Biz dünkü çocuk muyuz? Getir bakalım aklına, Makedonya’yı... Hiçbir umut var mıydı görünürde?.. “Şemsi Paşa’yı tepeledikten uç gün sonra hürriyet tamam!” deseydi biri, inanır mıydık? İnanmazdık... Balkan rezilliğinden sonra... “Bundan yüz kat çetin bir savaşta dört yıl dayanacaksınız!” deseydi biri inanır mıydık?.. İnanmazdık. Benim pek derine aklım ermez, ama, Sarıkamış’tan sonra “Battık” diyenlerin karşısına dikildim. “Yok öyle şey” dedim. Yetmiş iki buçuk millet Çanakkale’ye yüklendi. Rus yürüdü geldi, Suşehri’ne dayandı. Aklı erenler, “Bu iş burda biter!” dediler. “Yok öyle şey!” dedim. Hesapla mı dedim, hayır, yürekle dedim. Çar domuzuna, bir Bolşeviklik belası verdi, kurban olduğum Allah, biz “Aman Sivas’ı kaptırmasak” derken, kendimizi Kafkasya’da bulduk. Biraz geçti aklı erenler, Alman’ın tutumuna baktılar, “Eyvah! Bu herif buralara iyice yerleşiyor ki, hiç çıkmamacasına... ” dediler. Palabıyık Wilhelm yıkıldı teker meker, o belayı da öyle savuşturduk. Elbet, bugünleri de geçiştireceğiz! Bir ucu çözülürken, bir ucu bağlanıyor bu işin kayınça.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Profesör Yücel Aşkın’ın lojmanı, polis tarafından basıldı. 13 saat didik didik arandı. Cihaz alımında yolsuzluk yaptığı iddia ediliyordu. Evde tarihi eserler bulundu, bilirkişi getirildi, hepsi kayıtlıydı. Buna rağmen sanki kaçakmış gibi el konuldu. Rektör Aşkın “Dedemin İstiklal Madalyası’nı bile aldılar”
Reklam
“Katı din kuralları içinde yetiştirilen çocuk, kendi dışında bazı kurallara göre yargılanacağına ya da ödüllendirileceğine inanır,” dedi ve devam etti,”Bağnaz din koşullandırmasının baskın olduğu aile ortamında yetişen çocuk, kendi yaşantı ve deneyimlerini zenginleştircek, iç ve dış dünyasını araştırıp keşfedecek bir tutum yerine, körü körüne itaati, kendi düşünce be duygularından utanmayı öğrenir.” “Böyle yetişmiş bir çocuk, kendine özgü duygu ve düşüncelerinden yalnız utanmayı değil, aynı zamanda suçluluk duymayı da öğrenmez mi?” Diye sordum. Yakup Bey, “Evet, öğrenir,” dedi ve konuyu açıklamaya devam etti: “Bu tür katı kurallar ortamında yetişen insanlar, sadece kendilerini değil, bütün insanları yargılamayı öğrenirler. İnsan yaşantısı ve deneyimi değerli bir süreç olmaktan çıkarılmış, her insan ve olay, kendilerinin de tam anlamadığı bazı kurallara uygunluk derecesine göre değerlendirilmeye başlanmıştır.”
„..Mazhar Müfit Bey'in başkanı olduğu Öğretmenler Derneği, birkaç gün sonra Ankara'da toplanacak. İki yüzden fazla öğretmen katılıyor. Fakat Fevzi Paşa'yı dinleyince tereddüte düştük. Savaşın yoğunlaşacağı anlaşılan bir sırada böyle geniş bir toplantı size ayak bağı olabilir. Uygun görürseniz erteleyelim."   M. Kemal Paşa, "Hayır, hayır, ertelemeyin." dedi, "..cahillikle, ilkellikle savaş, düşmanla savaştan daha az önemli değildir. Toplantıya katılacağım ve konuşacağım.“
FOTOGRAFI ÇEKİLEN ÇÖPÇÜ. Benim öykülerimden biri :-)
Ben çöpçülerle onur duyan bir belediyeciyim… Çünkü bir dönem ben de sürgün yemiş ben de yaklaşık 2 sene kadar çöpçülük yapmıştım.. O sabahçı çorbacıların, o ekip çalışmasının tadını bulamadım 25 yılık çalışma hayatımda.. En lezzetli çayı çöp ekipleri içerler sabahın 5 inde ilk dem.. En keyifli sohbetler çöp ekiplerinde olur. Bazen sokakta
başkan, emekliliğinde kendisine yeni bir minyatür ülke bulmuştu. ve çok oynayacaktı bunun üstünde. bütün deneyimini konuşturacak, bütün kirli taktiklerini uygulayacaktı. ama halk,, diyecek oldum. halk dediğin değişken bir şeydir dedi. bugün böyle davranır, yarın tam tersini yapar. teşvik ve tehdide bağlı.
Sayfa 91 - dkKitabı okudu
Reklam
752 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.