Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.26
bahar evin
bahar evin
@baharevn
çocuk gelişimi
üniversite
Adıyaman
270 reader point
Joined on July 2019
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Doğan Cüceloğlu ve gazeteci - programcı Deniz Bayramoğlu ile gerçekleştirdikleri söyleşi ve yaşam deneyimlerinin yer aldığı "Var mısın?" Eserinin incelemesiyle geldim.. Büyük bir özlem giderme kitabı oldu. Ne çok özlemişim sohbetini, yaşam deneyimlerini, yürekten ve samimi Sorular ile herkesin kendi hayatından bir şeylere cevap bulabileceği satırlar içeriyor. Güçlü bir yaşam için ve kendini keşfetme yolunda çıkan zorluklarla başa çıkma yollarını naif ve zarif bir anlatımla aydınlığa kapı aralatiyor. Her satırının altını çizdiğim ve alıntı yapmaktan yüksünmediğim bu muazzam bir eserdi. Hani şlŞükrü Erbaş'ın da dile getirdiği üzere İnsanın acısını insan alır. İşte tam da bu cümleye yakışır bir eser ve sevgili Doğan Cüceloğlu! Sonrasında okunması, dinlenmesi, izlenmesi gereken önerileri ile farklı dokunuşlar yapıyor. Böyle büyük bir duayeni erken kaybetmenin acısı ile kitaba veda edeyim. Mekanın cennet olsun sevgili Doğan Cüceloğlu! Satırlarıniz her zaman ışığımız olacak..
imkansızlıklarin arasına sıkışmış iki insanın (Şahin ve Gülşah) karşılıklı duygu paylaşımı olan eser. Sadece iki sevgili arasında sıkışıp kalmamış kimi zaman anne çocuk ilişkileri, kimi zaman baba kız, kimi zaman da toplumun kanayan yarasını ele almış. Her çocuğun hakkıdır sevmek, sevilmek ve saygı duyulmak. Toplumda onunda bir yeri vardır ve özeldir. Bu açıdan yazarın bakış açısı ve değerlendirmesi iyiydi. Diğer türlü bir ayrışma sezdim.. Toplumların birçok açıdan yanlış değerlendirdiği konu üzerinden farklı değerlendirme yapmış bans göre. Doğu batı kültürlerine bakınca her bilge veya şehrin iyi ve kötü yanları vardır. Hepsini aynı kefeye koyup atmamak gerekir. Kültürel değerlerimiz ve bizim yaşadığımız toplum birtakım konularda geniş kapsamlı bakmaya bilir lakin herşeyi de yıkmamak gerekir. Ucu açık konular var ama genel anlamda iyi gibiydi. Sonu mutlu bitsin istemiyoruz ama olmasaydı sonunuz öyle diyerekten kapatayım yorumumu.
öğretmen ve öğretmen adaylarına ithafen okuduğum bu kıymetli eserin içeriği ve kazanımları her eğitimci büyük bir yol gösterici olacaktır. Ben neden okudum diye sorarsanız! Eğitim dünyasınin görünen ve görünmeyen yanlarını eksikliği ve takdir edilesi yanlarını daha iyi tahlil etmek için tercih etmiş bulunmaktayım. Bildiğiniz üzere eğitim üç ayak sistemi ile ilerlemektedir. Bu üç ayağın bir tanesini aksayinca herşey yerle bir olur. Bunun en temel ağırlığı öğretmen ve veli işbirliği ile devam etmektedir. En önemli bir nokta ile kitabınimzin analizine başlayayım; Öğretmen bir öğrencinin kaderidir! Geleceğin aydınlığı ve karanlığı bu kadere bağlı. Şanslı ise bir çocuk yoluna çıkan gül bahçesinden güllerin kokusunu iliklerine kadar hisseder... Ama şans ondan yana değilse; köpek gibi yapmak zorundasın, git tuvaletten su iç, sen yokken sınıf çok huzurluydu gibi çirkin cümlelerin hedefindedir. Demek o ki önce ''insan'' sonra ''Öğretmen''olacaksın! Eğitici ve öğretici yani ağır basan eser;İdeal öğretmenin ne ve nasıl olması gerektiği, öğrenci ile öğretmen bağının güçlü tutma yolları ve kalbe giden yolda eğitimin büyük rolü... Eğitimci,veli ve öğrenci; herkese hitap eden bir eser.. Her öğretmen mutlaka ve mutlaka okumalı.
