüne çıkmamış konularında birer tanığı... Günümüzde kıyasladığımızda hiçbir şey değişmediği ve faili meçhul bir çok olayı da göz ardı ediliyor. Kim bilir yıllar sonra yine kitaplarda okuruz gerçekleri.. Bir devrimcinin kaleminden başyapıtıni okumanızı isterim
(Çok az spoi içerebilir)
Umberto Eco bu defa çok farkli bir yolculuğa çıkardi. Mükemmel bir kurgu ve büyük bir iç çekiş... Savaş meydanları, bugünün siyasi gerilimlerinin odak noktası konular, aşk hikayesi ve daha bir çok serüven. Ortaçağdan günümüze muazzam bir öykü.. Yalancı, kurnaz Baudolino'nun soylu Niketas ile yollarının kesişmesi ile başlayan tarihî olay örgüsü, bir yalancının dilinden doğruları okumak inanılmaz bir deneyim yaşattı. Baudolino; Almanya yakınlarında iki nehrin arasında ki fundalıklarda doğan kahramanımızı; Alman kralının manevî oğlu olarak himayesine alır. Okuma yazma bilmeyen ve sonradan büyük bir azimle bunu başaran baudolino serüvenlerle geçen hayatına bire bin katarak okuru oradan oraya sürükler. Konstantinopolis'in yağmalanmasi, frederich'in esrarengiz ölümü ve kanlı hesaplaşmalar. Hristiyanlık kültürüne ait bilgi ve göndermeler yapan yazarımız; Dili ve üslubu son derece edebî ve akıcı. Eserde en çok hoşuma giden birçok yabancı sözcük gruplarının dipnot olarak geçmesi. Kelime hazinesi konusunda iyii bir kılavuz niteliğinde
Edessa: Şanlıurfa
Selembra: Silivri
Konstantinopolis: İstanbul
Hellespandos: Çanakkale
Eufrates: Fırat
Tigris: Dicle
(Daha birçok sözcük öbeği yer alıyor)
Prag Mezarlığı ve baudolino eserlerini gönül rahatlığı ve ivedilikle tavsiye edebilirim
-=≡≡ ZAMAN VE MEKAN≡≡=-
🪄 İyi akşamlar sevgili kitapseverler, mısır edebiyatının göz bebeği bir edebiyatın serencami; Nobel ödüllü yazar Necib Mahfuz'un kısa öykülerle bezenmiş eserinin incelemesiyle geldim. Daha öncesinde hırsız ve köpekler, miramar, düğün evi eserlerini okumuştum. Zama ve Mekân eseri toplamda 20 öyküden oluşuyor. He eserinde olduğu gibi öykülerinde de toplumsal yaşamını kısa kesirler yansıtmış. Gündelik yaşamın dertlerinı, arzularını, esiriklerini, hayal kırıklıkları ve birçok sıradanlıklari büyük bir ustalıkla kaleme almıştir. Öyküler kısa ve öz tutulmuş. Her biri ayrı bir tat, Kimi zamanda eksik bırakıyor. Dava, veda günü ve cevabım hayır öykülerini çok sevdim. Anlatım olarak oldukça akıcı bir dil kullanılmış. Necib mahfuz'un diğer eserlerine nazaran hafif kalır. Ama yinede okunabilir. Kitapla ve huzurla kalın.
Merhaba, geçtiğimiz yıl yazardan bir eser daha okuyabilirim diye açık kapı bırakmıştım. Merak ettiğim bir eserini okumuş olmam benim icin daha iyi oldu. Kimi zaman Polisiye kitaplarda tahmin etme silsilesine girer okurlar. Bende onu yaşamak istedim. Ama maalesef katili tahmin ettim ve son cümlede şaşırma, bu nasıl oldu nidaları olmadı. Yine de Polisiye türünden okumalari özlediğimden iyi bir izlenim bıraktı. Gelelim kitabımizin incelemesine; Zenci adasına tatil için davet edilen ve birbirlerini tanımayan 10 farklı kişi. Tek ortak noktaları cinayete kurban gitmeleri. Caroline, amstrong, Henry bilore, Elizabeth claythore, Lombard, James Marston, Thomas ve Ethel, John Wargareve... Geçmişteki karanlık sırlarıyla çıkılan bu amansız yolculukta onları bekleyen sürpriz son! İnsan psikolojisinin altında yatan gizem dolu bir hikâye örgüsü. Yoğun bir merak, bol bol gerilim yaşamak için okunabilir. Polisiye ve cinayet konulu özlemler için iyi bir seçim.. (Agatha Christie kitaplarına başlangıç için de iyi bir seçim olacaktır.) Mutlu birgün dilerim..
