Bayram günleri kendimi, sebepsizce bir boşlukta bulurum. Sanırsınız rüzgarlı bir havada atılmış bir poşetim, hiç hükmüm yok. Sanırsınız denize atılmış bir taşım, derin bir yerdeyim ama nerdeyim bilmiyorum. Sanırsınız bayramda kapıyı çalan çocuklara verilen şeker gibiyim, nereye gittiğimi bilmiyorum. Bayramın gelmesini bundan dolayı pek heyecanla
Bir Kastamonu'lu (Pınarbaşı) olarak, Koca Çınar'ın Cideli olduğunu bilir hatta Cide'ye tatile gittiğimde bile Çınar'ın evini görmeye gitmişimdir. Cide çok güzel bir ilçedir hatta kasabadır diyebiliriz. 11 - 12 km kumsalı ile Türkiye'nin en uzun kumsalarından birine sahiptir ve en önemli değerlerinden biri de Cideli kadınların taktığı, bu kitaba da
- Bütün herkes nereye gidiyor?
- Camiye. Bu gün bayramın ilk günü. Kurban bayramı.
- Tam olarak neyi kutluyorlar?
- ALLAH İbrahim'in inancını sınamak için ona bir oğlunu kurban etmeyi emretmiş. İbrahim oğlu İsmail'i kurban etmeye kara vermiş. Tam bıçakla onu keseceği an bıçak körelmiş. Allah bu davranışından memnun kaldığı için ona bir koyun göndermiş. Oğlunun yerine kurban etsin diye.
- Bizde de var bu hikaye.
- Babama beni de kurban edip etmeyeceğini sorduğumu hatırlıyorum. Çocukken çok korkardım bu hikayeden. Annem çok erken vefat etmişti de.
- Babanız ne cevap verirdi.
- Beni korumak için Allah'ı bile karşısına alabileceğini söylerdi.
Auf der Anderen Seite / Fatih Akın.
1) Mevlana Anadolu’yu işgal eden Moğollar’la işbirliği yapmıştır.
Moğol ordusu Anadolu’yu baştan başa yakıp yıkmış, yapılan katliamlar ta Afrika’dan duyulmuştur.
2) Moğol işgaline karşı direnişin sembolü olan Ahi Evran’ı öldüren kişi Mevlana’nın yakın dostu ve müridi Nurettin Caca’dır.
Asıl adı “AHİ EVREN HÂCE NASÎRÜ’DDİN” olan Ahi Evran, Prof. Dr. Mikail Bayram’ın da ifade ettiği gibi, bildiğimiz Nasrettin Hoca’dır.
3) Mevlana, Ahi Evran’ın (Nasreddin Hoca) kendi müridi ve Moğollar’ın adamı Nurettin Caca tarafından öldürülmesinden duyduğu memnuniyeti ifade etmek için 45 beyitlik bir şiir yazmıştır.
4) Mevlana Türkçe bilmemektedir. Mevlana'nın oğlu Sultan Veled ve torunu Ulu Arif Çelebi'de tıpkı Mevlana gibi Moğol tarafını tutmuşlardır.
5) Mevlana Velilerin Peygamberlerden üstün olduğunu, savaşa giden sahabelerin eşleri tarafından aldatıldığını, kendi yazdığı Mesnevi’nin Kur’an-ı Kerim’le eşit olduğunu iddia eder.
6) Mevlana'nın arası Hacı Bektaş Veli ile de iyi değildir. Mevlana Hacı Bektaş'tan şeytanın kardeşi diye bahsederken, Hacı Bektaş bir mektubunda Mevlana’ya “Ne iştesin, ne istiyorsun? Dünyada kopardığın bu kıyamet nedir? diye sormuştur.
7)Bir başka mektupta ise Hacı Bektaş Mevlana’ya demiştir ki:
“Eğer aradığını buldunsa sus, bulmadınsa saldığın bu gürültü nedir? Kendini insanoğullarının manzuru yaptın. Halkın bu kadar hanümanını (evini barkını) yıktın. Nedir bu hal?”
8) Son olarak, "Ne olursan ol gel" sözü Mevlana’ya ait değildir. Horasanlı mutasavvıf ve şair Ebu Said Ebu'l Hayr'a aittir.
Bu bayramlardan en önemlisi Purilliya adlı ejder öldürme bayramı. Bu baharda oluyor. Büyük olasılıkla yeni yıl bayramı. Baharda her şeyin canlanması, yaşamın ölümü yenmesini gösteriyor. Bu bayramın ilginç iki öyküsü var: Fırtına Tanrısı, İlluyanka denilen bir ejderle savaşıyor, fakat savaşı kaybediyor. Bunun üzerine Tanrıları yardıma çağırıyor. Tanrıça İnara, eğer kendisini bir ölümlü ile yatırırsa yardım edeceğini söylüyor. Böyle bir ölümlü bulunduktan sonra, ikisi
büyük bir ziyafet hazırlayarak ejderi çağırıyorlar ve onu iyice sarhoş edip adamakıllı bağlıyorlar. Fırtına Tanrısı da gelip onu öldürüyor. Bu öyküde, bizim masallara giren bir motif bulunuyor, o da, Tanrıça bu ölümlüye pencereden bakmamasını söylüyor. O dayanamayıp bakıyor ve evinde bıraktığı karısını ve çocuklarını hatırlayıp onlara gitmek isteyince, Tanrıça adamı öldürüyor. İkinci öyküde, ejder savaşta Fırtına Tanrısı'nın kalbini ve gözlerini alıp götürüyor. Fırtına Tanrısı ölümlü bir kızla evleniyor. Ondan olan oğlu ejderin kızını seviyor ve evleniyor. Fırtına Tanrısı ejderden kalbini ve gözlerini almasını söylüyor oğluna. Oğlu kabul etmeyince, Fırtına Tanrısı hem ejderi hem de oğlunu öldürüyor.
Kurban Bayramını, her yıl hac ibadetini yerine getiren yüz binlerce mü'min kardeşimizle birlikte, vecd ve huzur içinde idrak ederiz. Ve bu mübarek bayramın, bütün İslâm dünyası için fetihlere, hayırlara ve maddi-manevi gelişmelere vesile olmasını niyaz ederiz.
Cenab-ı Hakka kul olmanın ebedi hazzını namazlarımızla, tekbir ve tehlillerimizle ve
FETHİ GEMUHLUOĞLU'NUN OĞLU ALİ'YE MEKTUBU
10 Eylül 1977 Belde-i Tayyibe
Azîz oğlum,
Sen benim umudum, mutluluğum, şifâ ve dermanım, yaşama gücüm, yaşama sevincim ve kavgamın devamısın. Bir bayrak koşusu içindeyiz. İmânımı, inancımı, fikirlerimi sen ve o can kardeşin Selman ebediyete dek devam ettireceksiniz. Mektupların içimi donattı.
Ezidiler… Tarih boyunca zulümler, soykırımlar yaşamış bu halkın hikayesi beni derinden etkiledi. Kütüphanede kitapların arasında dolanırken bu kitabın ismi çok dikkatimi çekti; Melek Tavus’un Halkı Ezidiler. Hemen elime alıp birkaç sayfa okumak istedim. Cümleler, sayfalar su gibi akıyordu elimde. Kitabı ödünç alıp not alarak okumaya başladım.