“Ruh, doğa yasası diye bir şey tanımaz; çünkü insanın gözüne kestirdiği amaç durağan değildir, değişebilir her zaman. Ama bir kimse gözüne bir amaç kestirmişse, ruhundaki olaylar ister istemez ortada uyulması gereken bir doğa yasası varmış gibi bir akış izler. Bu da, ruhsal yaşamda bir doğa yasasının söz konusu edilemeyeceği, insanın bu alanda kendi yasalarını kendilerinin saptadığı gibi bir anlamı içerir. İlgili yasalar sonradan insana doğa yasaları gibi görünüyorsa, bu bir kuruntudan başka şey değildir; çünkü söz konusu yasaların neden ve sonuç ilişkisini içeren değişmez yasalar olarak belirlenip kanıtlanmak istenmesinde insanın kendi parmağı bulunur.”
Hiçlik, uzay zamanın, maddenin, boşluğun ya da herhangi bir varlığın yokluğu ise eğer; evren için hiçlik, geçersiz bir durumdur. Çünkü bilinen evrenin bir sınırı ya da içinde var olduğu bir mekanı bulunmaz. Dolayısıyla biz, sadece evrenden ve evrenin var oluşundan söz edebiliriz.