İnsanın başat tutkusunun sevgi
ya da yıkıcılık olup olmaması,
büyük ölçüde toplumsal koşullara bağlıdır.Bununla birlikte, bu
koşullar , çevreci kuramın varsaydığı gibi ,
sınırsız ölçüde uysal , farklılaşmamış
bir ruhun bağlı olarak değil ,
insanın biyolojik olarak sahip olduğu
varoluşsal durumuna ve ondan
doğan gereksinimlere bağlı olarak
işlev görür.