Bir kişinin bize nefretle acı çektirmesi, bizi ona bağlayan bağları gevşetmez; olsa olsa, mevcut yoksunluğa bir daha asla söndürülemeyecek bir nefretin, çaresiz bir aşağılık duygusunun, daimî bir yok oluşun mührünü basar.
Sayfa 124 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
"Ona hayranım çünkü aklı, gücü hicbir insanda yok Barkan. Görmeden bu hallere düştüysem görsem demek ki..." Tarkan havada kalacak cümlemi "Nikahı basar," diye tamamladı. Yasmin tatlı bir ifadeyle "Şahidin ben olabilir miyim?" diye sordu.
Reklam
Otlar ve kadınlar / Kısacık duyarlar ilkyazı / Güneş uzar tepelerinde / Kızgın ve acımasız / Ve kar ansızın basar.
Sayfa 77 - Sennur SezerKitabı okudu
İşte böyle başladı. Bir Ayrılıkla...
O silik görüntü bir fotoğraf gibi aklımda. Öyle çok tekrarlanacaktı ki... giderken... Hep giderken...
Oğlum bu memlekette keçi etine koyun eti damgası basar, satarlar. Sen sonra uğraş dur ben keçiyim diye. Mühür koyun mührü. Artık koyunsun.
Kendi başına bir şeyler başaramazsan, başkalarıyla birlikte de işe yaramazsın. Neyi başaracaksın? En iyi yapabileceğin ne ise onu. Bir şeyi senden iyi yapan olmamalı . Onu başar.
Reklam
Tarafını seç
İnsan kendi de bilmez bunu. Bir akşam tetiğe basar ya da kendini sulara bırakır.
Sayfa 22 - Can
İsterdim ki o hayatın içinde, ikimizin arasında gizli kalan hiçbir şey olmasın.
Ne düşündüğünü bilmiyorum. Ama nereye gidersen git peşinden geleceğimi bil. Bazı rastlantılar alınyazısından başka bir şey değildir ve söyle bana onu kim değiştirebilir.
Ulu’lar (ejderhalar) birbirine kardeştirler. Nasıl ki kardeşlerin her birinin karakteri farklıysa Ulu’ların da böyledir. İlkbahar Ulu’sunun adı Ças’tır. Yaz Ulu’sunun adı Çay, sonbaharınki Güz, kışınki Kış... Ças: Evin küçük kız kardeşidir. Neşelidir, ancak çabuk küser. Heyecanlıdır, aktiftir ama hareketliliğinin bir amacı yoktur. Sıcaklık vermez. Fakat çok şirindir. Çay: Evin küçük erkek kardeşidir. Korumacıdır, canlıdır. Sıcaklık verir. Aktiftir ama küçük kardeşine nazaran amaçlıdır. Enerji doludur. Gerektiğinde ve yerinde kullanır enerjisini. Cesur ve güvenilirdir. Güz: Evin ablasıdır. Olgundur. Evde kalmış gibi bazen camdan bakar. İçedönüktür. Bir an neşeliyken bir an hüzünlü olabilir. Ağlamaklıdır. Kış: Evin büyük ağabeyi gibidir. Tembelliği ağır basar. Heybetlidir ancak gerektiğinde ayağa kalkar. Çok uyur. Dingindir ve hiç sinirlenmez.
Reklam
AŞKIN BAŞKA TARAFINDAN
Seni arzulamak kavuşmaya günah mı? Seni düşlemek, Seni öper koklar gibi hasret düşmek. Kendi hâlinde bir adamı böyle, Meftun etmek mübah mı? Belki de haberin yoktur, Kalbim alır yaygarayı basar.
"Dünyada bu kadar boş yer olduğu halde, var olabileceğin, sana fazlasıyla yetecek ufacık bir yer bile bulamazsın. Sesleri aradığında, karşına çıkan sessizlik olur. Sessizliği arzuladığında ise durmak bilmeyen kehanet başlar. O ses, zamanı geldikçe, senin kafanın içindeki gizli düğmesine basar."
Allah’ın (c.c) böylesine muhit, azametli, görkemli, münezzeh ve mukaddes görme sıfatını insanın küçücük aklıyla, nakıs idrakiyle anlaması elbette mümkün değildir. Bundan dolayı biz, Rabbimizin Basar sıfatıyla mevsuf, Basîr olduğunu kabul; bunu tam anlamıyla idrak etmekten de âciz olduğumuzu ilân ederiz.
Oğlum bu memlekette keçi etine koyun eti damgası basar, satarlar. Sen sonra uğraş dur ben keçiyim diye. Mühür, koyun mührü. Artık koyunsun.
Şiir
Anam bir yaz gecesi doğurmuş beni burada Bu çamlık'ta söylemiş son sözlerini babam Şu karşı ki bayırda verdiğim kuzuyu kurda Sunamın başka köye gelin gitti akşam Gün biter, sürü yatar ve sararan bir rüyayla Çoban hicralarını basar bağrına yayla
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.