Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
Ortaya Karışık
Bayıldım. Aşk acısı yüzünden akıl sağlığını yitiren yazar kendi deneyimlerini anlatıyor. Bir tedavi merkezindeki rüyalar, sanrılar, imgelerle dolu zihni gerçek dünya ve bu dünya arasında gidip geliyor. Aşk nasıl bir yoğunluksa beyinde böyle bir etkide bulunuyor. İnsanı hem özgürleştirip hem de bir labirente hapsedebiliyor. Bu ikisinin karışımı akıl hastalığı oluyor sanırım. Zihniyle tarihte gezinen adamın aklında ne yok ki; kadim yahudi öğretisi kabala, İslamiyet, Hıristiyanlık, İskandinav ve Yunan Mitolojileri, tarihteki bir sürü karakter olay ve olgu. Çok güzel ve açıkçası beyni yoran bir anlatım. Bu kitabı daha önce niye fark etmedim dedirtti. Aklıma Sadık Hidayet'in anlatımı, 2008 yapımı işkence çeken insan ölümden sonrasını deneyimler temalı Martyrs filmi ve başrolünde Scarlett Johansson' un oynadığı Lucy filmi geldi. Lucy de beyninin yüzde yüzünü kullanınca benzer deneyimler yaşamıştı. Rus,Alman İngiliz edebiyatları iyi de bana göre dünyanın en iyi edebiyatı Fransız edebiyatidir.
Kitap, Ömer Seyfettin'in 12 adet öyküsünü içeriyor, öykülerin isimleri ve bana göre 10 üzerinden verdiğim puanlar şu şekilde;
* Fon Sadriştaynın Karısı (10)
Bu öyküsünde bir Alman kadınının özelliklerine duyulan hayranlığı işliyor. Bu açıdan Ömer Seyfettin'in milliyetçi uslubunun dışında kalan bir öykü diyebiliriz. Yalnız öykü oldukça
Spoiler içerir
Bismillahirrahmanirrahim,
Fatih DUMAN'dan okuduğum ilk kitap, okuma grubu vesilesiyle kitap ile tanışmış oldum. Tavsiye edilmemiş olsa okur muydum ? Zannetmiyorum
Kitabımız Emir Sultan olarak anılan Muhammed Şemseddin hayatını konu ediniyor. Buhara'da babası Emir Külal'dan başlayarak kısım kısım hayatını aktarıyor.
Birçok akıl
Merhabalar
Sevgili pol son öykü kitabını nihayet okuyabildim.
Toplumun her kesiminden, her görüşten karakter var bu öykülerde. Cinsiyetten enseste, pandemiden 6-7 Eylül olaylarına, çeşit çeşit konu ele alınmış.
Bana göre karakterlerin hep bir şeyi eksikti: kiminin güzelliği, kiminin boyu, kiminin cesareti... İkisi hariç konular aşktı. Özlenen, kaybedilen, bulunamayan veya aslında hiç olmayan aşklar. Karakterler takıntılı gibi geldi bana. Belki de aşk böyle takılıp kalmak mıdır, bilemedim.
Sonunda nemli gözler, boğazımda yumruyla kapattım kapağı.
Sıfır beklentiye başlayıp oldukça sevdiğim bir kitap oldu. Bazı yazarlar olayları yazar, bazı yazarlar olaylardaki duyguları taa içinizde hissettirir. Bu kitaptaki tüm duyguları tam içimde hissettim. Tam her şey yoluna girdi, her şey yolunda derken her şeyin tepetaklak olmasını sevdim hiç beklemediğim yerlerden vuruldum.
Eason ile Bree arasında dostluktan aşka geçiş çok güzel işlenmişti. Başta Bree karakteri beni korkutmuştu, sert duvarlı bir karakterdi bana göre. Ama sonra yavaş yavaş Eason ile birlikte her şeyi üstesinden gelmeleri çok güzeldi. Ayrıca ikisininde çocuklarla olan bağlarına bayıldım.
Ben çok sevdim, tavsiye ederim.
