Bakarsın, görünüşte dehşetli bir adamdır; bir de hakkında anlatılanları duyunca yanından kaçarsın. İlk zamanlarda bir içgüdüyle onlardan uzaklaşmaya çalışırdım. Sonraları en korkunç katiller konusunda bile düşüncelerim oldukça değişti. Katil olmadığı halde, altı cana kıymış bir caniden daha korkunç insanlar gördüm. Öyle cinayetler vardır ki, başta
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Krizler bile bir kesimin daha da güçlenmesi için yaratılıyor d
Kriz (crisis), doktorların, diplomatların, bankacı ve çeşitli sosyal mühendislerin yönetimi ellerinde tuttukları ve özgürlüklerin as­ kıya alındığı bir zamanı ifade etmeye başladı. Tedavi altındaki hastalar gibi, uluslar da vahim noktaya doğru ilerlemekteler. Bü­ tün modern dillerde “seçim” ya da “dönüm noktası” anlamında kullanılan bir Grek terimi olarak crisis, artık günümüzde “şoför gaza bas” anlamına gelecek şekilde kullanılmakta. Kriz (crisis) şimdilerde kendisine karşı para, insan gücü ve yönetimin ayak- landırılabileceği uğursuz fakat yatıştırılabilir bir tehlikeyi hatıra getiriyor.
Reklam
64 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 days
YAŞAMA AZMİ
En son Knut Hamsun'un "Açlık" Romanı'nı okuduktan hemen sonra Jack London'ın "Ateş Yakmak" kitabını okumam hoş bir tesadüf olsa gerek. Her ikisindeki insanın fiziksel mücadelesinin ve sonrasındaki psikolojik direnişinin anlatımı oldukça etkileyiciydi. Jack London'ın anlatımı oldukça yalın, edebi ağdalı ve
Ateş Yakmak
Ateş YakmakJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202111.5k okunma
Carl Sagan der ki:
Eğer anaokulu ya da 1. sınıf öğrencilerinin olduğu bir sınıfa girerseniz, karşınızda bir sınıf dolusu bilim meraklısı bulursunuz. Size inanılmaz derinliği olan sorular sorarlar. -Rüya nedir, ayak baş parmağımız neden var, dünyanın doğum günü ne zaman, çimenler neden yeşil, ay neden yuvarlak? Bu sorular oldukça derin ve önemli sorulardır. Üstelik çocuklar bu soruları çok da düşünmeden bir anda üretebilirler. Eğer liselilerin olduğu bir sınıfa girerseniz bunların hiç birisini göremezsiniz. Karşınızda sadece meraksız bakışlar bulursunuz. Bu durum, anaokulu ve lise arasında geçen zaman içerisinde gerçekten korkunç bir şeyler yaptığımızı gösterir.
76 syf.
·
Not rated
Antigone: Antik Yunan kökenli bir isimdir. Anti=(Karşı veya zıt) Gone=(Doğan) anlamına gelir. Antigone=Karşı doğan veya zıt olan gibi anlamlara gelir. Okuduğumuz kitap bir tragedya eseridir. Kral Ouidipus kitabının devamı olan Antigone; Oidipus'un kızı Antigone'nin trajik hikayesini anlatır bizlere. Oidipus'un oğulları Pollynices ve
Antigone
AntigoneSophokles · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20224,716 okunma
Ayakta su içmek vücut sağlığınıza yapacağınız en büyük kötülüktür. Ama ayakta su içmek zorunda kalırsanız sizi sağlığınız ile ilgili bir sır vereyim; suyu yudumladığınız anda sağ ayak baş parmağınızı yukarı kaldırınız. Bu durumda babinski refleksi harekete geçer ve mide kapakçığını siz ayakta olmanıza rağmen açılır.
Sayfa 121
Reklam
336 syf.
·
Not rated
Seriye başlarken her kitabın farklı karakterlerden oluştuğunu vs düşünmüştüm. Ama meğer devam kitaplarıymış hepsi. Zaten ilk kitabın sonu öyle bir yerde bitiyor ki iyi de böyleymiş dedirtiyor. Öncelikle kurgunun çok sert olduğunu belirtmek isterim, ben buna bilerek başladım ama bir yerden sonra açıkçası Adrian adlı baş karakterimizin ısrarlı
Yalanın Yemini
Yalanın YeminiRina Kent · Ren Kitap · 2023778 okunma
Bir insana tavsiyeler
1. Utanç bir prangadır. Kendini azat et. 2. Yeteneklerin hakkında endişelenme. Sevme yeteneğin var. Bu yeter. 3. Diğer insanlara karşı nazik ol. Evrensel boyutta onlar sensin. 4. İnsanlığı teknoloji kurtarmayacak. İnsanlar kurtaracak. 5. Gül. Sana yakışıyor. 6. Meraklı ol. Her şeyi sorgula. Şimdinin gerçeği gelecekte bir hikaye olacak sadece. 7.
