Üniversitede, en çok sevdiğim hocamın odasındaydım diyor İlber Ortaylı.
Bana, ne olmak istiyorsun, dedi hoca. Entelektüel olmak istiyorum, dedim. Senden entelektüel olmaz, dedi.
Şaşırmıştım,sonra,kırılgan bir ses tonuyla. Dersinizi geçmiş olmama rağmen sürekli dersinizdeyim. Okulda en çok okuyan, araştıran ve tartışmalara giren hep benim, dedim. Senden entelektüel olmaz, dedi hocam.
Çok kızmıştım.Doçentlik tezlerinin konularını bile ben öneriyorum, dedim. Profesör gülümseyerek geriye yaslandı.
"Senden çok iyi bir araştırmacı olur. Ama entelektüel olmaz. Nedenine gelince,sana entelektüel olamazsın dediğimde, bana bir entelektüel gibi niçin olmaz? diye sormadın başta. Aksine alındın ve sinirlendin.Yazarlık bilgi işidir. *Entelektüellik bilgi değil,davranış biçimidir.* Bir insanın entelektüel olması için en az üç kuşak ailesinin okuması gerekir. Okulun önüne bak. Hepsi son model araç dolu ve hocalara ait. Her sene model yenilerler. Gerçekten böyle bir yenilenmeye ihtiyaçları var mı? Niçin bu şekilde yaşıyorlar? Çünkü profesör ünvanıyla gördüğün o hocalarınızın kariyerleri ne kadar yüksek olursa olsun,ruhları feodal bir köylü.Güçlerini topluma kabul ettirmek için böyle hava atmak zorundalar. Gerçek bir entelektüel asla bu güdüyle hareket etmez. Entel feodal köylülere artık diploma ve ünvan da yetmez. Tıpkı paranın yetmediği gibi."