Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sen usul, ben yavaş, kime yaraşır bu sessizlik? Kim biner bu gemiye insandan kıyılar yapılırken Yetmez mi dalgası vursundu azıcık gözlerimize Gözlerin gözlerime; siz bak ey!
İnsan kaybolmayı ister mi? Ben işte istedim bayım. Uzaklara gittim Uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin Uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar bayım!
Reklam
Delirmek aklın yalımıdır, görkemidir, kendine tutunmasıdır. Sen asıl, bedenlerini bir darağacı gibi boynunda taşıyanların aklını bir gün bile anımsamayanların, iyiliği toplumun hastalığı sayanların, sevgisi küfürden ağır olanların büyük huzurlarına bak! Inandığın her şeyle gülünç düşüyorsun. Bildiklerin boşluğa dönüşüyor. Yüksek ses teslim alıyor. Ev boğuyor. Sokak korku. Gözlerin yüzünden taşıyor. Öfkene tutunuyorsun. Sonra, bütün bir toplum yanlış olamayacağına göre... bir yorgunluk usul usul yayılıyor damarlarına "Dünyaya bir kere gelinir" sözünü, bir düğün bayrağı gibi evinin çatısına çekiyorsun bir gün. Ölümün bile dönüp bakmadığı bir hayat senin artık.
86. Her yerin kendine göre sekenesi (sakinleri) vardır. (Okulun sekenesi öğrenciler, hastanenin sekenesi hastalar, denizin sekenesi balıklar, caminin sekenesi cemaat, meyhanenin sekenesi sarhoşlardır vs.) Sen, kendin nerenin sekenesi olduğuna bak!
Tebeşir YAYINLARIKitabı okuyor
"Ölüm nedir bilir misin sen, ölüm? Bilemezsin ha. Küçük büyük insandan gayri bütün canlılar gibi sen de mi bilmiyorsun ölümü? Oh, ne iyi! Bilme bilme. Bir gün öğrenirsen bile sakın korkma! Bilene ne zaman olsa gelecektir. Bak ben onu bekliyorum. Bu gençlik sana nasıl güzel güzel geldiyse ölüm de sana öylece, güzel gelecektir."
Sayfa 124 - Türkiye iş Bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
— Sen dedi nutuklar çekmişsin, demokrasi fazilettir demişsin... — Evet ne olacak? — Bu sözler bizim milletin bir kulağından girer bir kulağından çıkar. Rey almak için ona ne menfaat temin ettin? Bak ben sana bir şey söyleyeyim, o konuştuğun benzin istasyonunun sahibi Demokrat Partilidir. Ben onu çağırır "Halk Partisi iktidara gelirse, senin elinden tulumbanı alır anan ağlar! Git bana oranın oylarını topla" derim. Benim işim biter, o oyları toplamak için güler yüz gösterecek, vaatlerde bulunacak, sökmezse tehdit edecek, olmazsa para verecek. Amma... Oylar benim olacak, anladın mı? Sen de git enayilere ahlak dersi ver!
Reklam
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca Balkona yorgun çamaşırlar asmayı Ki uçlarından çile damlardı. Güneşte nane kurutmayı Ben acılarımın başını Evcimen telaşlarla okşadım bayım. Bir pardösüm bile oldu içinde kaybolduğum. İnsan kaybolmayı ister mi? Ben işte istedim bayım. Uzaklara gittim Uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin Uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar bayım!
Bak göreceksin, daha günün başladığını anlamadan akşam oluverecek; sen de, dakikaların geçmesi için bir kimseye borçlu kalmayacaksın, vakit geçirebilmek için hiçbir kimsenin dostluğuna, anlayışına, sabrına, söyleşisine el açmış olmayacaksın. Kısacası, bağımsız bir varlığa yaraşır bir biçimde yaşamaya başlayacaksın.
AH ÖMRÜM NE BOŞ GEÇTİN SEN! Ne beyhude cevelan ettin bu dünya âleminde. Bak ki kaç seneyi tamam ettin bu sürgün diyârında. Yaşın kaça geldi, kaç yaz, kaç bahar gördü gözlerin! Lakin sen hâlen dahi bir maksada eremedin.
Sayfa 45
Bıçak.
Şimdi sen kurak bir iklime susuyorsun belki, kim bilir? Ben kül olmuş bir şehre bırakıyorum öfkelerden ve özlemlerden artakalan ne varsa. Belki başka şehirler, başka şehirlerde başka gülüşler, gülüşlerin ardında yine düşüşler vardır. Olsun. Başka hikayeler de vardır mutlak, mutlu sonla bitmez belki, takılır kalır mutlu bir başlangıçta. Kalsın. Gidiyorum ben sevgilim, kendimi kendime yetim bırakıyorum. Kızıyorsun, biliyorum. Ömrünün muhasebe defterini yırtıp yapraklarını atıyorsun üzerime toprak diye. Sonra bıçak gibi saplıyorsun sırtıma uzakları. Göğsümü dövüyor yokluğunun yumrukları, ölemiyorum. Bak, ellerin ağlıyor sevgilim. Ben gidiyorum, sen içimden geliyorsun.
Sayfa 130Kitabı okudu
Reklam
İyi bak yüreğine, yüreğini karanlığa terk etme. Yüreğinin en derininde en ücra köşesinde, sesini duyamadığın ama senden daha cesur bir sen var. Hayatın o sesi bastırmasına izin verme. Sen hayattan daha güçlüsün.
Eğer kitabet hocamız Alay Emini Mehmet Asım Efendi imdadıma yetişmeseydi, ben de şair olup çıkacaktım. Çünkü hevesim vardı. Asım Efendi bir gün beni çağırdı. Bak oğlum Mustafa dedi, şiiri filân bırak. Bu iş senin iyi bir asker ol­mana mâni olur. Diğer hocalarınla da konuştum, onlar da benim gibi düşünüyorlar. Sen Naci’ye bakma, o hayalperest bir çocuk, ileride belki iyi bir şair ve hatip olabilir, fakat as­kerlik mesleğinde katiyen yükselemez. Hocamın ne kadar haklı olduğunu hâdiseler ispat etti. Çok arzu ettiği halde Naci, erkânıharp zabiti olamadı.
Sayfa 8 - İnkılap ve Aka kitabevleri
"Seninle şöyle dans eder miyiz? Gözlerini sahneden çekmeyen Bahar, kıpırdamadan cevap verdi Ozan'a. "Senin her yerde, her şekilde dans edebildiğini biliyorum. Ama ben hiçbir koşulda dans etmem, edemem. Yüzünü bir parça geriye çekerek kızın saçlarına bakan adam burnundan verdiği solukla güldü. Boşta kalan eliyle kızın sağ yanındaki saçlarını tarar gibi okşadı. Bir yandan, "Sen hep çok büyük konuşuyorsun Bahar," dedi. "Ben ikimizin çok güzel dans edeceğine eminim. Bir gün o sahnede biz olacağız. Gör bak, sonra yumuşak yürekli adam demişti dersin."
Sayfa 196 - Pukka Yayınları, Bahar, OzanKitabı okuyor
Kendine gel de düşün, içine iyi bak: Ben senim, sen ben; aranıp durma boşuna!
İSTE EVLENDİK
— Bak işte evlendik gitti sevgilim... Bu iş o kadat zor değil ki... Ah, sen dünyanın en enayi kızısın... Zaten enayi ol-nıasan, benimle evlenir miydin? işte evlendik sevgilim... Nasıl?., inanmıyor musun?.. Vallahi billahi evlendik sevgilim.
Nesin yayınlarıKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.