Sayfa 261Kitabı okudu
Gün batımı kelebekler yaslanır yalancı bir güneşe Ve en uzak ses çınlar kulağımda Suskun yertaze uğultusunda toprak Depremlerini dinler bir baş, iki ayak, iki elin Bir de yalnız atan kalbin
Sevginin Dönüştürücülüğü
Beyaz Diş tüm benliğini değiştirmenin üstesinden gelme göreviyle karşı karşıyaydı. Bu durumda içgüdüsünün ve mantığının uyarılarına kulak asmamak, geçmişteki deneylerini silip atmak, kısacası tüm geçmişine sünger çekerek yaşamı tutarsızlıkla suçlamak zorundaydı. Yaşamındaki bu değişikliğe ayak uydurmak, benliğinin altüst olması, adeta yeniden doğması gibi bir şeydi. Bu değişiklik, yeni baştan yoğurulamayacak kadar uyum olanaklarının yitirildiği, yaradılışını dokuyan bağların sertleştiği, kolayca baş eğip boyun bükmeyen hırçın bir hayvana dönüştüğü, istencinin demirleştiği, duygularının katılaştığı, içgüdülerinin ve davranışlarının kesin ilkeler, güvensizlikler, nefret ve tutkular halinde belirli biçimlere büründüğü bir zamana rastlamıştı. Ama yine de birtakım değişmelere uğradı, sertleşen mayasını yeni baştan yoğurup yumuşatan ve onu daha iyi bir kalıba sokan bir el vardı, bu el Weedon Scott'un eliydi. Scott Beyaz Diş'in benliğinin en derin noktasına inmiş, körelen duygularını uyandırmış, can evine girerek derin bir sevecenlikle okşamıştı onu. Bu, sevgi demekti.
Reklam
Peygamberimiz (sav) buyuruyor: "Kabre giren insan eğer mümin ise, namazı baş ucunda, zekâtı sağında, orucu solunda ve diğer hayırlı amelleri(işleri) ayak ucunda durur. Azap meleği eğer baş ucundan gelse namazı, sağından gelse zekâtı, solundan gelse orucu ve ayak ucundan gelse diğer hayırlı amelleri ona (azap meleğine) engel olur. Eğer bu amelleri yoksa, azap meleği dilediği gibi onu azap eder." (Taberânî)
Sayfa 66 - Erkam Yayın San.ve Tic. A. Ş.Kitabı okudu
Onun koyun kırkmada pek maharetli olduğunu, pamukçuk, baş dönmesi, kelebek hastalığı, çiçek gibi hayvan hastalıklarının tedavisinde, koyunlarda görülen ayak hastalıklarında ve diğer rahatsızlıkların tedavisinde pek usta olduğunu biliyordu.
' Ene-l Hak ' demiş Hallac-ı Mansur Haktan gayrı değilim ! Doğruları söylüyor diye halkın aklını bulandırıyor olmuş, Fırsat bulup Şirk koştu demişler ve 8 yıl hapis hayatı öyle başlamış.
Geceleri sabahlara kadar okumayayım da ne yapayım? Ben, el ayak çekildikten sonra odamın kapısını sürmeleyip kitaplarımla baş başa kalmak saatini dört gözle beklerim. Çünkü, bu ömrümün bütün hazin sergüzeştini ve yaşadığım anın ağır sıkıntısını unuttuğum tek saattir. O vakit, bu çıplak ve yalçın oda, gerçek dünyadan daha geniş, daha ferahlı bir alemin munis, sevimli ve her biri sihir ve füsunla yoğrulmuş mahlükları ile dolmaya başlar. 21
Geceleri sabahlara kadar okumayaym da ne yapayım? Ben, el ayak çekildikten sonra odamın kapısını sürmeleyip kitaplarımla baş başa kalmak saatini dört gözle beklerim. Çünkü, bu ömrümün bütün hazin sergüzeştini ve yaşadığım anın ağır sıkıntısını unuttuğum tek saattir.
Sayfa 21 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.