Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
#kadınaşiddet
Bu bataklığın suyu da çamuru da; -Delikanlılıkla elikanlılığı bir tutan.- -Her şeye hakkı/m var koca zihniyeti ile -Namus etiketini sadece kadınların alnına yapıştıran, namusu apış arasına sıkıştıran, -Ve bunca kötülük dururken, öpüşmeyi ayıba, sevişmeyi ahlaksızlığa yakıştıran zihniyetten gelir. -Bazılarının gözünde, kadının çörek otu kadar
Hayata kendi gözlerinle bak, başkasının gözleriyle baktığın için mutsuz oluyorsun.
Reklam
“ Toplumun ikiyüzlülüğüne bak sen! Namusları adına ciğerparem dedikleri öz kızlarını fütursuzca öldürebilirler, ama öte yandan kısacık bir zevk anı için kızları yaşında bir insana da tecavüz edebilirler.”
Sayfa 21 - Everest YayınlarıKitabı okudu
- "Sen geceleri gökyüzüne bakıyor musun?" + "Evet, öğretmenim, gece babamla koyunlara yem vermeye giderken bakıyorum." - "Ne görüyorsun?" + "Yıldızları." - "Bugün bir daha bak tamam mı?" + "Tamam öğretmenim." - "Göreceğin en parlak yıldız var ya işte sen aynen onun gibisin."
Yaralar
Yara sıcakken acımaz, hemşireciğim. Hele bir kere soğumaya başlasın. Sen bak, seyret kızcağız nasıl yanıp yakılacak?
Sayfa 190 - İnkılap Yayınları
VARACAK BİR SEN YOK
Kavgam yok seninle Aynı düşün, farklı yalanlarıyız Aç gözlerini bak! Bunlar, yarım kalanlar Taşıyorum zamanı omuzlarımda Yük değil! Yokluğun yük değil
Sayfa 138Kitabı okudu
Reklam
Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. Lazım olursa açar okursun, Olmazsa da olsun, bir zararı yok burada dursun. Şuraya bir cümle koydum. Bırak, acımızı birileri duysun. Hem zaten şiir niye var? Dünyanın acısını başkaları da duysun! Acı mıhlanıp bir kalpte durmasın. Ortada dursun. Olur ya biri eline alır okşar, biri alnından öper. Az unutursun. Buraya tabiatı koydum. Ağaçları, suyu, ovayı, dağı. Onlar bizim kardeşimiz, çok canın sıkılırsa arada onlarla konuşursun. Buraya, küçük mutlu güneşler koydum. Günlerimiz karanlık ve çok soğuyor bazı akşamlar, ısınırsın. Buraya, bir inanç bir inat koydum. Tut ki unuttun, tekrar bak, o inat neyse, sen osun. Buraya yolun yokuşunu koydum. Bildiğim için yokuşu. Zorlanırsa nefesin, unutma, ciğer kendini en çabuk onaran organ, valla bak, aklında bulunsun. Buraya umutlu günler koydum. Şimdilik uzak gibi görünüyor, ama kimbilir, birazdan uzanıp dokunursun. Buraya bir ayna koydum arada önüne geç bak; sen şahane bir okursun. Mesai saatlerinde çaktırmadan şiir okursun. N'olcak ki, bırak patronlar seni kovsun! Burada bir tutam sabır var. Kendiminkinden kopardım bir parça, (bende çok boldur) lazım oldukça ya sabır ya sabır, dokunursun. Burada güzel çaylar var. Bu aralar senin için çok önemli. Bitki çayları, kış çayları, şuruplar, kompostolar. Demlersin, maksat midene dostluk olsun. Şuraya Youtube'dan müzikler, Bach dinle filan, koydum. Ama müzik konusunda sen benden daha iyisin, koklayıp buluyorsun. Buraya bir silkintiotu koydum. Kırk dert bir arada canına yandığım, kırkına birden deva olsun.
Sayfa 9 - Kargo/ Metis YayıncılıkKitabı okudu
Bre zavallı insan, az mı derdin var ki kendine yeni dertler uyduruyorsun. Az mı kötü haldesin ki, bir de kendi kendini kötülemeğe özeniyorsun. Ne diye yeni çirkinlikler yaratmaya çalışıyorsun? İçinde ve dışında zaten o kadar çirkinlikler var ki! O kadar rahat mısın ki rahatının yarısı sana batıyor? Tabiatın seni zorladığı bütün faydalı işleri gördün bitirdin, işsiz güçsüz kaldı da mı başka işler çıkarıyorsun kendine? Sen tut, tabiatın şaşmaz, hiçbir yerde değişmez kanunlarını hor gör, sonra o senin yaptığın, bir taraflı, acayip münasebetsiz kanunlara uymaya çabala. Üstelik bu kanunlar ne kadar özel, dar, dayanıksız, gerçeğe aykırı olursa gayretlerin de o ölçüde artıyor senin. Mahalle papazının sana emrettiği gündelik işlere sıkı sıkıya bağlanırsın; Allah’ın, tabiatın emirleri umurunda değildir. Bak, bir düşün bunlar üzerinde: Bütün hayatın böyle geçiyor.
Gençlere Öğütler
— Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bilki, her gün ve her saat çalışmanın en müsait zamanıdır. — Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki, her yer ve her köşe çalışmanın en müsait yeridir. — Bir günde ve bir zamanda yapman lâzım gelen bir işi (bir dersi, bir vazifeyi) ertesi güne bırakma. Zira her günün derdi gibi, işi de kendine
Hayvanların yalnızlığı içime dokununca salak dedim kendime. Bu onların doğası, sen kendine bak.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.