"Hepimiz aptalca şeyler yaparız bazen."
Bazen çarmıha gerilir gibi kalakaldığımız herhangi bir yeryüzü parçasında yola takılır gözümüz bazen de sebep sonuç ilişkisi olmadan, daha doğrusu ana karakteri olamayacağımızı bildiğimiz olay örgülerinin zaman dilimi içerisinde gözümüz yollarda kalır. Bir süre sonra alışkanlık haline getirip ezbere yaparız bunu. Zamanla kimlerin gelip geçtiğine o kadar da aldırış etmemeye başlarız. Çünkü pek uğrayanımız olmaz. Nadir de olsa (gidici) gelenlerimiz olur küçük dünyamıza, oyalanmaya... Yolun başı, yolun ardı, yolun sonu, sayım memuru havasına girer gibi sayılan beyaz çizgiler, asfalt, çakıl taşları derken tenha sapa bir güzergaha girilince şahlanan toz yığını ve yaban hatırlatır ıssızlık sorunsalını. Romantizm içerikli pastoral kelamlar türetir kimine bu, kimi içinse sadece bir devinimden ibarettir. Neyse çok uzatıp gözünüzü yormayayım. Duygusal farkındalıkla harmanlanan beyin hücrelerimin beni çıkardığı bu yolculuğun sonuna gelirken söylemek istediğim bir çift söz var ama. Yol, çıkan için umut etmenin bakan için beklemenin somut halinden başka nedir ki.
Reklam
Şayet gelecek gelecekse sesleniş
Geçip giden yıllar ömür tükettiğim yollar nelerimi götürecek kestiremiyorum. Şöyle bir ceplerimi karıştırıyor neyim var gidecek, diyeyim ki şu da beni terk edecek.. Dargınız, günün çoğu kırgınız; Bazen de yorgunuz, yorgunum. Bir düzen kurdum değilde uydurdum kendime, elimdeki ayarı bozuk ölçüyle; kestiremiyorum kaç yıl daha yaşarım değilde yıpranırım.Okunma çabalarına girdiğim o gece okudum bendeki seni hece hece, keşke okuma bilmeseydik. Ne büyük lütuf yediğim önümde yemediğim yine önümde sıkıyorsa yeme.Anne,yemeklerini özledim; yap aç olmasamda bir kaşık iki kaşık yerim. Aç mıyım tok muyum hissedebiliyor musun anne,hissedemiyorum. En son ne zaman ne yedim hatırlayamıyorum mühim değil üzülme. Çocukluktan kalma gerek olsa içimde, bir başına başımla yenmiyor olsada yanında rakı meze, şuurum desen yerli yerinde. Bunu yıllar yollar sonra hangi şartlarda okurum bilmem, sen söyle ama yazarken ki ruh halim uyumam gerektini söylüyor ölüme.
Okuman umuduyla....
