Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
YA ÜZMESENİZE SARI PAPATYAMI
"Aaron. Sen idare eder misin?" Kaskatı kesiliyorum, sonra geri çekiliyorum. Bu soru bende hoşuma gitmeyen bir tepki uyandırıyor. Sesindeki acıma ve benim bir başıma birkaç saat dayanamayacağımı düşünebildiği fikriyle irkiliyorum. Bunu anlamak bana balyoz gücüyle çarpıyor: Ella ruhen yıkıldığımı düşünüyor. "İdare ederim ben" diyorum gözlerine bakamadan. "Dediğin gibi, yapacak çok işim var." "Ah" diyor usulcacık. "Tamam." Hâlâ beni incelediğini hissedebiliyorum. Yüzümde ne görüyor bilmiyorum ama ifadem, onu, yokluğunda toza dönüşmeyeceğime ikna etmişe benziyor. Gerçeğe yakın bir tahmin.
Sayfa 135 - J-AaronKitabı okuyor
GÖKSU NEHRİ'NDE BOĞULAN ALMAN IMPARATORU
Alman tarihinin en görkemli imparatorlarından olan L. Friedrich. kızıl sakalından dolayı tıpkı büyük denizcimiz Barbaros Hayreddin Paşa gibi "Barbarossa" lakabı ile anılır. Kararlı tutumu ve şövalye niteliği taşıyan yüce karakteri, kendisine başta İtalya olmak üzere pek çok bölgede nüfuz kazandırmıştı. Hatta kendisi, dönemin en önemli figürlerinden olan Papa ile çatışmaktan da kaçınmamıştı. Bu çatışmada Papa, Selahaddin'in Kudüs'ü geri alması karşısında taviz vermek zorunda kalan taraf olacaktır. Sonrasında Friedrich'in Haçlı Seferi'ni kabul etmesi Batı'da büyük sevinç yaratır. Nitekim cesur bir kişiliğe sahip olan Barbarossa, Selahaddin'in hakkından gelebilecek tek Hristiyan hükümdar olarak görülüyordu. Friedrich, kutsal topraklara yolculuk sırasında da cesaretini ortaya koydu. Müttefikleri olan İngiliz kralı Richard ve Fransa kralı Philip August gibi tehlikesiz bir deniz yolculuğu yerine, çok daha tehlikeli olan kara yolculuğunu tercih etti. Türkiye Selçukluları ile de savaşan imparator, başkent Konya'yı dahi ele geçirdi. Fakat hiç umulmadık bir şekilde Anadolu'nun güneyindeki Göksu Nehri'ni geçerken boğuldu. Diğer bir deyişle, "Ana yurdun babası", "İtalya'nın başına jnen balyoz", "Türklerin korkusu" unvanlarını taşıyan Friedrich'e Anadolu mezar olmuştu.
Reklam
Hatay, Malatya, Adıyaman, Kahramanmaraş, Diyarbakır Gaziantep, Adana, Osmaniye, Şanlıurfa, Elazığ, Mersin.. 15 milyon insan bizzat yaşadı depremi. Geciken yardımlardan dolayı bağıra bağıra can verdiler. Teknolojimiz sınıfta kaldı. GSM operatörleri tarihe bu anlardaki beceriksizlikleriyle geçti. Balyoz tutmayı bilmeyen AFAD çalışanları, yakıtı kurtarılmayı bekleyen vatandaşın otomobilinden almak zorunda kalan AFAD'la hayal kırıklığının en büyüğünü yaşadık.
Benim milattan önceki dönemimde ilişkiler bu kadar çarpık değildi. En kötü ihtimalle kafana bir balyoz yerdin ama karmaşık stratejiler geliştirmek için bu kadar enerji harcamazdın. Ne kadar mutsuzsan, o kadar çok mutlu olduğunu gösteren fotoğraflar koyuyorsun,ne tuhaf bir mantık! Ve bunu nasıl adlandırıyordun? Ah evet, sosyal medya!
(...) 12 Mart darbesi bir 'balyoz' gibi indi; insanlar kovalandı, tutuklandı , işkence gördü, hapse atıldı, kimi gençler asıldı. Toplumda yaşanan böylesine büyük bir sarsıntının edebiyata yansımaması düşünülemez. Onun için 12 Mart dönemini konu edinen, etmese de, anlattığı kurmaca dünyada ona yer veren romanlar yazılmış olması doğaldır.
Sayfa 13 - İletişim Yayınları, 2. Baskı, 1994, İstanbulKitabı okudu
Sonsuzluğa eriş ve sonsuzlukta oluş sırrının mukaddes rejimini nokta nokta çizen bu eser, ulvî gâyesinin yanı başında, dini, esrar ve derinlik buudundan mahrum bırakmak isteyen ve gûya dinden yana geçinen bazı maddeci mankafalara indirilmiş bir balyoz mahiyetini taşıyor.
Reklam
Yıllarımı yavaş yaşamakla geçirmişim Bu gerçek bugün balyoz gibi indi kafama Hayatımı nasıl hızlandırmam gerektiğini düşünüyorum
İşte Irak! Bir balyoz indi. Kime? Çoluk çocuk, kadın, yaşlı, öksüz, yetim 750.000 insana. Bir medeniyet yok oldu. Canlı ve cansız, tam bir kıyım.
Sayfa 52
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.