İnsan kendini aşar. Durmamacasına gelişme halindedir. Bittiği yerde bir başlayış vardır hep. Bu yüzdendir ki, gelecek zaman, kendisi hakkındaki tahminleri geride bırakan esrarlı bir yazgıdır. İnsanın, Tanrı'nın halifesi olmasından ileri gelmektedir bu özelliği. Tanrı bağışı süreklidir; olumlu alanda da, olumsuz alanda da. İsteneni vermektedir ALLAH. Ancak insanlar, bu isteklerine göre değerlendirilirler. Mizan'da; her an çalışmakta olan Mizan'dan son ve mutlak Mizan'a kadar. Sorumluluk da bundan doğmakta." Sezai Karakoç (Çağ ve İlham II'den)
Heinz R. Pagels
İçimizdeki bir şey kuantum kuramını anlamak istemez. Zekamızla onu kabul ederiz, çünkü matematiksel olarak tutarlıdır ve deney sonuçlarıyla uygundur. Yine de zihnimiz huzursuzdur. Fizikçiler ve başka insanların kuantum kuramını anlamakta güçlük çekişleri bana, çocukların henüz anlamadıkları bir kavramla karşılaştıkları zamanki yanıtlarını hatırlatıyor. Psikolog Jean Piaget, bu olayı çocuklarda incelemiştir. Belli yaştaki bir çocuğa, her biri farklı şekle sahip, aynı düzeyde bir sıvı ile doldurulmuş saydam kaplar gösterilirse, çocuk tüm kaplarda aynı miktarda sıvı olduğunu düşünür. Çocuk henüz, sıvı miktarını yalnız yükseklikle değil, hacimle de ilgili olduğunu anlamaz. Çocuğa problemi doğru görmenin yolu açıklanırsa, çocuk genellikle bunu anlar, fakat hemen eski düşünme şekline döner. Ancak belli bir yaştan sonra, altı veya yedi yaş civarında, çocuk miktar ile hacim arasındaki ilişkiyi anlamaya başlar. Kuantum kuramını anlamaya başlayış buna benzer. Onu anladığınızı düşünmeniz ve zihninizde kuantum gerçekliğinin bir resmi oluşmasından sonra, tıpkı Piaget'in deneyindeki gibi, hemen eski, klasik düşünme tarzına dönersiniz.
Reklam
Miraya Mektuplar (Picaso Lucci)
Koca gözlü dünyam. Nasıl bir başlayış güne kelimede cümlede herkesin bir dünyası var bir dünya içinde bir tek dünyası olan. Benim dünyam koca gözlü; bazen bir buğu sarar göz kıyılarını bazen gözyaşı hepsi bir çift gözün meziyeti, bunca duygunun bir göze sığması işte bir dünya içinde bir dünya başlatıyor. İki dakikalık bir yolculuk bu, sanki git git bitmiyor bitirmek istiyen kimki zaten karası sarmış gözlerinin o donuk hali kaç atlıyı koşturuyor göz içlerinde. Bir sonbahar koleksiyoncusu gibi hissediyorum kendimi hiç böyle bir koleksiyoncu duydunmu? yapraklara farklı isimler koydum. Her isimde seni anıyorum sarı yeşil kahve bir çok renk içinde solmuş tüm mevsime rağmen bir eylül yaşıyorum, gözlerinden başlayıp yaprak hışırtılarına kadar; basmadan kırmadan tüm isimlerinin sen olduğu zaman içinde başka bir zaman gözlerin diyerek... 🍃🍁🍂🍃🍁🍂🍃🍁🍂🍃🍁🍂🍃🍁🍂🍃🍁🍂🍃🍁🍂🍃🍂🍂
23 öğeden 21 ile 23 arasındakiler gösteriliyor.