Cordelia

Cordelia
@baskabirsey
Konuşmadan'
Yaşarken gönüllü olmayan, içinde bulunduğu anın yabancısı olur.
Sayfa 30
Reklam
Gerekli güveni ve sevgiyi aileden almayan çocuk, bir şekilde kendini tehlikede hissediyor ve özgüveni zedelenmiş olarak büyüyor.
Sayfa 21
Aynaya baktığımız zaman yaş almış bir sima görsek de gözlerimiz hep aynı.Bazı insanlar genç olmalarına rağmen yaşlılardır. Kolay beğenmezler, kolay mutlu olmazlar, kolay sevemezler. En iyi imkanlara sahip olsalar dahi mutlaka şikayet edecek sebep bulurlar. Halbuki insanı genç tutan yaşama sevinci, üretme arzusu ve sevme kabiliyetidir.

Reader Follow Recommendations

See All
Anlamlı bir hayat yaşadıktan sonra ne kadar yaşadığımızın bir önemi yok.
"Çok ilginç biri, taze bir esinti gibi,"
Reklam
Onu gözetledim... Yaşam çabalarında. Uykusuz gecelerde. Uykunun derinliğinde. Her zaman canlı, her zaman Somut bir olguya yaklaşmak isteyen kadını gözetledim. Kimse ile değil, ama yalnız kendi kendiyle kadın olan, kadın kalabilen insanı gözetledim.
Sayfa 15
Belki kendilerine yaşamı kanıtlamaya gerek duymayan insanlar, sevgileri de derinliğine duymadan, acıya dönüştürmeden yaşayıp gidiyorlar. Ya da sevgiyi sevgi, beraberliği beraberlik, ayrılığı ayrılık, yaşamı yaşam, ölümü ölüm olarak yaşıyorlar. Oysa yaşam ölümle, ölüm yaşamla tanımlı. Ama sen. Senin için her beraberlik ayrılış, her ayrılış beraberlik, sevgi sevgisizlik, duyum duyumsuzluğun başladığı an.
Sayfa 11
Öğrendikten sonra, bütün zorluklar geride kaldıktan sonra; vücudun her parçasında, başlangıçta bu makine kadar kör ve inatçı olan direnmenin yumuşadığını, dokunmanın mümkün olduğunu gördüğü zaman, yazık ki geçiş süresini unutuverir insan.
Belki hepimiz bir yüz takınıp başka bir oyun oynuyoruz.
Rastlantıların, sadece rastlantıların söyleyecek bir sözü vardır bize. Gereklilikten doğan, olmasını beklediğimiz, günbegün yinelenen her şey dilsizdir. Sadece rastlantılar bir şeyler söyler bize.
Reklam
Bu dünyada gençlik ve güzelliğin bir anlamı yoktu; birbirinin tıpatıp eşi, ruhları görünmez olmuş bedenlerle dolu uçsuz bucaksız bir toplama kampından başka bir şey değildi yaşadığımız dünya.
Kendisini beden gibi yabancı, tanıdık olmaktan uzak bir nesneyle özdeşleştirmek gelmezdi elinden. Beden bir kafesti ve bu kafesin içinde bakan, dinleyen, korkan, düşünen ve hayretlere düşen bir şey vardı; bu bir şey, beden çıkarıldıktan sonra geriye kalan, ruh idi.
Gözünün alabildiğine de gitsen pek uzaklaşmış olmazsın bizim orada.
Sayfa 18
Nesneler bizim onlara yüklediğimiz anlamlardan ibarettir. İnsanlar da öyle.
"Her şeyi birarada tutan şey boşluktur." Duygusal anlamlar yüklediğimiz boşluk kavramı, çocuk kitaplarına dahi konu olmuş, ortadan kaldırmak istediğimiz o kavram; uzamsal ele alındığında önemlidir. Neyi tanımlamadığını ifade ederken ortaya çıkıyor tanımladıklarının ne olduğu ve bunun dışında kalanlar. Kendi dünyamızda dost edindiğimiz baş karakterler boşluğun arayışında yolda olmadılar mı Raskolnikov gibi? Söylenilenlerden çok söylenmeyenleri, gördüklerinden çok görünenin ardında olanı... Yer kaplayandan çok hangi boşlukta yer kaplıyor olduğu daha önemli bir ayrıntı olmadı mı?
96 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.