Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dünya, büyük bir manevî buhran geçiriyor. Manevî temelleri sarsılan garb cem'iyeti içinde doğan bir hastalık, bir veba, bir taun felâketi gittikçe yeryüzüne dağılıyor. Bu müdhiş sâri illete karşı, İslâm cem'iyeti ne gibi çarelerle karşı koyacak? Garbın çürümüş, kokmuş, tefessüh etmiş, bâtıl formülleriyle mi? Yoksa İslâm cem'iyetinin
Bâtıl sana anneni yılda 1 defa andırır, İSLÂM ise Rabbenağfirli Duasıyla (5 vakit namazda) Günde 13 Defa Yılda 4.745 defa Anne Babayı dua ile andırır. "Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi ve anne babanıza, İyi davranmanızı emretti. Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlanırsa onlara öf bile deme Onları azarlama, İkisine de gönül alıcı güzel sözler söyle." (İsra suresi/ ayet 23)
Reklam
"Hak ile batıl arasındaki savaş, hakikati savunan ve batıla sahip çıkan insanlar varoldukça sürecektir."
Zaten batıl yıkılmaya mahkûmdur,” 🇵🇸
"Bir sinek züccaciye dükkanını dağıtmak isterse buna gücü yetmez ama bir boğanın kulağına girerse boğa panikle o dükkanı dağıtır. O sinek bir batıl inanç, bir safsata veya önyargıdan başka bir şey değildir. O boğa ise, kafası boş cahil insanın ta kendisidir."
Fransız yazar Maurice Perno'nun Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile yaptığı mülakatta laiklik: Siyasetimizi dine aykırı olmak şöyle dursun, (kendimizi) bu konuda eksik bile hissediyoruz. Türk milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır, demek istiyorum. Dinimiz akla karşı ilerlemeye mani hiçbir şey içermiyor. Halbuki Türkiye'de daha karışık suni, batıl inanışlardan ibaret bir din daha vardır. Fakat bu cahiller sırası gelince aydınlanacaklardır. Eğer ışığa yaklaşmazlarsa kendilerini mahvetmiş ve mahkum etmişler demektir. Onları kurtaracağız.
Reklam
Hak geldi, Bâtıl yok oldu" devlet planında da. "Öküz kültü" yıkıldı. Firavun da gördü ki, Tanrı iradesiyle, zayıf öküz semiz öküzü yutabilmektedir. Ve yine Yetenekler Oymağı da gördü ki, Tanrı istedi mi, ay, güneş ve yıldızlar da bir çocuğun önünde eğilir. Ve soylular gördü ki, Allah isterse, hükümdar da, Devlet de bir kölenin önünde eğilir.
Yitik Cennet
Yitik Cennet
Açıklaman gereken bir hak, çürütmen gereken bir batıl, Yayman gereken bir hikmet ve zikretmen gereken bir nimet dışında dilini hapset.