Evvvet sonunda bitirdim kitabı ama kitap mi beni bitirdi ben mi kitabı bitirdim orası muamma gerçekten okurken beni çok çok zorlayan bir kitaptı anladım ki yeraltı edebiyatı bana göre değil kendi dalında çok iyidir ama bana hitap etmedi ne yazık ki aslında ilk okuduğumda daha ilk sayfadan beni içine çekmişti düşünsenize en yakın arkadaşınız kafanıza hiçbir sebep yokken silah dayıyor giriş kısmı merak uyandırıcıydı ama kitap ilerledikçe o betimlemeleri beni çok bunalttı iki, üç sayfa okuyup kapattığım günlerde oldu yanlış anlaşılmasın betimlemeleri çok iyiydi ama ben daha çok olay okumayı sevdiğim için zorlandım benim en sevdiğim bölüm Kinyasın yolu bölümü oldu.
Tatilde biraz daha olaya dayalı, kolay okunan kitaplar okumak için liste oluştururken Bereketli Topraklar Üzerinde’ye de şans vermek istedim. Nasıl olsa edebiyatımıza daha fazla ağırlık verecektim bu sene. Başlangıç için güzel bir seçimdi bana göre. Okudum. Orhan Kemal’i bize hep şöyle anlattılar: “Asıl adı Mehmet Raşit Öğütçü’dür. İşçi sınıfını
Vampir Akademisi
Bu kitabı 15-16 yaşında iken alıp okumuştum. Kitap hakkında tuhaf bir şekilde hiç bir şey hatırlamıyordum, sadece çok sevdiğimi ve ikinci kitabını almak istediğimi hatırladığımdan tekrar okumaya karar verdim.
Kitapta üç tür vampir geçiyor: asil soylu yüzde yüz vampir olan moroiler, yarı insan yarı vampirden oluşan dampirler ve dampir ile moroileri öldürmekten zevk alan ve öldürdükten sonra oluşan strigoiler. Kitabın ana karakterleri Rose ve prenses Lissa, eğitim gördükleri St. Vladimir akademisinden bazı tehlikeler yüzünden ayrılırlar. Daha sonrasında okul bu ikisini bir şekilde bulur ve okula geri dönmelerini sağlar. Okulda ise tehlikeler bitmez, Lissa’nın hayatı tehlikededir ve tabi ki de en yakın arkadaşı ve aynı zamanda gardiyanı olan Rose onu her şeye rağmen koruyacaktır.
Öncelikle kitap kesinlikle 14-17 yaş kitlesine uygun bir kitap. Akıcı ilerliyor, aşk, dostluk, nefret, tehlike, heyecan, her şeyin içinde olduğu bir kitap ama dediğim gibi eğer bana bir şey kazandırsın kafasındaysanız çok da önermem. Bazı cümleler ergenlik içeriyor yani ona göre okuyun. Bunlara rağmen ben okurken eğlendim. Eğer fantastik seviyorsanız ve fazladan vaktiniz varsa kesinlikle okuyun. İkinci kitabı da bir ara okumayı düşünüyorum.
Sosyoloji öğrencisi olarak, kendisinde üç ünite ayrılmış bu filozofun eserini okumamak, çalışkan bir öğrenci olarak bana yakışmayacağı için bu eserini okudum.
Romalıların Yücelik ve Çöküşünün Nedenleri Üzerine Düşünceler’de toplumsal ve tarihsel olaylarda Tanrısal müdahale fikrini bir kenara bırakarak genel toplumsal kanunların varlığına vurgu
Romalıların Yücelik ve Çöküşünün Nedenleri Üzerine DüşüncelerMontesquieu · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019254 okunma
Orhan Pamuk 'un siyasi roman diye nitelendirilen kitabını nihayet okuyabildim. Yazıldığı dönemde çokça ses getirmiş bir kitap.
Kitabın kahramanı Ka bir şair ve gazeteci Kars' a başörtülü kızların intiharini araştırmak için geliyor. Ka' nın kendisi de Almanya da yaşayan bir siyasi suçlu. Her ne kadar kahramanımız intihar olayını araştırmak için Kars' a gelmiş olsa da asıl amacı üniversite yıllarında sevdiği İpek'i tekrar görmek ve onu Almanya'ya götürmektir.
Kitapta batıcı ve siyasal İslamcılarin görüşlerine, yaşadıklarına ve çatışmalarına yer veren yazarin tutumu çok kıymetli. Çünkü kitabı okurken ben hiçbir fikir dayatmasına maruz kalmadım. Bana göre yazar olaylara çok objektif yaklaşmış. Bu tür olaylarin yaşadığı Türkiye iklimini çok iyi yansıtmış.
Olayların geçtiği Kars şehrinin soğuğunu okurken iliklerime kadar hissetmek de romanı okumanın ayrıca bir guzelligiydi.
