Bütün bu sözlerimden ötürü tutupta sen Osmanlı'yı sevmiyor musun? diyenler olacak. Bakınız Osmanlı'yı seviyor musun? soru kalıbı çok yanlıştır. Bu soruya alabileceğiniz net ve mantıklı bir cevap söz konusu değildir. Çünkü bu sorunun cevabı evet ya da hayır değildir. Benim soyadım Kesgin. Kesginler'i seviyor musun gibi bir şey bu. Sülalemdeki herkesi sevecek halin yok ya. Genelde bu soruyu soran kişinin bahsettiği Osmanlı Padişahlarıdır. 36 padişah (fetret devri ile beraber 38) arasında hayran olduğum işler yapanlarda var. Nefret ettiğim şeyler yapanlarda. Mesela;
Neymiş efendim devlet-i aliyenin bekası için kardeş katli şartmış. O dönemin koşullarında daha iyi bir alternatif yokmuş. Hayır vardı;
Doldurmayacaksın sarayı cariyelerle,
sikmeyeceksin hepsini hunharca,
500 tane çocuk yapmayacaksın,
çocuklarında birbirlerini öldürmek zorunda kalmayacaklar...
Devleti Aliyenin bekasıymış... Bir bebeğin boğularak öldürüldüğü bir devleti bırak, dünya yerin dibine batsın!
Kendi öz kardeşlerine kıyan sana da kıyar. Dolayısıyla onların derdi devlet ya da halk değil yalnızca kendi göt korkuları ve çıkarlarıdır. Bugün aynı zihniyet yeniden başımıza bela olmuştur.
Öz kardeşine kıyan adamın hiç bir zaman devlet gibi bir kaygısı yoktur. Onun kaygıları ya da korkusu başkadır. Öz kardeşini öldüren adam sana bana neler yapmaz? Bu adam seni, halkını falan sevmiyor, tahtını seviyor.
Fakat ne oldu netice olarak? Hepsi öldü gitti fakat devlet var olmaya devam ediyor. Ve var olacakta!
Kendilerini ölmeden ceset olarak algılayanlar intiharlarını başkalarının bir vasiyeti gerçekleştireceği gibi gerçekleştirir.
Nilgün Marmara
Her şeyi kabullendim dünya üzerindeki her şeyi acılarımı isyanımı her şeye okey verdim fakat senin artık dünyada olmadığın gerçeğini hiç kabullenemedim
Sen yoksan batsın bu dünya , içindeki her şey ve
Gereksiz hükümleriyle beraber.
İdolünü kaybedenler ve en sevdikleri
toprak olanlar için
Dünya cehennemden de beterdir.
Havanın yüzünde bir kırlangıç sürüsü
Ve yabanıl ak atlar doludizgin
Bu sabah, bu sabah öylesine güzel ki
Bu sabah yağmur yağacak
Bu sabah gün açacak
Bu sabah tekmil tornurcuklar patlayacak
Bahar patlayacak
Köpükler, bulutlar patlayacak
Özlemierin en güzeli, tozlu bir özlem
Topraktan yeni çıkarılmış
Üç bin yıllık yunan şarabı
Atların kara
Onlar yıllardır okuyor, düşünüyor ve üretiyorlar. Biz onların ürettiklerini kullanıyoruz. Elimizdeki telefonların, seyrettiğimiz televizyonların, kullandığımız arabaların isimleri bize bir şey söylemiyor mu? Sultanahmet Meydanı'ndaki bankın üzerinde okuyan adamlar onları yapıyorlar işte Bizler de seyrediyoruz. Başarı ancak onları geride bıraktığımız zaman bizim için anlamlı hâle gelecektir. "Batsın bu dünyal" diyerek elimizi kulağımıza attığımız bir hayat tarzı ileride dünyayı gerçekten başımıza yıkabilir; unutmayalım! Biz isyankar tavırlarla hayata isyan etmeye devam ettikçe, onlar kendi düzenekleri içine mahkûm etmeye devam edecekler bizi. Öyle ya biz rahata alışık insanlarız. Konforumuz bozulmasın istiyoruz. Her şey güllük gülistanlık olsun. Hatta iktidarlar ülkeyi öyle bir hâle getirsin ki ekmeğimizi bile kapıya bıraksınlar istiyoruz. Hayır hayır, öyle bir dünya olmadı, hiçbir zaman da olmayacak.