Reader Follow Recommendations
Rus kültürünün ve edebiyatının Batı'daki en en tanınmış yorumcu ve yazarlarından olan Tolstoy'un Savaş ve Barış eserinin 2. Cildinin incelemesini tamamladım. Yazarın ektiği tohumların toplum ve insanlık için öğretici ve bilgilendirici yanıyla bereketli bir toprağa dönüşüyor. Savaş ve Barış kitabıyla da bunun en büyük kanıtını göstermiştir. Bir dönemin yaşam şeklini,sosyal ve tarihsel olaylarını Sevgili Tolstoy'un gözlemiyle yaşamak farklı bir deneyim oldu.
kadının hakları, eşlerin arasındaki ilişkiler, eşlerin özgürlüğü ve karşılıklı olarak sahip oldukları görevler gibi konuların yanı sıra 1800 yıllarda Napolyon ile Rusların savaşını ve bu savaş etrafındaki sosyetenin, askerin ,Rus kadınının ,diplomasinin , Rus toplumunun, Fransa etkisinin ,toplumsal ahlakın özetini gözler önüne seriyor. Çok fazla karakter bulunuyor ve bu açıdan zihin karışıklığı gidermek için not tutmayı ihmal etmeyin. İki cildin 100 sayfasını geçtikten sonra olaylara kapılıyorsunuz. Karakterlerin yani başında olma hissi inanılmaz bir duyguydu. Tolstoy'un başyapıtlarindan olan şaheseri korkmadan ve tereddüt etmeden deneyimleyebilirsiniz. Tabi birde Leyla Soykut hanımefendi'nin çevirisinide gozardi etmeyelim. Mutlaka ve mutlaka okunmalı, okutulmali..
Türk Edebiyatının yani sıra Dünya edebiyatının da öncü isimlerinden Yaşar Kemal'in Binboğalar efsanesi isimli eserinin incelemesiyle geldim. Yaşar Kemal kitaplarını ne çok özlemişim. Bu özlem burada böyle kalmayacak. Kütüphanede yer alan okumadığım eserleri okunacak. Eser; Torosları, göçebe Türkmenleri daha doğrusu Yörüklerin yerleşik hayata geçiş süreci yuva arayışı sırasında yaşadıkları zorluklar, yok oluşlar.. Tarihsel sürecinde bahsetmek gerekirse , 1876 yılında Osmanlı ve Türkmenler arasında gerçekleşen savaş; , Cumhuriyetin Kuruluşu ve İnönü dönemine kadar Türkmenlerin (Yörüklerin) konar göçer olarak yaşama mücadeleleri ve yerleşik hayata geçen Türkmenlerin yaşam mücadelesi... Cumhuriyet döneminden sonra çıkan iskan kanunu ile beraber yerleşik hayata zorlanma ve sonrası gelen sürgün yaşamlar... Yine bir Yaşar Kemal klasiği.. İnce memed okuyor gibiydim.. insan ruhunun derinliklerini, anlatımdaki şiirselliği ve aktardığı kültürel birikim ile muazzam bir Yaşar Kemal hikâyesi.. İliklerinize kadar hissedeceğiniz bu yapıt mutlaka ve mutlaka okunmalı, okutulmali..