Ya aslında seni tanıdım gün çok şanslıymışım, ama fark etmedim. O gün ekranın başında kahkaha atmaktan ateşim çıkmıştı hatta jkkjvx🤦🏻‍♀️ sonra ne oldu bilmiyorum birisi girdi hayatımın içine, her şeyi bozdu ama üzülmemi istemedi...Sende beni çok seviyordun biliyorum hala seviyor musun emin değilim. Kendimi affettirebilecek miyim? bilmiyorum... Ve o eski günlerden aklımda kalan tek bir cümlen var "Üzülme, aynı gökyüzüne bakıyoruz sonuçta ⭐" dedim ki ben bu çocuğu üzerim, ama asla üzmedim seni kendimi şaşırttım. Bazen sırf ekran başındaki kişiyi üzmemek için o nu çok seviyormuş gibi yaparız ya bazen de üzülmemesi için güzel sözler söyleriz.. ama bazen de gerçekten severiz ve önemseriz sen kendini inandırmak istemedin ama inansaydın her şey değişirdi ben seni çok sevdim hala da öyle bana ne dersen de umurumda değil. Bu dünyada binlerce takıntım var belki sende o takıntılarımdan birisindir, sana zarar gelmesini istemiyorum beni ne kadar çok üzsen de, o kadar çok peşinden koştum ki seni bıktırdım sanırım. Artık peşinden koşmayacağım dede Dönmeni ve beni affetmeni umut ederek🌈, ve hiç bir zaman olmadığım bir insan gibi davranmayacağım. Ben hala o konuşmamamı istemediğin insanı çok seviyorum özür dilerim ama çok seviyorum o her daim yanımda oldu, sen yokken bile.. Seni kendimden nefret ettirmek istemiyorum daha fazla inat etmeyeceğim. Beni istemiyorsun kabullendim artık..*SENİ ÇOK SEVİYORUM* Hiç bir gönderme yapmadım sadece oku cevap ve ya yorum yapmak zorunda değilsin bilsen ve inansan yeter....☁
-Denge diyorum denge şart bir kere! -Ben dengesizim hocam. -Haydaa ne diyorsun evladım sen? -Hocam benim hayatımda denge yok zaten bende de yok. Duygularımı hep uçlarda yaşarım bi sabah kalkarım enerjik hayattan zevk alan ve en önemlisi umutlu uyanırım bi sabahta kara bulutlar eşliğinde uyanırım umut kelimesine nefret duyumsarım. Bazen sinirli bazen dünyanın en sakin insanı olurum bazen çok konuşurum o kadar çok konuşurum ki az kala derinlere inerim ama son anda susarım. Dengesizim işte hocam bir anım bir anımı tutmaz belirsizlik girdabında boğulurum. -Ama insan boğulmadan nefes alamaz ki. -O ne demek hocam biz balık mıyız şimdi? -Haydaa yavrum evladım iyi dinle biz balık değiliz çünkü dünya cam fanustan ibaret değildir. Düşmeden kalkamazsın. Çökmeden toparlayamazsın. Boğulmadan nefes alamazsın. Kendinde boğulmadan kendini bulamazsın. Kaybetmeden kazanamazsın. İşte bunlar denge sen her gün enerjik ve mutlu uyansan onun kıymetini bilmezsin ki burda da denge devreye girer gece ile gündüz gibi hep aynı olamayız hep aynı duyguları hissedemeyiz unuturuz ve bastırırız hal böyle olunca da insan doğası denge ister zira insan arapça bir kelime anlamı unutan demek unutursun çünkü insansın çünkü nankörsün çünkü alışırsın.
Susarak da konuşabiliriz, saygı duymadan ssevemeyiz,merak ve ilgimizi kaybetmezsek, heves ve heyecanımızı da kaybetmeyiz,alışırsak güveniriz,güvenirsek her zaman yanılma ihtimalimiz vardır.Bazen senelerce tanıyıp sevemeyiz, bazen bize ait olduğunu görür görmez anlarız.. Kaybetmekten korkmadan, fütursuzca ve kabaca hareket edersek kaybedince pişmanlığımız fayda etmez.Kaybetmekten fazla korkarsak da kendimiz olamayız,kimse kendisi gibi davranmayan biriyle mutlu olamaz,yani çok korkarsak kaybederiz. Arkadaşlar samimiyetle ve sabırla istemeye, kendimizi geliştirmeye, sakin ve ilgili, içimizden geldiği gibi olmaya devam ettiğimiz sürece hayat bize her şeyin en güzelini en doğru zamanda,en doğru şekilde verir.Ne bir pişmanlık yaşarız ne bir ukte kalır içimizde..Yirmi yıllık bir yıkık olarak tecrübem şu ki istemek,inanmak, sabırla beklemek,kendimize zarar vermeyecegimiz ölçüde çabalamak, her zaman olumlu sonuçlanır.Yıllar önce neyin duasını yapmışsam,neyin hayalini kurmuşsam birebir yaşıyorum ve nelerden çok korkmuşsam onları da.. 13.11.21
Reklam
772 öğeden 361 ile 370 arasındakiler gösteriliyor.