ASHÂB-I BEDİR: SEBRE BİN FÂTİK (R. ANH)
Sebre bin Fâtik radıyallâhü anh, Muhâcirlerden ve Benî Esed kabilesindendir. Kardeşi Hureym radıyallâhü anh Hazretleriyle birlikte Bedir Gazâsı’nda bulunmuştur. Sebre radıyallâhü anh Hazretleri, Dımaşk’ın fethinden sonra arazisini ve evlerini Müslümanlar arasında taksim eden zâttır. Ashâb-ı Kirâm’dan Ebu’d-Derdâ radıyallâhü anh onu görünce, “Muhakkak Sebre’de (r.a.), Resûlullâh sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimizin nurlarından bir nur (hilim nûru) vardır.” buyururdu. Çok halîm, sabırlı bir zât olup insanlardan gelen eziyetlere tahammül gösterirdi. Abdurrahman bin Âiz rahimehullah anlattı: Bir adam Sebre Hazretlerine kötü sözler söyledi, o ise öfkesini yuttu, hattâ cevap vermemek için öyle sabretti ki gözlerinden yaş geldi, yine de cevap vermedi. Sebre Hazretlerinden, Resûlullah (s.a.v.) Efendimizin şöyle buyurduğu rivâyet olundu: “Mîzân, Rahmân olan Allâhü Teâlâ’nın kudretindedir, dilediği kavimleri (hidayeti ve tevfîki ile) yükseltir, diğer bazılarını da (şeytana uymaları, bâtıl yollara sapmaları sebebiyle) alçaltır. Âdemoğlunun kalbi de Rahmân olan Allâh’ın kudreti altındadır, dilediğini (ve dalâleti dileyip isteyeni) saptırır/şaşırtır, dilediğini (ve hidâyeti dileyip isteyeni) de hak ve hidâyet üzere dosdoğru ve sabit kılar.” Fazilet Takvimi 8 Mayıs 2024
Efendimiz s.a.v. buyurmuştur ki: “Eğer günahlar gönül tasını karartırsa, o pas arta arta iman cevherini eksiltir.” Bunun ilacının ne olduğu sorulduğunda: “Onun ilacı ve cilası Allah’ın zikridir.” buyurmuştur. Kalbin pasını silen zikir, fikir ve nimetlere şükürdür. Fikir, bâtıl düşünceleri atıp Hakk’ın ayetlerini, Rasulullah s.a.v.’in hadislerini ve Allah dostlarının sözlerini anlayarak ilim tahsiline çalışmaktır.
Mehmet Ildırar
Mehmet Ildırar
Reklam
"Kendini hak ile meşgul etmezsen, batıl seni işgal eder. "
ASHÂB-I BEDİR: SEBRE BİN FÂTİK (R. ANH)
Sebre bin Fâtik radıyallâhü anh, Muhâcirlerden ve Benî Esed kabilesindendir. Kardeşi Hureym radıyallâhü anh Hazretleriyle birlikte Bedir Gazâsı’nda bulunmuştur. Sebre radıyallâhü anh Hazretleri, Dımaşk’ın fethinden sonra arazisini ve evlerini Müslümanlar arasında taksim eden zâttır. Ashâb-ı Kirâm’dan Ebu’d-Derdâ radıyallâhü anh onu görünce, “Muhakkak Sebre’de (r.a.), Resûlullâh sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimizin nurlarından bir nur (hilim nûru) vardır.” buyururdu. Çok halîm, sabırlı bir zât olup insanlardan gelen eziyetlere tahammül gösterirdi. Abdurrahman bin Âiz rahimehullah anlattı: Bir adam Sebre Hazretlerine kötü sözler söyledi, o ise öfkesini yuttu, hattâ cevap vermemek için öyle sabretti ki gözlerinden yaş geldi, yine de cevap vermedi. Sebre Hazretlerinden, Resûlullah (s.a.v.) Efendimizin şöyle buyurduğu rivâyet olundu: “Mîzân, Rahmân olan Allâhü Teâlâ’nın kudretindedir, dilediği kavimleri (hidayeti ve tevfîki ile) yükseltir, diğer bazılarını da (şeytana uymaları, bâtıl yollara sapmaları sebebiyle) alçaltır. Âdemoğlunun kalbi de Rahmân olan Allâh’ın kudreti altındadır, dilediğini (ve dalâleti dileyip isteyeni) saptırır/şaşırtır, dilediğini (ve hidâyeti dileyip isteyeni) de hak ve hidâyet üzere dosdoğru ve sabit kılar.”
'Görüşlere ve sözlere saygı gösterilir' diyenlerin sözleri batıldır. Sadece hakka saygı gösterilir. Batıla ise saygı gösterilmez. Bilakis batıl olduğu beyan edilip, çürütülür ve insanlar ondan sakındırılır. Eğer böyle yapılmaz, herkes hatası üzere devam ederse ümmeti helak eder.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.