Rus Edebiyatına yapılan amborgaya inat Rus edebiyatı okuma konusunda ısrarcıyım. Tolstoy, Dostyevski, Anton Çehov, Puşkin, Gorki, Gogol gibi Klasiklerin omurgasını oluşturan yazarlar her zaman baştacıdir. Kültüre yapılan baskı kabul edilemez! Efendi ile Uşağı eserine dönecek olursam. Tolstoy kış ayının en derinden hissedildiği 3 farklı öyküsüyle karşımızda. İlk öykü kitaba ismi veren "Efendi ile Uşağı", ikinicisi ''Üç ölüm'' ve son olarak üçüncü öykü Çilekler.. Kurgudan ziyade anlatımı tamamen gerçekçi bir anlatım ve bunun yanında olağanüstü bir şekil verme ustalığı da takdire şayan. İlk öykü diğerlerine nazaran geniş bir yelpazeye sahip. Para hırsı ve bunun bedelinin en dokunaklı hali ve bir insanlık dersi.. akıl ve mantığın tutulduğu bu noktada yaşanan psikolojik sonuçlar.. merakla ve bir solukta okunan bu eseri sizinde ikuma serüveninize eklemenizi isterim.
Merhabalar, kütüphanede okumadığım sanırım bir tane Necib mahfuz kitabı kaldı. '' Midak Sokaği'' eserini okumak için şartları zorluyorum lakin vakti değil sanırım. Ama illa ki okunacaktir. İnanıyorum! Savrulan kahire eseriyle yazar yine çizgisini kaybetmeden yoluns devam etmiş. Dönemin mısır'ı ve toplumsal yapısı dahiyane ve akıcı bir üslupla yansıtılmış. Kahirede 4 üniversite öğrencisi Ali Taha, Ahmet Bedir, Memun Rıdvan ve Mahcûb Abduddâim kişilik ve dünya görüşü açısından birbirinden farklı olmasına karşın dostlukları buna engel değildir. Aşk, siyaset, gelecek kaygısı, hep daha fazlasını isteme,din ve kadının toplumdaki rolü ... Kitabın esas kahramanı Mahcûb Abduddâim'dir.. Biz insanoğlu sonsuz istek ve arzularımiz bizleri geri dönüşü olmayan yolculuklara sürükler. Kahramanımizin ideolojisi, hırsları, bencilliği sürpriz bir sonunda başlangıcıdır. Günümüzü değerlendirince maddi beklentiler ve hırsların sonu hep hüsranla biter. Makam ve mevki sahibi olmak için binbir türlü işlerr kalkışan insanlarin hazin sonunu hep beraber görüyoruz. Necib mahfuz edebî bir dille bizlere anlatmaya çalışmış. Siz okurlarında eseri değerlendirmenizi isterim. Hayırlı cumalar.
Her ay bir Shakespeare eseri okuyarak, Shakespeare'in bütün eserlerini tamamlamaya karar verdim. ilk komedi denemelerinde olan ''Aşkın Emeği Boşuna'' eserini deneyimledim. Yüzyıllar önceki toplumsal yapıyı ,duygu düşünceleri, kadın-erkek zaaflarını, cinsiyet gözetmeksizin muazzam bir şekilde kaleme almıştır. Esere kısa bir şekilde değinmek isterim. Genç Navarre Kralı( Hayalî krallık) ile üç arkadaşı bir yıl süreyle kadınlarla ilişkilerini tamamen kesip kendilerini okumaya ve bilime vermeyi kararlaştırırlar. Ancak Fransa Prensesi, üç güzel nedimesiyle İngiltere'yi ziyarete gelince işler karışır. Bu kutsal yemin sonrası ardı arkası kesilmeyen traji komik olaylarıda beraberinde getirir. Gerçek tarihsel olmayan bir olayı bu kadar gerçekçi yansıtmak büyük bir meziyet. İlk tiyatro deneyimini Hamlet ile aştığımi düşünüyorum. Bu defa çok zor olmadi. İnanılmaz büyük bir keyif aldım. Oyun okumayı sevenler için nitelikli bir seçim olacaktır. Mutlaka okunmalı. Keyifli günler dilerim.
