Fosil yakıtlara bel bağlamak daha önceden dünyanın bir gün bu yakıtları tüketeceği kaygısı nedeniyle sürdürülemez görülürken, bugün artık bu kaynakları yakmanın yarattığı çevresel sonuçlardan ötürü sürdürülemez görülmektedir.
Malthus'un öngörüsüne göre, sonuç da insanî ve doğal sistemlerin felakete uğrayarak çökmesidir.
Yerel kararların küresel etkileri olduğundan, entegre yaklaşım hem yerel halka hem de gezegene faydalı olacaktır.
Okur Takip Önerileri
Katı atık sektöründe teknoloji transferi, halkın farkındalığı ve doğru uygulanan politikalar sürdürülebilirliğe geçişi teşvik edebilir.
İnsanlar kentsel alanlara taşınmaya devam edip tüketim seviyeleri arttıkça, kentler giderek artan miktarda atık üretiyorlar. 2012 yılında, dünya çapında kentsel katı atık akışı toplamda 1,3 milyar ton ağırlığındaydı. 2025 yılına kadar bu rakam yılda 2,2 milyar tona çıkabilir. Bu atıkların çoğu, ciddi hava ve su kirliliği yaratan ve sera gazı emisyonlarına katkıda bulunan çöp sahalarında sonlanıyor.
Kentlerin sera gazı emisyonlarının büyük payına sahip olmaları sürpriz değil, çünkü ekonomik faaliyetler kentlerde yoğunlaşıyor.
Antik medeniyetler yıkılırken, elitlerin anlamlı liderliğinden yoksun halk, daha az enerji yatırımları gerektiren yeni, daha basit sosyal ve ekonomik düzenlemeler yaratmıştır.
Kent yaşamı tarihsel olarak beraberinde sosyal sınıflaşmayı ve tam zamanlı bir iş bölümünü getiriyor.
Daha az likit ulaşım yakıtı olan bir dünyada, kentlerin son yıllarda olduğu gibi büyümeyi nasıl sürdürebileceğini görmek zor.
Çoğu kentte, refah birçok insan için hatta insanların çoğu için eksik.
Kentler bugün günümüzün başlıca zorluklarıyla mücadelede liderlik alabilecek pozisyonda..
Birçok gerekli teknoloji ve politika bilinmekle birlikte, tam olarak sürdürülebilir bir kent inşası için tarifler, uygulanmak bir yana henüz geliştirilmedi bile.
Toplam gelirin önemli bir kısmı mutlu bir azınlığın eline geçerse, onların tüketim kalıplarına ve tercihler dizisine uygun olarak ekonomide genelde lüks mallar üretilir. Gelir dağılımı dengeli dağılırsa, daha adil olursa, ekonomide temel ihtiyaç maddelerinin üretimi öncelik kazanır.
Bir ülkenin her tür ekonomik ve toplumsal olaylarını değerlendirmek nüfusa dayanır.