Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"İlk hataya düştüğümüz gün ayrılmalıyız hayattan artık çok geç kaldık ilk uyuşmazlığa düştükleri gün birbirlerinden ayrılmalı insanlar sonra bir çıkmaza giriliyor kendimi hoşgördüğüm her an başka aptallıklar için fırsat yaratıyor başından kesmeli ilk yanılmada ilk hayal kırıklığında son vermeli bu işe sonra başarısızlık bir alışkanlık oluyor sıkılganlık bir huy oluyor burnunu çekmek gibi bir huy ilk yalanı söyledikten sonra bir daha konuşmamalı insan ümit ediyor İsa günahları affediyor her iş yolunda fakat İsa günah işlemedi bunun ağırlığını bilemez yaptığı bir hataya kitaplarda rastlayamadım başkasında günahları affetmek kolay ilk anda ne kadar acı gelirse gelsin başkalarının yaşadığı ıstırapları unutuyoruz sadece merakımızdan yaşamaya insanlarla ilişkilerimizi sürdürmeye çalışıyoruz sonunda bakalım ne olacak bir gün daha birlikte olsaydım ne olurdu belki bütün anlaşmazlıklar düzelirdi bugün aklıma gelen sözü ona dün söyleseydim mesele kalmazdı o halde yarın yeniden denemeliyim oysa aynı hatalar aynı aptallıklar tekrar ediliyor..."
Sayfa 496 - iletişim yayınlarıKitabı okudu
Reklam
336 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Hikaye Hırsızı; gizem unsurları ile örülmüş kurgusu, hikaye içinde hikaye işleyen yapısı, yazarlara ve kitaplara göndermeleri, yetersizlik,başarısızlık algılarına vurguları ve merak duygusunu tetikleyen ipuçları ile keyif aldığım bir kitap oldu. Hikayede belli davranışlara dair alınan geri bildirimlerin gerçekçilikten uzak olduğunu ve sonuç
Hikaye Hırsızı
Hikaye HırsızıJean Hanff Korelitz · Altın Kitaplar · 2024324 okunma
Zaman, başarı ve başarısızlık arasındaki boşluğu büyütür. Zamanı neyle beslerseniz zaman onu katlar. İyi alışkanlıklar zamanı müttefikinize dönüştürür. Kötü alışkanlıklar ise düşmana.
Sayfa 21 - Pegasus YayınlarıKitabı okuyor
Osmanlı'daki en temel fark, halkın eğitimsizliğiydi. Dini kaide adı altında hurafe teşkil eden görüşler nedeniyle dünya işleri bırakılmış, sınırlar uygarlık araçlarına kapatılmıştı. Devlet, kara bir bağnazlık tarafından sarılmış; ulema ise işler bozuldukça akla uygun çözüm yolları aramak yerine kadere razı gelmek ve dine yönelmek gibi çözümler üretir olmuştu. Halk,yaşadığı yokluk ve fakirliğin başarısızlık değil bir tür imtihan olduğuna inandırılmış ve buna karşı çıkmanın "dünyaya değer vermek gibi oldukça günah bir eylem olduğuna ikna edilmişti. Toplum dinini dahi öğrenmekten uzak kalmış, sözde din adamlarının hurafeler ve gerici düşüncelerle iç içe geçmiş öğretileri din adı altında zihinlere kazınmıştı.
Sayfa 113 - Masa
Reklam
Prof. Dr. Acar Baltaş
Acı, üzüntü ve başarısızlık yoksa bir hayatın içinde, o hayattan bir hikaye çıkmaz.
200 syf.
·
Puan vermedi
TAVSİYE EDERİM NET
O kadar çok şeyi kafamıza takıyoruz ki! Bu durumdan ne kadar kaçmak istesek de bir türlü irili ufaklı dertleri kafamızdan atamıyoruz. biz bunları beynimizden sökmenin yollarını düşünürken işte o muhteşem kitap karşımıza çıkıyor: Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı! Mark Manson‘ın Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı isimli kitabında
Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı
Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama SanatıMark Manson · Butik Yayınları · 201713,2bin okunma
156 syf.
10/10 puan verdi
·
8 saatte okudu
Hayatın içinde ya da dışında..
Hayatın gerçeklerinden bir ömür boyu kaçmış, kaçacak bir yer kalmayınca onlarla da yüzleşmek zorunda kalmış İvan'ın tam her şey bitti dediği yerde, keşke geçmişe dönüp bütün yanlışlarımı düzeltebilseydim her şey daha farklı olurdu diye içini döktüğü büyücü tarafından dileğinin yerine getirilmesinin hikayesi. Aynı yollardan tekrar yürümesi
Ivan Osokin'in Tuhaf Yaşamı
Ivan Osokin'in Tuhaf YaşamıP. D. Ouspensky · Alteo Yayıncılık · 2003364 okunma
Mutluysak, ne diye bu kadar mutluluk propagandası yapılıyor? Mutluluk endüstrisi, insanların gerçek mutsuzluğuna verilen sisteme özgü bir cevaptır; mutsuzluk, kar amacıyla kullanılır. Ruhsal acıların özünde, çoğu kez üstü örtülü, başka ifadelerle süslenmiş, derin bir korku bulunmaktadır. Bu korku, çok çeşitli görünümlerde ortaya çıkar: "Sağlıklı" insanda, başkalarının kendi hakkında ne düşünebileceği korkusu olarak; konuşma korkusu olarak; amirlerden ve rakiplerden, üniformalardan ve kurumlardan duyulan korku olarak; cinsel ilişki öncesinde ve sırasında beliren korku olarak; başarısızlık ya da hastalık korkusu olarak vs. Bu toplumun hayatında her yanda bulunduğu için göze batmayan bu korkuya, çanak yalayıcı üniversite psikologları "normal" der, ama gerçekte, normalden başka her şeydir. Bu korku, bütün hayatımızı zehir eden kötü bir hastalıktır. O, yalnızca bireysel hayatımızın değil, bütün bu toplumun ayrılmaz parçası durumundadır. Bu korku, kapitalizmin malıdır.
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.