Merhaba, klasiklere yoğunlaştığım bu dönemde; kaleme aldığı harikulade eseriyle okuma serüvenime sihirli bir dokunuş bırakan yazarımız Ahmet Alperen Özbek eskiye özlem, yitip giden onca güzellikleri ve yaşanmışlıkları öyle güzel betimlemişki inanılmaz bir huzur bırakmaya yetti. Yazarın çok sevdiğim cümlesiyle başlayayım incelememe; '' Bu hayatın birkaç saniyesinde bile ömürler yaşabiliyormuş insan." Eser geçmişe büyük bir özlem duyan " ömür" karakteri üzerinden yolculuk başlıyor. Tren istasyonları, sokaklar, konaklar, köy evleri ve bir nebze birçok gönüle konuk oluyorsunuz. Sonra geçmişi düşünüyor büyük bir hüzün ve özlem peyda ediyor. Çocukluğum, oynadığım oyunlar, sabahın seherinde birbirine seslenen komşuların sesleri yankılanıyor... Geçmişin samimi sohbetleri ve kattığı değerler.. ömür dediğin nedir ki zamanın birer kölesi. Bir tutam özlem, bir tutam hüzün, bir tutam mutluluk, bir tutam geçmiş... Şiirsel ezgi ile ruhsal dinginlik için okunması gereken bir eser. Kaleminize, yüreğinize sağlık
Merhaba sevgili okur, 19. Yüzyıl Rus edebiyatının en önemli yazarlarından, Rus yaşamının ''Vakanüsü" olarak bilinen Ivan Sergeyeviç TURGENYEV'in Klara Mi isimli eserin incelemesiyle mart ayına giriş yapalım. kısa bir hikayeden bu kadar etkileneceğimi hesap edemiyordum. Aşkın ve ölümün iç dünyamıza etkileri motif motif işlenmiş. Ölüm ve ölüm sonrasında gelen mistik bir hikayeye tanıklık etmek bu olsa gerek. Baş kahraman; Aratov üzerinden varoluş, aşk, ölüm, beden ve ruh ilişkisi, ölümden sonra ki hal gibi oldukça mistik konuları irdelememize ve bir noktada da düşünüp sorgulamaya sevk ediyor. Yazar tüm dünyaya'yı etkisi altına aldığı bu eser ile; Türk edebiyatının nadide isimlerinden Sabahattin Ali'de Kürk Mantolu Madonna kitabıyla Klara MİLİÇ eserine atıfta bulmuştur. Kısa ve oldukça etkileyici bu hikaye ile melankoli bir duygu yaşamak isteyenler için özel bir eser. Keyifli okumalar dilerim
Merhaba, şubat ayının 12. Kitabıyla bu ayı da burada noktalayalım... Öneri kitapları görünce john Steinbeck kitaplarına uzun bir süre ara verdiğimi fark ettim. Diğer eserlerine nazaran bolca hiciv yer alıyor. Kimi zaman güldüren, kimi zaman düşündüren felsefik ve ütopik bir eserdi. Kısaca konusuna değinmek gerekirse; Demokrasi ile yönetilen Fransa'da, işin içinden çıkamayan siyasi partiler çareyi Monarşi'ye dönmekte bulurlar... İstikrarsızlığı sonlandırmak için tahta Kısa Pepin'in soyundan biri getirilir. Ancak iş kral olmakla bitmez çünkü saraya yeni eşyalar gelmesi ve monarşinin yenilik ve refah değil düzeni devam ettiren bir unsur olması istenir. İroni tadında ve yerinde sistem eleştrisi yapılmış. Yazar az sözle çok şey anlatmıştır. Bu sürükleyici ve etkileyici eseri okumanızı isterim. Steinbeck'in kalemi okunmaya değerdir. Keyifli okumalar dilerim. Sevgiler..
kırmızı pazartesi kitabı ve yüzyıllık yalnızlık kitaplarıyla kalemini takdir ettiğim yazar Gabriel Garcia Marouez zengin düş gücü ve etkileyici kurgusuyla oluşturduğu öykü kitabının incelenmesiyle geldim. Marquez'in hayali şehri Macondo yine başrolde.Bir muz şirketinin sömürüsünden artakalan Macondo'da sevilmeyen bir kişinin cenazesini kaldıran aile bireylerinin geriye dönüşleri ve kendi gözlerinden anlattıklarından oluşan öykü, adım adım çürümüşlüğe giden bir topluma eleştirel bir bakış ile son buluyor. Kısacık bir kitapta birçok konuya yer veren yazar yalın anlatımını ustalıkla kullanmiş. Yazarla tanışma kitabı olarak tercih edilebilir.
