Toplumsal konumu ne olursa olsun, herkes Divan-i Hümayuna doğrudan doğruya başvurabilirdi. Reaya önemli işler için İstanbul'a heyet halinde temsilcilerini gönderirdi. Dolayısıyla, adalet ve güvenliğin en emin olduğu yerler, başken­te en yakın yörelerdi. Uzak bölgelerde davacılar daha çok şikayetlerini bildirmek için kadı mahkemelerine giderler; orada kadı, şikayetleri defterine kaydeder, İstanbul'a resmi bir şikayet mektubu gönderirdi. Dava ivediyse, İstanbul'a bir sözcü yollanırdı. Kadı yoluyla topluca yapılan başvurulara arz-ı mazhar denirdi. 17. yüzyılda divana gelen şikayet arzları dolayısıyla yazılan fermanlar, şikayet defte­ri denilen ayn defterlerde kaydolunmaya başlanmıştır. Bütün bu bürokratik ilgi, reayanın himayesine verilen önemi vurgular. Şikayetler genellikle, ağır vergi yükü, vergi toplanmasına ilişkin yolsuzluk­lar, eşkıya ya da yerel yetkililerin baskısıyla ilgiliydi. Kimi zaman sultan, halkı gözalıcı davranışlarla memnun etme yolunu seçerek, hukukun inceliklerini bir yana bırakır, hazinenin çıkarlarını gözardı ederdi. Özetle, ister Anadolu Türkü ol­sun ister Balkan Hıristiyanı, halk sultana her türlü haksızlığı ortadan kaldırabile­cek en yüce adalet makamı, bir şefkat simgesi olarak bakmalıydı.
Sayfa 94 - PdfKitabı okudu
Regas ve tarihçiler
Regas’ı tanımış olanlar ve hakkında yazmış olanlara göre Regas, şişmanca, yakışıklı, çok canlı, sevecen, çok güzel konuşan ve çalgı çalıp şarkılarım kendi okuyan kültürlü bir insandı. Zamanında toplumca benimsenen kimi akımlar Regas tarafından başarı ile temsil edilmişti; toplumun ortaya çıkan çağdaş yada “yeni” olan etik, tarih, müzik, bilim,
Reklam
Bütün İstanbullular gibi paşa ailesi de 1912'deki Balkan Harbi bozgununun acılarını birebir yaşamış ve günlerce yol yürüyerek canlarını kurtaran bu perişan insanlara yardım etmeye çalışmıştı. İstanbul'a varan yüz binlerce Rumeli Türkü'nü yatıracak, besleyecek, yaralarını saracak yer yoktu. Bu yüzden gelenler cami avlularına, hastane bahçelerine, hükümet binalarına, hayırseverlerin evlerine sığınmışlardı. İstanbul'un her köşesinden bir feryat yükseliyor, yolda yakınlarını yitirmiş, evinden, yurdundan, ocağından, tarlasından olmuş aç, hasta, yaralı, soluk benizli insanların çığlıkları yürek paralıyordu
Sevgi sınır tanır mı? Neden bizi unuttunuz?
Balkan Türklerinin ortak duygularını 1976’da Üsküplü tiyatro sanatçısı Lütfü Seyfullah şöyle paylaşmış misafiriyle: “Yazları akraba ziyaretine İstanbul’a gideriz. Arabamızı görenler neredensiniz diye sorarlar. Yugoslavya, deriz. Sonra kaç gündür buradasınız? 3-4 gündür deyince, şaşırmış bir şekilde peki ama Türkçeyi nerede ve ne zaman öğrendiniz, diye sorarlar. Anadolu Türkünün, bize karşı bu ilgisizliğini, bu bilgisizliğini anlamamız mümkün değil. Şimdi diyeceksiniz ki onlar birtakım câhil kızanlardır. Vallahi kardeşcağızım sizin birçok aydınınız da böyle. Şaşırıp kalıyoruz. Yugoslavya Türkleri olarak, biz sizden hiç bir maddi yardım da istemedik. Yalnız bizi bilmenizi, bizi sevmenizi arzu ettik. Sevgi sınır tanır mı? Sevgi yasak tanır mı? Sevgi insanda, bir noksanlık doğurur mu? Bilmek, öğrenmek, öğretmek kime zarar verir? Siz Anadolu Türkleri olarak, sevgiye yasak koymuşsunuz! Bizi tanımaktan, tarihimizi öğrenmekten adeta korkar olmuşsunuz. Ne olursunuz anlatın bana, Anadolu Türkü neden böyle? Sizin yüreğinizi ve kafanızı, bize karşı hangi kuvvet, hangi devlet böyle sıkı sıkıya kapadı? Ne olur anlatın bana!"
“Bomba” hikâyesinde komitacı Bulgarlar karşımıza çıkar. “Beyaz Lale” adlı hikâyede karşımıza çıkan Radko Balkonovski, zengin bir ailenin çocuğu olup Galatasaray Lisesi mezunu aşırı Bulgar milliyetçisidir. Radko Balkonovski, Türklerden ölesiye nefret etmektedir. Büyük Bulgaristan hayaliyle komitacı olmuş, birçok Türk’ü katletmiştir. Türklerle
İstanbul’un Ermeni Hükümdarları
12 Eylül’ün hemen sonrasında standard bir eğitim almış bir kuşaktanım. Gerçi bizden sonra müfredat çok daha kötüledi. Aldığım eğitimde bir Halikarnas Balıkçısı ya da bir Azra Erhat tadında bu topraklarının halklarının tarihini öğrenmek gibi bir hedef nadiren güdüldü. İşte bundandır Bizans Tarihi bilmiyor oluşumuz. Müfredat bizi Tarkan-Malkoçoğlu
Reklam
26 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.