Kökensel bastırmanın (le refoulement originaire) bir delik olduğu sanılır (s'imaginer). Ama bu tamamen imgeseldir (imaginaire). Bastırma değildir bir deliği ortaya çıkaran, tamamiyle etrafta/etrafında olandır (tout autour) ve ben buna simgesel demekte sakınca görmüyorum -tam olarak öyle olmasa da, bana ait bir tasarruf.
Sayfa 770 - Jacques Lacan'dan Cevap Düğümler ve BilinçdışıKitabı okuyor
"Bu güzel hikayeyi size kim anlattı efendim?" diye sordu Möstö de Treville sakince. "Bu güzel hikayeyi bana kim anlattı mösyö! Ben uyurken nöbet tutan, ben eğlenirken çalışan, krallığı içeride ve dışarıda, Fransa'da ve Avrupa'da yöneten kişiden başka kimin olmasını bekliyorsunuz? "Majesteleri hiç kuşkusuz Tanrı'dan söz ediyor olmalı," dedi Mösyö de Treville, çünkü majestelerinin üzerinde yalnızca Tanrı'nın olduğunu düşünüyorum." " Hayır mösyö; devlet desteğinden, tek hizmetkarımdan, tek dostumdan, kardinal hazretlerinden söz ediyorum." "Kardinal hazretleri papa değildir efendim." "Neyi ima etmek istiyorsunuz mösyö?" "Yanılmazlık yalnızca papaya ait bir vasıftır ve bu vasıf kardinallere özgü değildir."
Reklam
1400 yıldır Hala Aynı aynılar DEGİSMEDİ MÜŞRİK
FURKAN SURESİ 4-İnkâr edenler, “Bu (Kur’an, Muhammed’in kendi kafasından) uydurduğu bir yalandan başka bir şey değildir. ( Tevrat’ı ve İncil’i iyi bilen) Başka bir topluluk bu uydurma işinde ona yardım etmiştir” dediler. Böylece onlar 5. (Ardından yeni bir iftira daha attılar) Ve (şöyle) dediler: (Bu âyetler) onun, başkasına (ücret karşılığı) yazdırıp da sabah-akşam kendisine okuttuğu, önce- kilere ait masallardır.
SANAT ADAMI ATSIZ RUHLARA İŞLEYEN ŞİİR. Atsız'ın sanat hayatı şiirle başlar. Biz de onun şiiriyle başlayalım.
Benden başka kimsenin fark etmediğini sandığım, belli belirsiz bir hareket yapar gibi oldum. İnsanın sözlerinin ve hareketlerinin başkalarına hangi ölçüde göründüğünü tam olarak hesaplayabilmesi aslında zordur; kendi önemimizi gözümüzde büyütmek korkusuyla, başkalarının doğumdan ölüme anılarının yayılmak zorunda olduğu alanı büyütüp dev boyutlara
Sayfa 489
Kök Türk ve Uygur Metinlerinin Aktarmaları Atsız, 5 İkinciteşrin 1933 tarihli (1. sayı) Orhun dergisinde Tunyukuk, 21 Mart 1934 tarihli (5. sayı) Orhun'da Köl Tigin, 23 Haziran 1934 tarihli (8. sayı) Orhun'da Moyunçur Kağan anıtlarının bugünkü Türkçeye aktarmalarını vermiştir. Tunyukuk (Atsız'da Tonyukuk) ve Köl Tigin
Reklam
İslâm'a gelince, yasama halka ait değildir. Bilakis yalnızca Allah'a aittir. Allah'tan başka hiç kimsenin, helalleştirmeye veya haramlaştırmaya hakkı yoktur. Yasamayı beşere ait kılmak, İslâm'da büyük bir cürümdür. Nitekim şu ayet bunun için inzal edilmiştir: ‎ "Allah'ı bırakıp rahiplerini ve hahamlarını.... Allah'tan başka Rabler edindiler..." [Tevbe Suresi 31] Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem bu ayet-i kerimenin tefsirinde, rahiplerin ve hahamların yasamada bulundukları, böylece helalleştirdikleri ve haramlaştırdıkları, tabilerinin de onlara itaat ettikleri, bunun da Allah'tan başka Rabler edinmek olduğu şeklinde tefsir etmiştir ki bu, Allah Subhânehû'dan başka helalleştirenlerin ve haramlaştıranların cürümlerinin ne kadar ağır olduğuna delalet etmektedir. Nitekim Tirmizî, Adiy ibnu Hâtim'in şöyle dediğini tahric etti: "Boynumda altından bir haç olduğu halde Nebi sallallahu aleyhi ve sellemin yanına geldim. Bana dedi ki: Ey Adiy üzerinden şu putu at! Ve onu Berâet (Tevbe) Suresi'ndeki şu ayeti okurken işittim: Allah'ı bırakıp rahiplerini ve hahamlarını... Allah'tan başka rabler edindiler... De ki: insanlar ise onlara ibadet etmiyorlar, velakin onlar kendilerine herhangi bir şeyi helalleştirdiklerinde o şeyi helal sayıyorlar ve onlar kendilerine herhangi bir şeyi haramlaştırdıklarında o şeyi haram sayıyorlardı." (Tirmizî)
Sayfa 22 - Köklü değişimKitabı okuyor
“Engin okyanus, çocukluğumun sesli dostu, sakinleştirir, avutursun beni, çünkü sesin insana ait değildir, insan kulaklarına zayıflıklarımı, kusurlarımı fısıldayamaz. Engin gök, masmavi gök, meleklerine gizemine yakın gök [...], sahte parıltılar saçan yeşil bir bakışla bakmazsın bana; güneşi göğsünde taşıyorsan da aklımı çelmek değildir niyetin ve yıldızlarla [...], derdin beni aşağılamak değildir..”
13 Kasım 1973: Atsız Toptaşı Cezaevi'nde Dört aylık rapor Adli Tıp'ta Kasım ayına kadar bekledikten sonra kabul edilmemiş; reviri olan bir cezaevinde cezanın çekilebileceği belirtilmiştir. Bunun üzerine Atsız, "13 Kasım 1973 Salı günü davet edildiği Bostancı Karakolu'ndan İstanbul İnfaz Savcılığına sevk edilmiş ve orada resmî
Türk Gençliği dikkatli okuyunuz
Mustafa Kemal Atatürk Tini Bir Türk'te Bedenlendi Kimde mi? Onu yaşayarak göreceksiniz. İlim her çağda bir Türk'e gelir herkes ondan faydalanır.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.