uzun zaman sonra( yaklaşık 9 günlük) bir okuma sürecinin sonuna geldim. 918 sayfalık 1. Cilt; Sosyal sınıfların gözlemlerinin yanı sıra birçok konu üzerinden de farklı bir deneyimleme imkanı sağlayan bir başyapıt. Eseri okuma sürecim ve dünya gündemini düşününce fazlasıyla manidar oldu. 1812 yılını konu edinen eser; Napolyon'un komutasındaki Büyük Ordu'nun Moskova'yı işgaline paralel olarak, bir avuç soylu insanın yaşamları ele alınır. Napolyon'dan savaş esirlerine kadar uzanan bir karakter zenginliğine sahip.
Prens Andrey, Piyer, Nataşa, Prenses Mariya, Anna... Hiçbir karakter mükemmel değildir! Hepsi bizim gibi insandır. Hepsinin hataları, doğruları, yanlışları ve sevmeyi bilen aynı zamanda kırılan kalpleri vardır... Tarih kitaplarında üstünkörü bahsedilen Napolyon savaşlarına genel bilgilendirmelerle beraber dönemi anlamak için öğretici nitelik de taşıyan mükemmel bir eser.
Ziyadesiyle memnun kaldığım bu güzel eser; durgun ve farklı bir dokuya sahipti. Mutlaka okunmalı. 2. Cilt mart ayında okunacak
Gazi Mustafa Kemal'in tarihe geçmiş cümleleriyle incelememe nokta koyayım...
🪶"Dünyada milletler bir apartmanın sakinleri gibi kabul edilir. Eğer bir apartman, sakinlerinden bazıları tarafından ateşe verilirse, diğerlerinin yangının etkisinden kurtulmasına imkân yoktur."
Maksim Gorki'nin 7 seçkin hikayeden oluşan eser; insan ruhunun en büyük araştırmaları ve tasvirleri yer alıyor. insan hikayeleri, cesurca yapılan dönem tahlilleri, psikolojik analizlerinin yanı sıra umut öğeleri ve özgürlük on planda tutulmuş. Hikâyelerin içerisinde en etkileyici olan kartal türküsü ve iki arkadaş isimli hikayeleri cok beğenmişti. İşçinin ve emekçinin sözcüsü Gorki! Bu defa Sovyetler döneminde dile gelmemiş hayatların bir bakıma gür sesi olmuş. Verdiği toplumsal mesajlara etkileyici bir eserdi. Dil ve anlatım olarak kolay okunabilir bir eserdi. iyi geceler diliyorum.
Merhaba sevgili okur, ölümcül yumurtalar eserinin etkisiyle şubat ayına yazardan bir kitap daha okumak istedim.Rus Devrimi‘nin toplumsal sonuçların köpek kalbi ile hicveden yazar bir köpeğin yer aldığı kurgu ile distopik bir hikâye ortaya koymuştur. Eser, soğukla ve açlıkla mücadele etmekte olan yaralı sokak köpeği Şarik‘in ağzından başlar. Bir köpek düşünün zamanla insan formuna bürünüp çekilmez bir ev arkadaşına dönüşsün. Bilimin zirve yaptığı bir kurgu! 1925 yılında kaleme alınan eser, sansür yediğinden ancak 1987 yılında yayımlanabilmiştir. Ve yine kalem susmadı ve susturulamadi. Yazar bilim dünyasında büyuk bir devrim gerçekleştirmiştir. Köpek kalbî; akıcı anlatımı, zekice kurgusu ve doğal karakter tasvirleriyle sıkılmadan okuyacağınız bir eser. Okuyalım.. sevgiler 🪄
