"Beni sevdiğini söyle! Hayatım boyunca bana yeter bunu bilmek."
—O zaman şunu söyle bana.Sen bu kızı yanında mı istiyorsun yoksa uzaktan da olsa sevmek mi istiyorsun?
—Yanımda istiyorum.
—Yanında olmazsa sevmez misin yani?
—Bilmiyorum.
—O zaman yeterince net değilsin ya da sevmiyorsun.
—Hayır seviyorum.
—O zaman şunu iyi dinle.Kavanoza hapsettiğin balığı,kafese hapsettiğin kuşu sevdiğini sanıyorsun değil mi?Aslında onları değil sana ait oluşlarını seviyorsun...Gerçek sevgi sahip olamadığına karşı gösterdiklerinde gizlidir.Onu gerçekten seviyorsan yanında olmasa da seversin.Buna da aşk denir.Sevginin abartılmış halidir.
—Bunu düşünmem lazım.
—İstediğin kadar düşünebilirsin.Aşksa budur.Bu değilse hissettiğin aşk da değildir.
"Bana beni sevdiğini söyleyeceksin. Söyle ve kalbini bana ver, söz veriyorum, Lucy... sana söz veriyorum, ona göz kulak olacağım."
"Kalbimi çaldın, seni pislik."
"Tam olarak doğru kelimeler değil, tekrar dene."
Hafifçe güldüm. "Sanırım sana âşık oldum, Adam Connor."
Bir şey söylemeye başladı ama parmağımı dudaklarına koydum.
"Seni seviyorum," diye kısık bir sesle itiraf ettim. "Haklısın, seni seviyorum ve bu beni de çok korkutuyor."
"çok buruk davranıyorum bazen ama tadı genellikle tatlıydı, sadece bunu söylemeye korktum. kadının sana, "beni sevdiğini söyle," demesi ve söyleyememen gibi.
beni hiç mavi Volks'umda sırıtarak ve güneş gözlüğüm olmaksızın,
sarı ışıkta geçip, dosdoğru güneşe sürürken, görürseniz trapez sanatçılarını, büyük purolar içen cüceleri,kırklı yılların başında Rus kışlarını, bir kesekâğıdı dolusu Polonya toprağıyla, Chopin'in ya da bana fazladan bir fincan kahve getiren ve bunu yaparken bana gülüyormuş izlenimi uyandıran garson kızı düşünerek, çılgın bir yaşamın öğle sonrasına hapsolmuş olacağım."
_Yaşam, ufacık şeylerden, küçük mutluluklardan oluşuyor. Hiçbir şey büyük ve kutsal değil. O yüzden sözde büyük olan şeylere ilgi duyarsan yaşamı ıskalarsın. Yaşam bir bardak çayı yudumlamak, bir dostla sohbet etmek, sabah yürüyüşe çıkmaktır, ama illa belli bir yere doğru değil, amaçsız, son belirlemeden hareket etmektir. Böylece herhangi bir
Sadece şu an için de olsa sev beni, yalan söyle bana, beni sevdiğini söyle.
Sayfa 77Kitabı okudu
İki kadın , bir adam…
*
“ Bana beni sevdiğini söyle !.. Eğer beni seviyorsan, bana beni sevdiğini söyle !.. Karın orada biliyorum… Bana beni sevdiğini söyle…”
.
.
“ Seni seviyorum… Seni elbette seviyorum… Ama bu sevgi, seni her zaman benimsemem anlamına gelmiyor…”
Sayfa 350 - Everest yayınları 1.Basım: Temmuz 2021Kitabı okudu
Hasen b. Ali
Radıyallahu anhuma
Peygamber sallallahu aleyhi ve
sellem’in torunu ve reyhanıdır. Müminlerin emiridir. Künyesi: Ebu
Muhammed’dir.
Tirmizi, Burayde radıyallahu anh’den rivayet ediyor: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, bize hutbe vermekte iken Hasen ve Hüseyn üzerlerinde kırmızı bir gömlekle düşe kalka geldiler. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem,
"Varsın yanında kimse olmasın, ben yanındayım kulum!"
Gözü yaşlı gecelerin sabahında beni teselli edecek bir hediye gönderen, "Varsın yanında kimse olmasın, ben yanındayım kulum!" diyen, o kadar hatama, kusuruma rağmen bana hep şefkat ve merhamet gösteren Rabbim vardı. Bana şah damarımdan da yakın olan, bu hüzün dolu kalbimi kendisini sevmem için yaratan Allah'ım vardı.
Sonra da zaman zaman şöyle düşünerek kendimi teselli etmeye çalıştım. Kişi sevdiğini her daim yakınında ister ya, belki de, inşallah Rabbim bu aciz, garip kulunu seviyordur da, kendine yakın olayım diye, sevinçte, hüzünde ona koşayım diye bana bu hissiyatı vermiştir, dedim. Belki de bu bir imtihan değil; ikramlardan bir ikramdır, dedim.
